BİNGÖL – Bingöl Üniversitesi Prof. Dr. Fuat Sezgin Konferans Salonu’nda “Deprem ve İnsan” başlıklı bir panel düzenlendi. Panele, Bingöl Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erdal Çelik, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Abdurrahman Gül, Prof. Dr. İbrahim Yasin Erdoğan, Doç. Dr. Pınar Erten, Doç. Dr. Kemal Kıranşan ile birlikte akademisyenler ve öğrenciler katıldı.
Panelin açılış konuşmasını Genç AFAD Kulüp Başkanı İpek Ceylan Akyıldız yaptı. Akyıldız, kulübün işleyişi, vizyonu, gerçekleştirdiği etkinlikler ve gelecekte planlanan projeler hakkında katılımcılara bilgi verdi.

Panelde, Dr. Öğretim Üyesi Kenan Akbayram, Dr. Öğretim Üyesi Sadık Varolgüneş, Dr. Öğretim Üyesi Mahsum Avcı ve Araş. Gör. İbrahim Halil Şeker konuşmacı olarak yer aldı.
Dr. Öğretim Üyesi Kenan Akbayram, Türkiye’nin genel tektonik yapısını ve Bingöl’ü çevreleyen aktif fay hatlarını anlattı. TÜBİTAK 1001 projesi kapsamında, Bingöl çevresindeki deprem riski taşıyan fay hatları ve zemin koşullarının değerlendirilerek sismik tehlikelerin belirlendiğini aktardı. Bu çalışmaların Bingöl Deprem Master Planı’na yansıtılarak deprem hasarlarının azaltılabileceğini vurguladı.
Dr. Öğretim Üyesi Sadık Varolgüneş, 6 Şubat depremlerinin yol açtığı hasarları, bu hasarların nedenlerini ve iyileştirme önerilerini ele aldı. Zemin-yapı etkileşimi ve bu etkileşimin deprem anındaki etkileri üzerine değerlendirmelerde bulundu.

Dr. Öğretim Üyesi Mahsum Avcı, depremlerin bireyler ve toplum üzerindeki psikolojik etkilerine değindi. Deprem öncesinde belirsizlik ve kaygının yaygın olduğunu, bilinçlendirme çalışmaları ile bu kaygının azaltılabileceğini belirtti. Panik, donakalma ve kaçma gibi refleksif tepkilerin önceden yapılan eğitimlerle kontrol altına alınabileceğini ifade etti. Ayrıca, deprem sonrası travma, stres bozukluğu ve depresyon gibi psikolojik sorunlarla başa çıkmada psikososyal destek ve toplumsal dayanışmanın önemini vurguladı.
Araş. Gör. İbrahim Halil Şeker, Bingöl Üniversitesi Mimarlık Bölümü öğrencileri ile hazırlanan mimari projeleri sundu. 6 Şubat depremlerinden etkilenen Elâzığ, Malatya, Adıyaman, Şanlıurfa, Antep ve Hatay illerini kapsayan çalışmaların, geleneksel kent dokusu, iklim ve topografik koşulları dikkate alarak sürdürülebilir yaşam alanları üretmeyi amaçladığını belirtti. Afet sonrası sosyal hayatı canlandıracak kent meydanları, ticari akslar, rekreasyon alanları ve konut projeleri üzerine çözüm önerileri sunuldu. Ayrıca, toplumsal dayanışmayı güçlendiren mahalle ölçeğindeki sosyal ve kültürel mekânların tasarlanması gerekliliği vurgulandı.
Panel, katılımcıların sorularının yanıtlandığı bir soru-cevap bölümüyle sona erdi.