Çewlik.net – MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin geçen yıl Meclis’te DEM Parti milletvekilleriyle tokalaşmasıyla başlayan barış ve demokratikleşme sürecinin üzerinden bir yıl geçti. Meclis komisyonundaki “dinleme” aşaması geride kalırken, yasal reform beklentisi yükseliyor. Eski Bingöl Milletvekili ve HDP’nin eski Grup Başkanvekili İdris Baluken, “Süreç toplumsallaşmada ilerlese de güven boyutuna ulaşamadı” diyerek, adem-i merkeziyetçi sistem ve Öcalan görüşmesini vurguladı.
Sürecin Başlangıcı: Bir Yıl Önce Tokalaşma ve Meclis Komisyonu
1 Ekim 2024’te TBMM’de Devlet Bahçeli’nin DEM Parti milletvekilleriyle tokalaşması, Kürt sorununun çözümüne dair yeni bir dönemi tetikledi. Bu jest, savaş siyasetinden barışa geçişin simgesi oldu: PKK’nin fesih kararı, Süleymaniye’deki silah yakma töreni ve Abdullah Öcalan’ın “Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı” gibi adımlar izledi. Meclis’te kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu, 13 toplantıda yüzlerce görüş dinledi – ama yasal düzenleme aşamasına geçemedi. Toplumda “somut adım” beklentisi artarken, kamuoyu araştırmaları barış desteğini gösterse de güven eksikliğini işaret ediyor.
İdris Baluken Süreci Nasıl Değerlendiriyor?
bianet’ten Ayşegül Başer’in sorularına yanıt veren Baluken, süreci “savaş siyasetinden barışa evrilme” olarak özetledi, ama yetersizlikleri sıraladı: “Geçen yıl 1 Ekim’den başlayan süreç aşağı yukarı bir yılı geride bıraktı. Bu bir yıllık süreç içerisinde Türkiye’deki ana siyasal aksın savaş siyasetinden barış siyasetine doğru evrildiği söyleyebiliriz. Bu süre içerisinde daha çok toplumu hazırlama, toplumu alıştırma veya barış siyasetini toplumsallaştırma ile ilgili bir mesai harcandı. Belli düzeyde yetersizlikler olmasına rağmen bu konuda belli bir düzeyde desteğin açığa çıktığını ifade edebiliriz. Birçok kamuoyu araştırması da bunu gösteriyor. Fakat sürece olan güven, süreçle ilgili destek boyutuna ulaşamadı.”
Baluken, güven tıkanıklığını “kurumsallaşma yetersizliği”ne bağladı: “Burada temel handikabın, barış siyasetinin kurumsallaşmasına, yasallaşmasına veya da barışla ilgili mekanizmaların oluşturulmasına bağlı yetersizlikler üzerinden doğduğu fikrimdeyim. Önümüzdeki dönemde barış siyasetine dair güvenin oluşturulabilmesi için hızla bu eksikliklerin giderilmesine ihtiyaç var. Bunun için yapılması gereken yasal düzenlemelerle işe başlanabilir.”
Reform Önerileri: Adem-i Merkeziyetçilik ve “Yol Temizliği”
Baluken, Kürt meselesinin köküne inilmesi gerektiğini vurguladı: “Türkiye’nin Kürt meselesinin çözmesi için çok ciddi demokratik reformlar yapmasına ihtiyaç var. Aynı zamanda da mevcut meselenin kök ana sorunlarına dair bir tartışma yürütmesine ihtiyaç var.” AB uyum sürecinden kalan sorunları hatırlatarak, acil “yol temizliği” talep etti: “Terörle Mücadele Kanunu’nda gerekli düzenlemeler, Türk Ceza Kanunu’nun antidemokratik mevzuatlarının ayıklanması, basın özgürlüğü, düşünce ifade özgürlüğü önündeki engellerin kaldırılması, seçim kanunu, siyasi partiler yasasında bir takım düzenlemelerin yapılması zaten uzun süredir Türkiye’nin ihtiyaç duyduğu konu başlıkları olarak tartışıldı.”
Kürt odaklı reformlar için: “Eşit ve onurlu bir yurttaşlık tanımından tutalım da ana dili önündeki engellerin kaldırılmasına, adem-i merkeziyetçi bir idare sisteminin, yerel demokrasi modelini geliştirecek bir sistemin tartışılmasına kadar bu başlıkları genişletebiliriz.” Baluken, komisyonun “dinleme”ye hapsolmasını eleştirdi: “Meclis komisyonu 13’üncü toplantısını geride bırakmasına rağmen daha çok dinlemelerle yetinen ve yasal düzenlemeler konusunda da kendisini teknik konulara hapseden bir perspektif veya bir çalışma tarzı ortaya koymuş oldu. Bunun aşılması önemli.”
Öcalan Görüşmesi: “Gecikmiş Bir Ziyaret”
Sürecin kilit aktörü Öcalan’ı öne çıkaran Baluken, komisyonun İmralı ziyaretini zorunlu gördü: “İvedilikle yerine getirilmesi gereken bir görüşme olarak değerlendirilmeli. Sayın Öcalan, 30 yılı aşkın bir süredir Kürt meselesinin demokratik siyasi çözümü doğrultusunda önemli bir çaba ortaya koyuyor. Açılan yolun mimarı olarak kendisini tanımlamak yanlış olmaz.” 2013-2015 çözüm sürecini örnek vererek: “Geçmişte de gerek 2013-2015 çözüm sürecinde gerekse de 1 Ekim’den itibaren başlayan bu yeni süreçte Sayın Öcalan’ın ortaya koyduğu duruş üzerinden demokratik alanın genişlediğini objektif olarak belirtebiliriz.”
Görüşmenin önemi: “Bu yönüyle yani Sayın Öcalan’ın hem barış siyaseti ile ilgili pozisyonu ortadayken hem de Kürt tarafı açısından baş müzakereci olarak tanımlanan bir konumu varken onunla görüşmeden bir sonuca ulaşmak mümkün değil. Benzer çatışma çözümlerinin olduğu dünyadaki örneklere baktığımız zaman müzakere masası kurulduğu zaman muhataplıkların net tanımlanması ve muhataplarla ilgili o mekanizmaların yaratılması, kanalların açık tutulmasının önemi rahatlıkla anlaşılacaktır. Bu yönüyle komisyonun İmralı ziyareti gecikmiş bir ziyaret olarak ele alınmalı ve bu konuda da komisyonda bir gündem baskısı da yaratılmalıdır.”