BERVAN TAN – ÇEWLİK.NET/ ÖZEL HABER
BİNGÖL – Türkiye’de ‘Öğretmenler Günü’ olarak kutlanan ve herkesin öğretmenlik mesleğini kutsadığı 24 Kasım’ın ardından eğitimciler yine sorunlarıyla baş başa kaldı. Yaşanan ekonomik kriz, eğitim politikaları, sosyal ve mesleki sorunlar öğretmenlerin çalışma koşullarını her geçen gün zorlaştırsa da eğitimciler, yine de hakları için mücadele etmeye devam ediyor.
Türkiye genelinde yaşanan sorunlar Bingöl’de de yaşanıyor. Bingöl’de öğretmenler bir yandan ekonomik zorluklarla mücadele ederken diğer yandan da eğitim politikalarının yarattığı zorluklarla ve depremin ardından yaşanan hasarlı okul binaları sorunlarıyla mücadele ediyor.
Eğitim Sen Bingöl Şubesi’nden Kenan Önalan ve Faruk Aris, Bingöl’deki öğretmenlerin yaşadığı sorunları, sendikal mücadeleyi ve Türkiye’deki eğitim politikalarını Çewlik.net’e anlattı.
‘SON 20 YILDA SENDİKALAR, İKTİDAR TARAFINDAN DOMİNE EDİLİYOR’
Öğretmenlerin sendikal mücadelesinin 1900’lerin başında Encümen-i Muallim ile (Öğretmen Hareketi) başladığını söyleyen Kenan Önalan, bu tarihin öğretmenlerin ve emekçilerin aktif bir şekilde direnişini simgelediğini vurguladı. Türkiye’deki sendikal sürecin giderek siyasi iktidar tarafından domine edildiğini ifade eden Önalan, şunları anlattı:
“Yıllar geçtikçe emekçiler, sermaye ya da iktidarlar tarafından çeşitli baskıya, sürgünlere, açığa almalara gibi birçok durumla karşı karşıya kalmıştır. Eğitim Sen olarak mücadelemiz 115 yıldır sürüyor. Ekonomik, özlük, sosyal haklarımız için alanlardayız. Bununla ilgili çalışmalarımız devam ediyor. Sendikalaşmanın farklı yöne evrildiğini söyleyebilirim. Özellikle siyasi iktidarın son 20 yıl içerisinde uyguladığı politikalarla sendikalaşma iktidar güdüne girdi. Eğitim Sen olarak bulunduğumuz çizgi asla değişmedi, onurlu bir şekilde mücadele ediyoruz.”
‘ÖĞRETMENLER HAKLARINI SAVUNMADA PASİF KALIYOR’
Her Eğitim Sen üyesinin mücadelesinin tarih boyunca devam ettiğini fakat son dönemde yaklaşık 1 milyon emekçi öğretmenin çalışma dışında kendi haklarını savunabilecek bilinç ve direniş konusunda pasif kaldığını söyleyen Önalan, “Son zamanlarda yaratılan bir korku var, bu korku emekçilere de yansımış durumda” dedi.
‘ÖĞRETMENLERİN EN BÜYÜK SORUNU EKONOMİ’
Hem saha araştırmalarında hem de eğitim sendikalarının öğretmenlerin koşullarını yönelik yaptığı araştırmalarda öne çıkan en önemli ayrıntı öğretmenlerin yaşadığı ekonomik sıkıntılar oluyor. Öğretmenlerin ekonomik sorunlarında dikkat çeken Önalan, “Bildiğiniz üzere açlık sınırı her geçen gün artıyor. Öğretmenlerin alım gücü oldukça zorlaştı, metropollerde çalışan emekçi arkadaşlar kiralarını ödemekte dahi çok büyük sıkıntı yaşıyorlar. En büyük temel sıkıntımız ekonomi” ifadelerini kullandı.
