Bingöl’de balın en güzelini yedik, yapanı unuttuk: Dünya Arı Günü

    Bingöl Haber – Sık sık bal etkinlikleriyle öne çıkan Bingöl’de henüz arılar için yapılan bir etkinlik olmadı.

    Bingöl Haber - Sık

    ÇEWLİK – ÖZEL


    Her yıl 20 Mayıs dünyada ‘Arı Günü’ olarak kutlanıyor. Arı Günü’nde, tozlaştırıcıların (toz taşıyan böcek, kuş ve arılar) önemi, karşılaştıkları tehditler ve sürdürülebilir kalkınmaya katkıları konusunda farkındalık oluşturmak hedefleniyor. Bingöl’de balının meşhurluğuyla bilinen bir kent. Bunu sık sık yapılan etkinliklerde ve kullanılan ‘Şehr-i Bal Diyarı’ ifadesinde görüyoruz.

    Öte yandan arılar kentte bal kadar öne çıkmıyor. Sık sık bal etkinlikleriyle öne çıkan Bingöl’de henüz arılar için yapılan bir etkinlik olmadı.

    Nesli tükenme tehlikesi yaşıyor

    Birleşmiş Milletler (BM) Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO) 2018 verilerine göre, insan etkileri sebebiyle arılar ve diğer polenleyici türleri nesli tükenme tehlikesi yaşıyor. Çevresel faktörler yüzünden sayıları günden güne azalan arıları eğer kaybedersek dünyayı zor günlerin bekleyeceği muhakkak.

    İklim krizi, arazi kullanımı ve insan popülasyonunda 1901-1970 ve 2000-2014 yıllarında meydana gelen değişiklikleri inceleyen araştırmacılar, Avrupa’nın bazı noktalarının bombus arıları için elverişsiz hale dönüştüğünü fark etti. Bununla birlikte habitat uygunluğunun yüzde 4,5, yerel uygunluğun ise yüzde 33 azaldığı sonucuna vardı.

    Araştırmacılara göre, 50 yıl içinde arı türlerinin neredeyse yarısında meydana gelecek bir popülasyon kaybı, bu türlerin sağladığı ekosistem faydaları konusunda dünyayı felakete sürükleyebilir.

    Ünlü bilim insanı Einstein ‘Eğer arılar yok olursa insanlık en fazla dört yıl yaşayabilir’ sözünü hatırlatarak arılara dair bilgileri derledik.

    Arı nüfusu neden azalıyor?

    Dünya üzerinde 20 binden fazla arı türü olduğu kabul ediliyor ve Antarktika dışında dünyanın her yerinde arılar bulunuyor. Bunlar arasında en çok bildiğimiz bal arıları dışında çok sayıda yabani tür de mevcut. Buğday tanesinden çok daha küçük arılardan sekiz santimetreye varan boyuyla Wallace eşek arısına, her bir arı kendine has özelliklere sahip.

    Peki 100 milyon yıldır dünyada kalan arıların sayıları neden azalmaya ve bazı türlerin nesli tükenme tehlikesine girmeye başladı? Aslında cevabı çok basit: Son yıllarda artan çevre kirliliği, tarımda kullanılan zehirli kimyasallar ve iklim krizi.

    Dünyanın artan 1-2 derecelik ısısı, buna bağlı değişen yağış oranları arıların yaşam alanlarını doğrudan etkiliyor. Bu değişime bir de pestisit gibi tarım alanlarında kullanılan zehirli kimyasallar eklenince yaşamı sürdürmek arılar için zorlaşıyor.

    Böceklerin yüzde 40’ı tükenme tehlikesinde

    Tarımda zararlı kimyasalların kullanılmasını önlemek sadece arılar için değil aynı zamanda tozlaşmaya katkısı olan diğer kanatlı böceklerin geleceği için de önemli. İnsan sağlığını bile riske atan bu tarım ilaçlarının minik böceklerin yaşamını sonlandırması gayet anlaşılabilir bir durum. The Conversation’ın ulaştığı bilgilere göre iki milyon türü olan böceklerin yüzde 40’ı tükenme tehlikesiyle karşı karşıya. Bir diğer kıyaslama ile omurgalı canlılara göre böcek türleri sekiz kat daha fazla tehlikede.

