8.9 C
Bingöl
Çarşamba, Nisan 2, 2025

Beyaz Toros

BİNGÖL – “Beyaz Toros” ifadesi, Türkiye’nin özellikle 1990’lı yıllarında Kürtler için derin anlamlar taşıyan bir mesele haline gelmiştir. Bu dönemde, Beyaz Toros marka otomobiller, faili meçhul cinayetler ve devlet destekli kontrgerilla faaliyetleriyle özdeşleşmiştir. Kürt toplumunda bu araçlar, kayıp ve şiddetin bir simgesi olarak hafızalara kazınmıştır. Şimdi bu konuyu detaylı bir şekilde ele alalım.

Beyaz Toros’un Kökeni ve Kullanımı

Beyaz Toros, Renault 12 modelinin Türkiye’de geliştirilmiş bir versiyonu olarak 1989 yılında piyasaya sürüldü. Oyak Renault tarafından üretilen bu araç, dayanıklılığı ve her türlü arazi koşulunda kullanılabilirliği nedeniyle hem halk arasında hem de resmi görevlerde popülerdi. Ancak 1990’lı yıllarda, özellikle Türkiye’nin doğu ve güneydoğu bölgelerinde, bu araçların devlet içindeki bazı karanlık yapılar tarafından kullanılmasıyla ünü bambaşka bir boyuta ulaştı. Resmiyette varlığı uzun süre kabul edilmeyen birimler, bu araçları operasyonlarında sıkça tercih etti. Beyaz renkli olmaları, kolayca tanınmalarını sağlıyor ve adeta bir mesaj niteliği taşıyordu: “Biz buradayız, görünürüz ve korku salarız.”

1990’lar: Karanlık Bir Dönem

1990’lı yıllar, Türkiye’de Kürt meselesinin en yoğun ve çatışmalı dönemlerinden biriydi. PKK ile devlet arasındaki mücadele şiddetlenmiş, Olağanüstü Hal (OHAL) bölgesi ilan edilen doğu ve güneydoğu illerinde sıkıyönetim koşulları hakimdi. Bu süreçte, devlet içindeki bazı gruplar, legal sınırların dışında hareket ederek “terörle mücadele” adına binlerce insanı hedef aldı. İşte Beyaz Toros’lar, bu dönemde Kürt halkı arasında tehdit unsurlardan biri oldu.

Beyaz Toros’ların adı, özellikle faili meçhul cinayetlerle anılır. Bu araçlar, genellikle sivil kıyafetli, kimliklerini gizleyen kişiler tarafından kullanılırdı. “Polisiz, bizimle gelmeniz gerekiyor” denilerek evlerinden, iş yerlerinden ya da sokaktan alınan insanlar, bu araçlara bindirildikten sonra bir daha geri dönmezdi. Aileleri, sevdiklerinin akıbetini öğrenmek için yıllarca mücadele verse de çoğu zaman ne bir mezar bulabildi ne de resmi bir açıklama alabildi. Psikolojik şiddet böylece hat safhaya ulaştı. Bu kayıplar, Kürt toplumunda derin bir yara açtı ve hafızalarda silinmez izler bıraktı.

Beyaz Toros’un Kürtler İçin Anlamı

Kürtler için Beyaz Toros, yalnızca bir araba modeli değildir; o, devletin görünmeyen ama hissedilen eli, adaletsizliğidir. Birçok aile, bu araçların mahallelerinde dolaştığını gördüğünde çocuklarını eve kapatır, geceleri balkonlardan sokağı gözetlerdi. Eğer bir sokakta Beyaz Toros iki kez görülmüşse, bu “kötü bir şey olacak” anlamına gelirdi. Bu araçlar, Kürt halkının devletle ilişkisinde güvensizliğin ve yabancılaşmanın somut bir sembolü haline geldi.
Örneğin, bir annenin oğlu eve geç kalsa balkona çıkıp çevrede Beyaz Toros var mı diye bakması, o dönemin günlük yaşamında sıradan bir sahneydi. Ya da bir gencin bu araca bindirilip götürüldüğünü gören komşuların, korkudan ses çıkaramaması, toplumsal bir travmanın göstergesiydi. Beyaz Toros’lar, sadece fiziksel bir tehdit değil, aynı zamanda psikolojik bir baskı aracıydı.