‘ÖĞRETMENLER KENDİ ARALARINDA SINIFLANDIRILIYOR’
Öğretmenler, “Sözleşmeli, ücretli, kadrolu” ayrımcılığına tabi tutuldu. 2016 yılında OHAL KHK’si ile getirilen sözleşmeli öğretmenlik modeli kalıcılaştı. Öğretmenler arasında ayrımcılığa neden model kapsamında çalışan öğretmen sayısı 150 bine dayandı. Milli Eğitim Bakanlığı, sözleşmeli ve kadrolu ayrımının öğretmenler arasında ayrımcılığa yol açtığını raporlarında itiraf etti. Bakanlığın faaliyet raporlarının, “Zayıflıklar” bölümünde, “Sözleşmeli ve kadrolu öğretmenler arasındaki özlük farklılıkları bulunması” ifadesi kullanıldı.
Öğretmenlik mesleği, “Öğretmenlik Kariyer Basamakları Yönetmeliği” ile ağır bir yara daha aldı. Yönetmelik ile öğretmenlerin, “Uzman Öğretmen, Başöğretmen” ve “Aday Öğretmen” olarak ayrılmasının önü açıldı.
Eğitimde yaşanan bu gelişmelerin iç huzuru bozduğunu söyleyen Önalan, “Anayasada da tanımlanan ‘’Eşit iş, eşit ücret!’’ ilkesini savunuyoruz, bizlerin temel ilkesidir. Öğretmen öğretmendir, sınıflandırılmamalıdır” dedi.
ÜCRETLİ ÖĞRETMEN SORUNU
Bingöl’de yaşanan eğitim sorunları anlatan Faruk Aris, şunları anlattı:
“6 Şubat Maraş merkezli depremin ardından Bingöl’de yirmi beşin üzerinde okul çürük bulunarak yıkıldı. Bu nedenle neredeyse tüm okullarımız ikili eğitime döndü, ders saatleri otuz dakikaya düşürüldü. Yerelde ücretli öğretmenlik konusunda ciddi bir sıkıntı yaşanıyor. Adaletsiz bir şekilde alanında uzman olmayan, niteliksiz kişiler ücretli öğretmen olarak çalıştırılıyor. Bu nedenle öğrenciler kaliteli ve verimli eğitim almakta sorun yaşıyorlar.”
‘ÖĞRETMENLERİN BARINMA SORUNU VAR’
Bingöl merkez ve Genç’te bulunan iki öğretmenevinin bir yıla yakın süredir hizmete kapalı olduğunu söyleyen Aris, “Öğretmenlerin barınabileceği bir alan yok ve herhangi bir çalışmada yapılmıyor” dedi.
Aris, sözlerini şöyle sürdürdü:
Bingöl’de her yıl muhakkak iki okul açılırdı bu yıl hiç okul açılmadı bu da mevcut okullarda sınıflardaki öğrenci sayısının artmasına sebep oluyor. Kışın hava şartlarından dolayı kırsal kesimlerde bulunan öğrenciler eğitime erişim konusunda sorun yaşıyor. Tüm Türkiye’de olduğu gibi Bingöl’de örgün eğitimi bırakıp açık öğretim lisesine kayıt yaptıran öğrenci sayısı oldukça fazla. Milli Eğitim Bakanlığı açık öğretim lisesine geçişin önüne geçmek için bir yönetmelik hazırlayacağını söyledi ve böyle bir yönetmelikte çıkardılar, açık liselere geçişi zorlandı ama istisnai bir şey tuttular hafızlık kursuna kayıt yaptıran öğrenciler açık liseye gidebiliyor. Burada da siyasal islamın baskısını görebiliyoruz.
Aris, son olarak, “Demokratik, laik , bilimsel ve anadilde eğitim anlayışına sahip olan kişilerin yeni bir mücadele hattı örerek iktidarın mevcut eğitim politikasını geriletmeliyiz. Mücadelemizi büyüterek hep birlikte bu karanlıktan çıkacağız” diye konuştu. (ÇEWLİK.NET)