Rojin Kabaiş Soruşturmasına Yeni Savcı Atandı

    Soruşturmada ikinci bir savcı görevlendirildi. Nizamettin Kabaiş, “Rojin’imize ne oldu? Kim ne yaptı? Bunun sonucunu bir an önce çıkartsınlar” dedi.

    Soruşturmada ikinci bir savcı

    Çewlik.net – Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Okul Öncesi Bölümü birinci sınıf öğrencisi 21 yaşındaki Rojin Kabaiş, kaldığı Seyyid Fehim Arvasi Kız Yurdu’ndan 27 Eylül’de ayrıldıktan sonra bir haber alınamadı.

    Kabaiş, 15 Ekim’de kampüs sahiline 20 kilometre uzaklıktaki Molla Kasım sahilinde ölü bulundu. Rojin Kabaiş’in şüpheli ölümüne dair yürütülen soruşturmada gizlilik kararı bulunmasına rağmen ana akım medyaya intihar algısını yaratmaya dönük kimi veriler servis edildi.

    Rojin Kabaiş’in ailesi ise Rojin’in intihar etmediğini, şüpheli ölümünün intihar denilerek kapatılmaya çalışıldığını söyledi.

    Dosyaya İkinci Savcı

    Son olarak konuyla ilgili yeni bir gelişme yaşandı.  Soruşturmada ikinci bir savcı görevlendirildi. Yeni savcı Rojin’in babası Nizamettin Kabaiş, annesi Aygül Kabaiş ve 3 kız kardeşinin ifadelerine yeniden başvurdu.

    Dün avukat Nahit Eren ile Diyarbakır Adliyesi’ne gelen Kabaiş ailesi, SEGBİS üzerinden savcıya ifade verdi.

    Baba Kabaiş’ten Açıklama

    Nizamettin Kabaiş, Van Emniyet Müdürlüğü’nden arandıklarını belirterek şunları söyledi:

    “Bana yeni bir savcı görevlendirildiği, dosyanın ikinci savcısı olduğu söylendi. Onun için dediler ki ‘Rojin’in annesi, ablaları bir de küçük kardeşi Elif var. 4 kişi istediler.

    Dediler ki gelsinler ifade gibi bir şey yani, Rojin’i tanıyalım. Bunlar Rojin’le konuşmuşlar, Rojin Van’dayken durumu nasıldı? Neyi seviyordu diye, o amaçla çağırdı bizi.

    Biz gittik Diyarbakır Adliyesi’ne. İlk önce annesinin ifadesi alındı. Zaten hepimiz bir odadaydık. Nahit Bey’e de söyledik. O da avukatımız olarak geldi. Hep birlikte odadaydık.

    İlk Annesi Konuştu

    Ayrı ayrı ilk önce annesinden başladı. Savcı dedi ki ‘Onunla konuşmuşsunuz. Rojin’in morali nasıldı? Durumu nasıldı, neyi seviyordu?’ Bu tür bu şeyleri sordu.

    Annesi de savcıya SEGBİS üzerinden ben Rojin’e sesli mesaj bırakmışım, kendisi de bana yemek fotoğrafı gönderdi tepsiyle beraber göndermiş.

    Yani o anlama geliyor ki ben yemek yiyorum. Sonra annesi yine sesli mesaj atıyor, diyor ki sen müsait olduysan beni ara konuşalım. Kendisiyle yukarıda konuştuk.

    “Marketin Kapısına Kadar Gitmiş, Sonra Telefonunu Kapatmışlar”

    Aşağıya kadar geliyor. Sonra Rojin demiş ki ben markete gidiyorum, kahve alacağım. Marketin kapısına kadar gitmiş. Ondan sonra telefonu kapatmışlar.

    Ondan sonra o da arkadaşıyla konuşmuş. Yani bu konuşmaları savcı sordu. Kardeşlerin ifadesinde de aynı şekilde savcı sordu. Ablası da bir iki sefer konuştuklarını söyledi. Morali iyiydi, görüntülü konuştuklarını, Rojin’in kaldığı odasını ve manzarayı gösterdiğini söyledi.”

