11.6 C
Bingöl
Çarşamba, Mayıs 14, 2025

Türklük Sözleşmesi Ekseninde Diyalog ve Toplumsal Gücün Siyasal Mesajı


Hesar dağı eteklerinde köy evinde, eski tahta masanın etrafında toplanmış dört kişi. Dışarıda rüzgâr, Bingöl’ün dağlarından taşıdığı serinliği sokağa bırakıyor. Masada çay bardakları, dumanı tüten sigaralar ve keskin bir tartışma. Konu: Türklük sözleşmesi, toplumsal güç ve siyasal erklere verilecek mesaj.

Davut: (çayını karıştırırken) Türklük sözleşmesi dedikleri, bu topraklarda yüz yıldır bir gölge gibi üstümüzde. Kimliklerimizi, dillerimizi, kültürlerimizi tek bir kalıba sıkıştırmaya çalışan o görünmez anlaşma. Ama artık diyalog zamanı. Sokakta, mecliste, her yerde konuşmalıyız. Sizce bu nasıl mümkün?

Zeynep: (gözlerini kısarak) Diyalog dedin de, Davut yoldaş, kiminle? Yıllardır kulaklarını tıkayanlarla mı? Toplumsal gücümüzü sahada göstermezsek, kimse bizi duymaz. Bak, Kürt halkı, Alevi, Çerkes, kim varsa, hep susturuldu. Söz değil, eylem lazım. Mitingler, yürüyüşler, örgütlü bir ses!

Fuat: (elindeki kalemi masaya vurarak) Zeynep yoldaşa katılıyorum ama eksik. Eylem evet, ama mesaj net olmalı. Türklük sözleşmesini sorgulamak, sadece kimlik meselesi değil. Bu, adalet, eşitlik, özgürlük meselesi. Siyasal erklere şunu demeliyiz: “Bizi yok sayamazsınız!” Bunun için sahadaki gücümüzü, diyalog masasına da taşımalıyız.

Dilan: (derin bir nefes alıp) Bakın, diyalog da eylem de tamam. Ama unutmayalım, bu sözleşme sadece devletle değil, toplumun zihninde de var. Komşumuzla, iş arkadaşımızla konuşmadan, o zihniyeti kırmadan olmaz. Toplumsal gücümüz, her birimizin cesaretinde. Mesela, ben mahallede kadınlarla konuşuyorum, “Niye dilimiz yasak?” diyorum. Damla damla değişir bu iş.

Davut: (gülümseyerek) Dilan yoldaş, haklısın. Zihinleri değiştirmeden, yasalar değişse ne yazar? Ama Fuat yoldaşın dediği gibi, siyasal erklere de bir tokat lazım. Mesela, yerel seçimlerde gördük. Halk, sandıkta “Eşitlik istiyoruz” dedi. Şimdi bu mesajı büyütmeliyiz. Diyalog mecrası dedik ya, işte bu: sokak, sandık, mahalle, ekran… Hepsi!

Zeynep: (coşkuyla) O zaman şu: Toplumsal gücümüzü birleştirelim. Kürt’ü, Türk’ü, Alevi’si, Sünni’si… Türklük sözleşmesini yırtıp, yeni bir toplumsal sözleşme yazalım. Ama bu sefer eşitlik, özgürlük, adalet üstüne. Siyasal erklere mesajımız net: “Bizi bölerek değil, birleştirerek var olursunuz!”

Fuat: (not alarak) Güzel. Bu mesajı taşımak için örgütlenelim. Mahallelerden meydanlara, dijitalden sokağa. Diyalog, bizim gücümüzü anlatmanın yolu. Ama unutmayın, o diyalog cesur olmalı, korkusuz olmalı!

Masada bir anlık sessizlik. Bardaklardan yükselen buhar, kararlılığın sıcaklığıyla karışıyor. Dışarıda rüzgâr hâlâ esiyor, ama içeride bir ateş yanıyor. Türklük sözleşmesinin gölgesine karşı, toplumsal gücün sahada ve diyalogla yükselteceği ses, siyasal erklere unutulmaz bir mesaj vermeye hazır.

İlginizi Çekebilir

- Reklam -

Son Haberler