JİTEM ve Yeşil Bağlantısı

Beyaz Toros’ların bu karanlık ünü, JİTEM ve “Yeşil” kod adlı Mahmut Yıldırım gibi figürlerle ilişkilendirilir. JİTEM, resmi olarak varlığı kabul edilmeyen, ancak birçok tanıklık ve belgeyle faaliyet gösterdiği bilinen bir istihbarat ve operasyon birimiydi. Yeşil ise, tetikçilik yapmakla iddia edilen bir kontrgerilla elemanıydı. Beyaz Toros’lar, Yeşil’in de dahil olduğu ekipler tarafından kullanıldı ve bu araçlarla gerçekleştirilen infazlar, Kürt halkı hafızasına kazındı. Yeşil’in adı, Musa Anter gibi önemli Kürt aydınlarının katledilmediyle de anılır. Bu olaylar, Beyaz Toros’un sadece bir araç değil, bir yok etme sisteminin parçası olduğunu gösteriyordu.

Toplumsal ve Siyasi Etkileri

Beyaz Toros’lar, Kürt meselesinin çözümsüzlüğünün ve devletin sert politikalarının bir yansıması olarak görüldü. Bu dönemde yaşananlar, Kürt halkının devlete olan güvenini derinden sarstı. Faili meçhul cinayetlerin faillerinin yargılanmaması, cezasızlık kültürünü pekiştirdi. Binlerce insan, Beyaz Toros’larla kaçırılan yakınlarının akıbetini öğrenemedi; bu da Kürt toplumunda acıya dönüştü.
Siyasi olarak da Beyaz Toros, zaman zaman gündeme getirildi. Örneğin, 2015’te dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu’nun Van mitinginde “AK Parti iktidardan inerse buralarda terör çeteleri ya da eskiden olduğu gibi Beyaz Toros’lar dolaşacak” demesi, büyük tepki çekti. Kürtler bu sözleri bir tehdit olarak algıladı; çünkü Beyaz Toros, onların hafızasında hâlâ canlı bir tehdit sembolüydü. Davutoğlu daha sonra bu sözlerini “faili meçhulleri kastettim, kimseyi tehdit etmedim” diyerek açıklamaya çalışsa da, bu ifade Kürt toplumunda uzun süre unutulmadı.

Günümüzdeki Yeri

Beyaz Toros’lar, 2000’li yıllarda üretimden kalksa da travmatik anlamı devam ediyor. Günümüzde, o dönemin karanlık şiddetin yerini “siyah Transporter” gibi yeni araçların aldığı iddia edilse de, Beyaz Toros’un adı hâlâ Kürtler için 90’ların travmasını çağrıştırıyor. Tribünlerde açılan pankartlardan sosyal medya tartışmalarına kadar, bu sembol zaman zaman yeniden gündeme geliyor ve Kürt halkının geçmişle hesaplaşma talebini hatırlatıyor.
Sonuç olarak, Beyaz Toros Kürtler için bir arabadan çok daha fazlasıdır. O, devletin karanlık yüzü, katledilen sevdikleri, bulunamayan mezarlar ve adalet arayışının simgesidir. Bu araçlar, Kürt toplumunun 1990’lı yıllarda yaşadığı baskının somut bir gerçeği olarak, hem bireylerin hem de hafızanın bir parçasıdır. Bu nedenle, Beyaz Toros’u anlamak, Türkiye’nin yakın tarihine ve Kürt meselesine dair derin bir kavrayış gerektirir.

İlginizi Çekebilir

- Reklam -

Son Haberler