    Arılar neden önemli?

    Bu sorunun cevabı için yiyeceklere yönelmemiz gerekiyor. Çünkü tarladaki ya da bahçedeki bitkilerin çiçekten gıdaya dönüşebilmesi için polenleşmeye bir diğer adıyla tozlaşmaya ihtiyaç var. Çiçeklerden nektar toplayan arılar da üzerine yapışan polenleri diğer çiçeklere taşıyarak meyveye, sebzeye dönüşmesini sağlar.

    Tam da bu nedenle dünya üzerindeki ekosistemin devam edebilmesi için arılar kritik önem taşıyor. Eğer arılar yok olursa ya da arı nüfusu bu hızla azalmaya devam ederse besin çiçekleri polenleşemeyecek ve gıda hasadı şimdikinin yüzde 20’sine kadar gerileyecek.

    Arıları korumak için ne yapılabilir?

    Arıların yaşamlarını sürdürmek için ilk olarak zehirden arındırılmış temiz bir ortam sunmak gerekiyor. Organik ya da ekolojik tarıma geçmek bu nedenle sadece insan sağlığı için değil sürdürülebilir tarım için de önemli oluyor. Pestisit gibi yaşama zararlı kimyasalların kullanılmadığı tarımda, arılar çiçek polenlerine yapışan zehri almadıkları için yaşamaya devam edebilecek ve nesli tehlike altına girmeyecektir.

    Arıların sevdiği çiçekler

    Küçük bahçeniz varsa ya da balkonda bitki yetiştirebiliyorsanız arıların sevdiği çiçek ve bitkilerden ekebilirsiniz. Lavanta, kekik, biberiye, nane, melisa gibi yetiştirilmesi kolay otlar ve sefa, ayçiçeği, frenk soğanı gibi arıların sevdiği çiçekler arılara nektar toplama alanı yaratmak için yetiştirilebilir. Özellikle betonlarla çevrili, kirli havası olan şehir hayatı içerisinde minik de olsa nektar alınabilecek bir bahçe arılar için çok faydalı olacaktır.

    Satın aldığınız balın da arılar için iyi bir çevrede yetiştirildiğine emin olmalısınız. Sadece gerçek bal olması dışında, organik üretimi destekleyen ve sürdürülebilir arıcılığı benimseyen üreticileri desteklemek de arıların geleceği için önemli bir kriter.

    Arılarla ilgili izleme önerileri

    Bal ülkesi (Honeyland)

    Hem En İyi Uluslararası Film hem de En İyi Belgesel kategorilerinde Oscar adayı olan ilk film unvanına sahip Bal Ülkesi, günümüzde kaybolmaya yüz tutmuş geleneksel arıcılık yöntemlerinin Hatice isimli bir kadın tarafından ayakta tutulma çabasını anlatıyor.

    Yönetmen: Amara Kotevska – Ljubomir Stefanov
    Başrol: Hatice Muratova
    Yapım Yılı: 2020

    Kovan

    Meryem Uzerli ve Feyyaz Duman’ın başrolünde yer aldığı filmde, nesilden nesile arıcılıkla uğraşan genç bir kadının geleneklerini sürdürmek üzere Türkiye’ye dönüşü anlatılıyor.

    Yönetmen: Eylem Kaftan
    Senarist: Eylem Kaftan
    Oyuncular: Meryem Uzerli – Feyyaz Duman
    Yapım Yılı: 2018

    Vanishing of the bees

    Koloni çöküşü fenomenini araştıran ve arıların önemi üzerine odaklanan bir belgesel film. Belgesel, farklı bölgelerdeki arıcılara ve bilim insanlarına odaklanarak, koloni çöküşünün nedenlerini araştırıyor. Bunun yanı sıra, böcek ilaçları, tarım uygulamaları, genetik modifikasyon, parazitler, iklim değişikliği ve habitat kaybı gibi faktörlerin arıların sağlığını nasıl etkilediğini inceliyor.

    Yönetmen: Maryam Henein, George Langworthy
    Senarist: Maryam Henein, George Langworthy, James Erskine
    Yapım yılı: 2009