Karşılıklı diyalog varsa karşılıklı adımların olması gerektiğini bilmeliyiz.
Hukuk, adaleti sağlamak, bireylerin özgürlüklerini korumak ve toplumsal barışı tesis etmek için vardır. Ancak, hukuk bir baskı aracı olarak kullanıldığında, özgürlükleri kısıtlayan bir silaha dönüşebilir. Bu söz, hukukun silahların gölgesinde değil, adaletin ve vicdanın ışığında yükselmesi gerektiğini hatırlatır.
“Hukukun amacı, özgürlüğü ortadan kaldırmak veya kısıtlamak değil, korumak ve özgürlüğü genişletmektir.” Hukukun özgürlüklerin teminatı olması gerektiğini vurgular. Ne yazık ki, bugün pek çok yerde hukuk, siyasi tutsakların ve özellikle ağır hasta tutsakların özgürlüklerini ellerinden almak için bir araç haline getiriliyor.
#TümSiyasiTutsaklaraÖzgürlük çağrısı, bu çelişkiye bir isyandır. Siyasi tutsaklar, düşünceleri, inançları veya mücadeleleri nedeniyle özgürlüklerinden mahrum bırakılıyor; ağır hasta tutsaklar ise sağlık hakları hiçe sayılarak hayatta kalma mücadelesi veriyor. Hukuk, onların sesini susturmak ya da sağlıklarını riske atmak değil, insan onurunu ve haklarını korumak için var olmalıdır.
Kürt meselesi gibi derin sorunlarda hukuk, ya barışın köprüsü olur ya da çatışmanın duvarı. Adalet, sadece güçlülerin değil, herkesin özgürlüğünü garanti altına aldığında anlam kazanır. Özellikle ağır hasta tutsakların durumu, hukukun vicdan sınavıdır; onların özgürlüğü ve tedavi hakkı, adaletin en acil taleplerindendir.
Hukuk, silahların değil, insanlığın hizmetinde olmalıdır. Özgürlük, sadece bir hak değil, aynı zamanda bir mücadele alanıdır. Siyasi tutsakların ve ağır hasta mahkumların özgürlüğü, bu mücadelenin en temel taşlarından biridir.
Hukukun üstünlüğü, vicdanın ve adaletin üstünlüğüyle mümkündür. #TümSiyasiTutsaklaraÖzgürlük, sadece bir slogan değil, hukukun gerçek amacına dönüş çağrısıdır. Özgürlük ve sağlık hakkı, herkes için, her zaman!
Ağır hasta tutsakların hakları, hem uluslararası hem de ulusal hukuk normları çerçevesinde temel insan hakları kapsamında korunmaktadır.
Raşun şıma bımbarıkıb..