Bingöl’de bir araya gelen çevre örgütleri ve aktivistler, Sarım ve Hem havzaları ile Murat Nehri çevresinde planlanan hidroelektrik santralleri (HES) ve maden işletmelerine karşı protesto eylemlerini başlattı.
Türkiye’nin çeşitli illerinden gelen ekolojistler, ilk durak olarak Bırkleyn Mağaraları’nı seçerek, projelerin doğal yapıya vereceği zarara dikkat çekti.
Eylemciler, burada okudukları basın açıklamasıyla “Hiçbir gram taşımız talana kurban edilmeyecek” mesajını verdi.

Bölgenin Benzersiz Ekosistemi
Eylemin başlangıç noktası olan Bırkleyn Mağaraları’nda toplanan grup, bölgenin benzersiz ekosistemini koruma çağrısı yaptı.
Aktivistler, HES projelerinin ilk olarak bu tarihi ve doğal alanı tahrip edeceğini belirterek, mağaraların geçmişte savaş dönemlerinde sığınak olarak kullanıldığını hatırlattı.
Ardından Hes Havzası’na geçen eylemci topluluğu, burada da benzer uyarılar yaparak, projelerin su kaynaklarını ve biyoçeşitliliği yok edeceğini savundu.

‘Orman, Su, Toprak…’
Basın açıklamasını aktivistler adına Cuma Karaarslan okudu. Karaarslan, Türkiye’nin çeşitli illerinden gelen aktivistlere hitaben, “Hepimiz ortak bir amaç için buradayız: Bir ülkenin vatan olarak kalabilmesine katkı sunmak. Orman, su, toprak üçlüsü olmazsa vatan yoktur” dedi.
Konuşmacı, bölgenin Hem Vadisi ile Sarım Vadisi’nin bitişik olduğu Koçmari alanında yer aldığını ve buranın Diyarbakır, Mezopotamya, Mardin, Batman gibi bölgelerin su ihtiyacını karşılayan meşe ormanlarına ev sahipliği yaptığını anlattı.
‘Su Yoksa Vatan Yoktur’
“40 kilometre derinliğe inen meşe kökleri, su üreten tek bitkidir. Bu coğrafyada depremsellik nedeniyle oluşan doğal bir nimettir” diye ekledi.
Açıklamada, maden ve HES projelerine sert eleştiriler yöneltildi. Karaarslan , “Bir ülkede üretemeyen, kaynak yaratamayan zihniyetler dağa taşa göz dikmişse, o ülke ilkel ve sıradandır. Değerlendirilecek o kadar coğrafya var ki, medeniyetler görmüş bu topraklar” ifadelerini kullandı.
Projelerin Bırkleyn Mağaraları’nı yok edeceğini vurgulayan Karaarslan, “Su yoksa vatan yoktur. Ama hain varsa ve biz mücadele etmiyorsak, biz de vatansever değiliz. Doğaseverlik, vatanseverliğin son kalesidir ve bunu kuşatmaya çalışıyorlar” dedi.

‘Bugün Bakır, Yarın Eviniz’
710 hektarlık alanda planlanan bakır madenine atıfta bulunan Karaarslan, “Bugün bakırla başlayan, yarın evinizin altında hazine aramaya dönecek. Milli kaynakları değerlendirmeyelim mi diye dava bile açacaklar. Gözleri para hırsıyla kör olmuş; ne kurt, ne kuş, ne dağ umurlarında” diye sitem etti.
Sosyal medyada tanınan yerel aktivist Azize Nine’ye teşekkür eden grup, onun “yaşamı savunan haliyle” kendilerine ilham verdiğini belirtti. “Şimdiye kadar salon çevrecileriydik, artık alan ve vatan çevrecileriyiz” diyerek, mücadelelerini sahaya taşıdıklarını ifade ettiler.
Azize Nine de bir konuşmayla destek verdi: “Burada taşı, toprağı, yaşamışız. Ağaçlarımız nefesimizdir. İstemiyoruz madenleri, HES’leri. Türkiye’nin her yerine saldırmışlar; Şırnak’tan Edirne’ye kadar ağaçlar kesiliyor. Para gözlerini kör etmiş, imansızlar bunlar. İki üç şirkete binlerce insanı kurban etmeyiz.”
‘Kördürler, Akıllarına Her Şey Geliyor’
Eylemciler, Sarım Vadisi’nde devam eden HES inşaatları ve buna bağlı taş ocaklarını da eleştirdi. “Eski kaleyi göz ardı ederek taş ocağı yapıyorlar. Kördürler, akıllarına türlü türlü şeyler geliyor” diyen konuşmacı, doğal bileşimin bozulmaması gerektiğini savundu.
Protesto, “Ormanlar, nehirler sermaye değildir” sloganlarıyla sona erdi ve katılımcılar, projelerin durdurulması için yetkililere çağrıda bulundu.