7.7 C
Bingöl
Çarşamba, Nisan 2, 2025

Abdullah Öcalan, İmralı’da Ailesiyle Görüştü

Çewlik.net – Kürt sorununun çözümü için Türkiye’de başlayan süreç devam ederken İmralı’da tutulan ve uzun yıllardır ailesiyle görüşmesi engellenen PKK lideri Abdullah Öcalan Ramazan Bayramı izni kapsamında ailesiyle görüştü.

İmralı’da tutulan Ömer Hayri Konak, Hamili Yıldırım ve Veysi Aktaş da bu kapsamda aileleriyle bir araya geldi. Öcalan’ı yeğeni Ömer Öcalan ile kardeşi Mehmet Öcalan ziyaret ederken, Konar’ı kardeşi Ali Konar, Yıldırım’ı kardeşi Polat Yıldırım, Aktaş’ı da kız kardeşi Sabiha Aslan ziyaret etti.

Öcalan’dan Mesaj

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Urfa Milletvekili Ömer Öcalan, sosyal medya hesabından görüşmeye dair paylaşımda bulundu. Ömer Öcalan, şunları belirtti: “Ramazan Bayramı vesilesiyle İmralı Ada Hapishanesi’nde bulunan Sayın Abdullah Öcalan, Hamili Yıldırım, Veysi Aktaş ve Ömer Hayri Konar ile 31 Mart tarihinde aileleri olarak bir görüşme gerçekleştirdik. Türkiye, Ortadoğu ve dünyada önemli gelişmelerin yaşandığı bu dönemde, Sayın Abdullah Öcalan‘ın mesajını kamuoyunun bilgisine sunuyorum: ‘Newroz’da halkımızın Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı’nı büyük bir coşku ile sahiplenmesini selamlıyorum. Tekrardan halkımızın Newroz’unu ve Ramazan Bayramı’nı kutluyorum.”

Aile Görüşleri Engelleniyordu

Abdullah Öcalan’ın aile görüşleri uzun yıllardır engelleniyor. Öcalan, 2014 yılından bu yana İmralı’da sadece 7 kez ailesiyle görüşme gerçekleştirebildi. Bir önceki görüşme, 44 aylık iletişimsizlik halinin ardından 23 Ekim 2024’te yapıldı. Öcalan, söz konusu tarihte yeğeni ve Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Urfa Milletvekili Ömer Öcalan ile aile görüşü kapsamında görüştü. 

Yıldırım, Konar ve Aktaş’ın da aile görüşlerine izin verilmiyordu. Konar ve Aktaş, İmralı’ya götürüldükleri Mart 2015 tarihinden bu yana yalnızca 4 aile görüşü (bugünkü görüşme dahil) gerçekleştirdi. Yıldırım ise yalnızca 3 aile görüşü gerçekleştirebildi.

Avukat Görüşleri de Engelleniyordu

İmralı’da avukat görüşleri de uzun yıllardır engelleniyor. Abdullah Öcalan, 14 yıl içinde sadece 5 defa avukat görüşü gerçekleştirdi. Son avukat görüşü 7 Ağustos 2019 tarihinde gerçekleşti. 

Yıldırım, Konar ve Aktaş ise, İmralı’ya götürüldükleri tarihten bu yana tek bir avukat görüşü dahi gerçekleştiremedi. 

Asrın Hukuk Bürosu’ndan Rapor

Asrın Hukuk Bürosu, 28 Mart’ta 4 aylık rapor açıkladı. Abdullah Öcalan ve İmralı Cezaevi’ndeki 3 tutuklu için yapılan 52 aile ve avukat görüş başvurusunun yanıtsız bırakıldığı aktarıldı. CPT’ye yapılan başvuruda cezaevinin “ivedilikle” ziyaret edilmesi istendi. 

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) İmralı Heyeti, Kürt sorununun demokratik ve barışçıl çözümü kapsamında 28 Aralık 2024, 22 Ocak ve 27 Şubat’ta 3 defa İmralı’ya gitti. Abdullah Öcalan, 3’üncü görüşmede heyet ve tutuklularla birlikte “Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı” yaptı.  

“Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı

PKK; tarihin en yoğun şiddet yüzyılı olan 20. asrı, iki dünya savaşı, reel-sosyalizm ve dünya genelinde yaşanan soğuk savaş ortamları, Kürt realitesinin inkarı, başta ifade olmak üzere özgürlükler konusunda yasaklardan kaynaklı oluşan zeminde doğmuştur.

Teori, program, strateji ve taktik olarak yüzyılın reel-sosyalist sistem gerçeğinin ağır etkisinde kalmıştır. 1990’larda reel-sosyalizmin iç nedenlerle çöküşü ve ülkede kimlik inkarının çözülüşü, ifade özgürlüğünde sağlanan gelişmeler, PKK’nin anlam yoksunluğuna ve aşırı tekrara yol açmıştır. Dolayısıyla ömrünü benzerleri gibi tamamlamış ve feshini gerekli kılmıştır.

Kürt-Türk ilişkileri; 1000 yılı aşan tarihler boyunca Türkler ve Kürtler, varlıklarını sürdürmek ve hegemonik güçlere karşı ayakta kalmak için gönüllülük yönü ağır basan, hep bir ittifak içinde kalmayı zorunlu görmüşlerdir.

Kapitalist modernitenin son 200 yılı, bu ittifakı parçalamayı esas gaye edinmiştir. Etkilenen güçler, sınıf temelleriyle birlikte buna hizmeti esas bellemişlerdir. Cumhuriyetin tek tipçi yorumlarıyla birlikte bu süreç hızlanmıştır. Günümüzde çok kırılgan hâl alan tarihsel ilişkiyi, kardeşlik ruhu içinde inançları da göz ardı etmeden yeniden düzenlemek esas görevdir.

Demokratik toplum ihtiyacı kaçınılmazdır. Cumhuriyet tarihinin en uzun ve kapsamlı isyan ve şiddet hareketi olan PKK’nin; güç ve taban bulması, demokratik siyaset kanallarının kapalı olmasından kaynaklanmıştır.

Aşırı milliyetçi savruluşunun zorunlu sonucu olan; ayrı ulus-devlet, federasyon, idari özerklik ve kültüralist çözümler, tarihsel toplum sosyolojisine cevap olamamaktadır.

Kimliklere saygı, kendilerini özgürce ifade edip, demokratik anlamda örgütlenmeleri, her kesimin kendilerine esas aldıkları sosyo-ekonomik ve siyasal yapılanmaları ancak demokratik toplum ve siyasal alanın mevcudiyetiyle mümkündür.

Cumhuriyetin ikinci yüzyılı ancak demokrasiyle taçlandırıldığında kalıcı ve kardeşçe bir sürekliliğe sahip olabilecektir. Sistem arayışları ve gerçekleştirmeler için demokrasi dışı bir yol yoktur. Olamaz. Demokratik uzlaşma temel yöntemdir.

Barış ve demokratik toplum döneminin dili de gerçekliğe uygun geliştirilmek durumundadır.

Sayın Devlet Bahçeli’nin yaptığı çağrı, Sayın Cumhurbaşkanın ortaya koyduğu iradeyle diğer siyasi partilerin malum çağrıya dönük olumlu yaklaşımlarıyla oluşan bu iklimde silah bırakma çağrısında bulunuyor ve bu çağrının tarihi sorumluluğunu üstleniyorum. 

Varlığı zorla sona erdirilmemiş her çağdaş cemiyet ve partinin gönüllü olarak yapacağı gibi devlet ve toplumla bütünleşme için kongrenizi toplayın ve karar alın; tüm gruplar silah bırakmalı ve PKK kendini feshetmelidir. 

Ortak yaşama inanan ve çağrıma kulak veren tüm kesimlere selamlarımı iletirim. 

25 Şubat 2025

Abdullah Öcalan” 

“Hukuki Boyut Tanınmalı”

Açıklama sonrası Sırrı Süreyya Önder, Abdullah Öcalan’ın heyete söylediği “Şüphesiz pratikte silahların bırakılması ve PKK’nin kendini feshi, demokratik siyaset ve hukuki boyutun tanınmasını gerektirir” sözünü aktardı

İlginizi Çekebilir

- Reklam -

Son Haberler