16.3 C
Bingöl
Pazartesi, Mart 10, 2025

Bingöl’de Kadınlar 8 Mart’ta Haykırdı: Mücadeleyi Büyütelim

BİNGÖL – Bingöl’de kadınlar 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde bir araya geldi. Ulu Cami önünde toplanan kadınlar PTT Kavşağına kadar yürüdü. Jin, Jiyan, Azadî; Kadın, Yaşam, Özgürlük sloganlarıyla yürüyen kadınlar kavşakta basın açıklaması yaptı.

Basın açıklamasını Bingöl Kadın Platformu adına Ceyhan Barış Oğur okudu. Barış Oğur, kadınların 8 Mart’ta emek sömürüsüne, savaşlara, yoksulluğa, eşitsizliklere, adaletsizliğe ve kadınları yok sayanlara karşı meydanları doldurduğunu söyledi. İktidarın 2025’i ‘aile yılı’ ilan etmesine kadınların tepki gösterdiğini belirterek “‘Aile değil kadınız’ diyerek tüm kadınları erkek egemen sınırlara sınırlara ve kapitalist sömürüye karşı emek ve özgürlük mücadelesini büyütmeye çağırıyoruz” dedi.

“AKP-MHP İktidar Bloğu Bize Aile Dışında Var Olma Seçeneği Tanımıyor”

Barış Oğur, iktidarın kadın düşmanı açıklamalar yaptığını belirterek “Neredeyse tüm kurumlar, plan ve programlarıyla ne zaman evlenmemizin uygun olduğundan, nasıl ve kaç çocuk doğuracağımız, nasıl yaşamamız, giyinmemiz ve davranmamız gerektiğini, hangi çalışma biçiminin bize göre olduğunu tarifleyerek bedenimiz, kimliğimiz ve emeğimizi kuşatma çabası içinde. Yani AKP-MHP iktidar bloğu bize aile dışında var olma seçeneği tanımıyor” diye konuştu.

Açıklama şöyle devam etti:

“AKP’nin, yerlilik ve millilikle kuşatılmış tek tip bir aile anlayışı dayatan geleneksel cinsiyet rollerini ve eril tahakkümü pekiştiren cinsiyetçi düzenlemelerine, “aile yılı” adı altında kadınların emeğini ve kimliğini görünmez kılmaya çalışmasına, bakım emeğinin sorumluluğunu kadına yükleyen çocuk, yaşlı, hasta, engelli bakımının sosyal devletin sorumluluğu olduğunu kabul etmeyen politikalarına, “Kadınların iş ve aile yaşamını uyumlulaştırması “adı altında güvencesiz, kısmi, uzaktan, esnek çalışmayı esas alan istihdam politikalarıyla ekonomik bağımsızlıklarını kısıtlamayı hedeflemesine;

Şiddete maruz kaldığımızda “aile birliği”ni koruma adına sessiz kalmamızın beklenmesine KARŞI ÇIKIYORUZ.
Esnek ve güvencesiz istihdam değil güvenceli istihdam, güvenli iş yerleri İSTİYORUZ.
Çocuk bakımının kadının değil, ebeveyn sorumluluğu olduğunu, her mahalleye ücretsiz, nitelikli, anadilinde kreş açılmasının gerekli olduğunu hatırlatıyoruz

“Kadın Bakanlığı kurulması konusundaki ısrarımızı yineliyor; “2025 AİLE YILI” DEĞİL “KADIN YILI” diyoruz.

“Barış ve Özgürlük Talebimizi Yükseltiyoruz”

AKP/MHP iktidar bloğunun cinsiyetçi politikalarının yanında ekonomik krizler, anti demokratik uygulamalar, tüm yetkinin tek elde toplanması, hukukun üstünlüğü ilkesinin ihlali, örgütlenme ve ifade özgürlüğüne yönelik kısıtlamalar yaşamlarımızı derinden etkiliyor. AKP-MHP iktidarının “yeni Türkiye’sinin bizi yaşama, barınma gibi temel haklarımızdan mahrum bıraktığını, seçme ve seçilme hakkımızı gasp ettiğini görüyoruz.

Demokratik bir ülkede eşit özgür yaşama talebinin suç sayıldığı bir ülkede yaşıyoruz. Toplumsal muhalefet bir bütün hedef alınmış durumda. Emek mücadelesi veren sendikacılar, seçilmiş siyasetçiler, özgür basın emekçileri, sanatçılar cezaevlerinde.

Seçilmis belediye başkanları ve eş başkanları birbiri ardına görevden alınıyor. Doğrudan atamalarla yerel yönetimler kayyumlara devrediliyor.

Görevi devralan kayyumlarla yerel yönetimler bünyesindeki cinsiyet eşitliği temelli kurullar ve merkezler işlevsizleştiriyor, toplu sözleşmeler geçersiz kılınıyor. Buna karşı ses yükseltmekse suç sayılıyor.

Tüm bunlara karşı bu 8 Mart’ta da demokrasi, eşitlik, barış ve özgürlük talebimizi yükseltiyoruz.

SAVAŞ POLİTİKALARINA SON VERİLSİN! KAYNAKLAR EĞİTİME, SAĞLIĞA VE KADIN İSTİHDAMINA AKTARILSIN! İFADE VE ÖRGÜTLENME ÖZGÜRLÜĞÜNÜN ÖNÜNDEKİ TÜM ENGELLER KALDIRILSIN! diyoruz.

Şiddetsiz, Bir Yaşam İstiyoruz!

Dünya genelinde her 3 kadından 1’i fiziksel veya cinsel şiddete maruz kalıyor. Türkiye’de ise kadın cinayetlerinin geldiği boyutu, 2024’ün Ekim ayından bu yana endişeyle takip ediyoruz.

2024’ün son aylarında Narin’in ailesince katledilmesi ve izleyen günlerde artan kadın cinayetleri, eril yargının Muğla’da vahşice katledilen Pınar Gültekin’in katilinin haksız tahrik indiriminden faydalanabileceğine hüküm getirmesi bir kez daha bu iktidarın kadına yönelik şiddetle mücadele kararı olmadığını gösterdi.

“İstanbul Sözleşmesine Dönülsün”

Kadınların aileleri içinde, evde, sokakta ve işyerlerinde güvende olması için İSTANBUL SÖZLEŞMESİNE DÖNÜLSÜN ve kadını şiddet ve istismardan, ayrımcılıktan koruyacak uluslararası standartlar hayata geçirilsin, ulusal mevzuat buna göre düzenlensin istiyoruz!

İşyerinde şiddet ve tacizin önlenmesini düzenleyen ILO’nun 190 Sayılı Sözleşmesi’ne taraf olunsun ve sözleşmeyle ilgili düzenlemeler yapılarak uygulamaya konulsun diyoruz.

Geçmişten bugüne mücadele ederek, örgütlenerek, direnerek ve dayanışarak dünyayı değiştiriyoruz: Bizi evle, savaşla, yoksullukla ve baskıyla kuşatmaya çalışan erkek egemen sistemin getirdiği eşitsizliğe, baskıya ve bizi susturmaya, haklarımızı gasp etmeye çalışanlara karşı birleşelim, mücadeleyi büyütelim.

Kadınlar örgütlendiğinde, birlikte mücadele verdiğinde dünya değişir!

YAŞASIN 8 MART!

JİN, JİYAN, AZADİ!

İlginizi Çekebilir

- Reklam -

Son Haberler