    “Kim O Telefonu Oraya Bıraktı”

    Baba Kabaiş, yeni savcıya Rojin’le ilgili tüm bilgileri verdiğini söyledi:

    “Savcıya anlattım. Dedim ki Rojin’in kaybolduğu gece Sait Faik Abasıyanık kitabını okuduktan sonra Google’a girdikten sonra intihar ettiği iddiası üzerine ben de merak edip Yenişehir ilçesinde bulunan Sümerpark içerisindeki kütüphaneye giderek kızımın oradan ödünç alarak okuduğu kitapların listesini istedim.

    Bana dediler ki Rojin, üniversiteye gitmeden 8 ay önce Sait Faik Abasıyanık’ın kitabı da dahil olmak üzere eve getirmiş. 8 ay önce okumuş. 19 Şubat 2024’te kitapları eve getirmiş, 13 Mart 2024’te de kitapları geri teslim etmiş.

    “Rojinimize Ne Oldu”

    O 3 kitap 24 gün evimizde kalmış. Ben bunu merak ettim. Savcıya anlattım. Dedi biz buna da bakacağız. 2 savcı birlikte görev yapacak. Rojin’imize ne oldu? Kim ne yaptı?

    Bunun sonucunu bir an önce çıkartsınlar. Kim buna zarar verdi? Bunun katili kimdir? Niye böyle oldu? Niye 4 ay sürdü? Daha biz ne soru soruyoruz? Cevabını alamıyoruz. Kim o telefonu oraya bıraktı. Ters akıntı 24 kilometre bunlar hepsi meraktır” diye konuştu.

    “Herkese Görev Düşüyor”

    Nizamettin Kabaiş kızının soruşturmasına bakan savcı sayısının artırılması üzerine rahatladığını söyledi:

    “Yeni savcımız gelmiş, 2 savcı olması nedeniyle ben biraz rahat oldum, çok iyi oldu, ilgileniyorlar, ben biraz rahat oldum. Yani kimsenin elinde Rojin’in fotoğrafı yoktu, kimseye merak değildi.

    Hani ben bunu istiyorum. Televizyon kanalları olsa, avukatlar olsa, ünlüler olsa milletvekilleri olsa, kim olursa olsun Rojin’imin davasını takip etsinler.

    Onlara da merak olsun. Desinler ki bu genç öğrencimize ne oldu? Kim ne yaptı? Niye böyle oldu? Yani sadece bu biraz bana tek düşmüyor. Aileye tek düşmüyor. Herkese bu görev düşüyor.

    “Sahip Çıkmadılar”

    Üniversiteye götürdüm, teslim ettim. Yurda teslim ettim. Sahip çıkmadılar. Ben bunu söylediğim zaman çoğu insanlar yanlış anlıyor. Diyor ki ‘Nizamettin abi devleti hedef alıyor. Üniversiteyi kötülüyor, yurdu kötülüyor.’

    E peki biz bunları takip etmezsek, bunları söylemezsek biz nasıl katilin izini bulacağız? Rojin’imize ne oldu, nasıl öğreneceğiz? Her şeye yasak koymuşlar.

    Kısıtlılık getirmişler. Dosyada gizlilik vardır. Neyi soruyorum, neyi merak ediyorum karşılık alamıyorum. Telefonuna ne oldu? Cansız bedeni kim buraya bıraktı?

    “Telefonu 4 Aya Yakındır Nasıl Çözülmedi”

    Kameraları izlemek istiyorum. Telefonu 4 aya yakındır nasıl çözülmedi, ben onu anlayamadım. Hala WhatsApp’ın bir kısmı açılmamış. Açılmamışsa hatta biz de dedik onlar da kendisi dedi.

    Olmazsa yurt dışına göndereceğiz. Yurt dışına gönderin. Yani en çok fazla kalsa bir hafta olsun, 10 gün olsun, niye 4 ay sürüyor. Bir telefonun açılması o kadar mı zordur?

    Telefonu şirketine göndersinler. Telefonun içinde ne var? Kim ona mesaj atmış? Kim onunla konuşmuş? Belki birisi ona plan kurdu. Bu ortaya çıkar en azından”. (Kaynak)