Merhaba,
Çewliknet olarak her geçen gün biraz daha büyüyor, Bingöl’de alternatif medya olma yolunda emin adımlarla ilerliyoruz. Bu yolda bizi yalnız bırakmadığınız için teşekkür ediyoruz. Kuruluş ve test aşamasını da sayarsak yaklaşık bir yıldır Bingöl’de neler olup bittiğini sizlere yeni medya araçlarıyla aktarmaya çalışıyoruz. Ve şimdi yeni bir formatın ilk denemesiyle karşınızdayız. 2025’le beraber artık Bingöl’de haftalık bültenler oluşturarak neler yaşadığımızı, nelere maruz kaldığımızı bir haftalık periyotlarla yeniden gözden geçireceğiz.
Hazırsanız başlıyoruz.
Yüzleşmemiz gereken gerçekler
Bingöl, son haftada intihar haberleriyle sarsıldı. Kentte iki çocuk intihar etti. Çocukların yaşları henüz 14’tü. Bu durum birden bire oluşmuş değil. Öyle ki intihar vakalarındaki artış yapılan araştırmalara da yansıdı. Sosyo Politik Saha Araştırmaları Merkezi’nin araştırmasına göre, 24 yılda Bingöl kent genelinde yaşanan intihar oranı 2,6 kat arttı. Yıllarca görmezden gelinen bu konunun elbette birçok sebebi ve sonucu var. Bu sorunun toplumsal gerçekliğine dikkat çekmek için Eğitim Sen Bingöl Şubesi Genel Sekreteri Gamze Nur Aslan’la konuştuk.
Aslan’a göre bu durumun temelinde kültürel yozlaşmışlık ve kent politikalarının yetersizliği yatıyor. Aslan, “Bingöl’de çocukların boş zamanlarını dolduracakları hiçbir şey yok. Hiçbir etkinlik, hiçbir aktivite yok. Ergenlik döneminde duygular öne çıkar, çocukların bu dönemdeki duygularına hitap eden bir şey yok. Kendi kültürleri tanıyacakları, okuyacakları, tartışacakları, üretecekleri kurumlar, aktiviteler yok. Sadece çocuklar için değil yetişkinler için de bu durum geçerli. İntihar aslında böylesi kökten çürümüşlüğün somut bir örneği” diyor.
Röportajın tamamını okumak isterseniz diye linki şuraya bırakıyoruz:
Yeni yılın süslü çam ağaçları ve yanan meşelerimiz
Yeni yılın henüz ikinci gününde, 2 Ocak’ta Genç’in Soğukpınar köyünden acı bir haber aldık. Bir okuyucumuzun, ‘çocukluğumdu, hafızamdı. Yaşadıklarımın tanığıydı’ dediği, 800 yıllık ağaç kül oldu. Çocukların yaktığı ateş ağaca sıçramış ve zaten içi boşalmış yüzyıllık meşe alev alev yanmıştı. Köylülerin anlattığına göre itfaiye gitmiş ancak araba giremediği için ağaca yetişememiş. Muhtarın anlattığına göre de Orman Müdürlüğü kışın araçlarını bakıma verdiği için müdahaleye gelememiş. ‘Bingöl’de 800 yıllık meşe ağacı yandı’ diye geçti haber ajansları. Ancak kimse öncesini görmek istemedi.
Ancak biz gördük. Çünkü bu şehirde her şeyin bir sebebi olduğunu biliyoruz. Bu toprakların, toprak üzerinde yetişen her bir ağacın hafızası olduğunu biliyoruz. Gencin Sesi Gazetesi, yanmadan iki yıl önce ‘800 yıllık meşe ağacı zamana meydan okuyor’ diye tarihe not düşmüş. Tarih 29 Ağustos 2022. Haberde Ramazan adında bir köylü konuşuyor. Bakalım ne diyor: “Eski yıllarda 500 metre aralıklar ile bu ağaçtan 3 adet bulunuyordu. Diğer ikisi çeşitli nedenlerden dolayı kurudu. Ayakta duran bu ağacımızın tescillenerek, anıt ağaç statüsüne alınıp koruma altına alınmasını istiyoruz.”
Ancak kimse Ramazan’ı duymadı. Ağaç kaderine terk edildi ve 800 yıllık hafızasıyla kül oldu. Vebali hepimizin üzerinedir.
Ne istiyor bu balıkçılar?
Genç’e gitmişken oradan devam edelim. Kum ocaklarıyla, inşaat molozlarıyla, barajlarla nasıl talan ettiler güzelim Murat Nehri’ni. Ancak bu talan sadece nehri değil çevresindeki yaşamı, ekonomiyi her şeyi alt üst etti. Nasıl mı? Murat’ın balıkçılarını dinleyelim…
Yıllardır nehirde balık tutarak geçimini sağlayan sekiz köyden 36 balıkçı. Artan maliyetler ve ekonomik krizle zor durumda olan balıkçıların başka dertleri de var. Barajlar ve fabrika atıkları. Barajın suyunun habersiz açıldığını söyleyen balıkçılar, bu yüzden ağlarının zarar gördüğünü söylüyor. Talepleri ise çok basit: Baraj suları bırakılmadan en azından birkaç saat öncesinden haberdar olmak.
Yine nehre atılan çöplerden, fabrika atıklarından da şikayetçiler. Yetkililere bildirmişler ama henüz bir gelişme yok. Ayrıca kooperatif olarak harika bir fikirleri var. Gerçekleştirmek için yetkilerden destek bekliyorlar. Sahi Murat Nehri’nden neden bir balık festivali olmasın?
Arkadaşlarımız balıkçıların serüvenini anlatan harika bir mini belgesel de hazırladı. Haberi okumak ve belgeseli izlemek isterseniz buyrun:
Işıklar içinde uyusunlar
Genç Köprüsü’nü geçip merkeze gelelim mi, ne dersiniz?
Sokaklar, caddeler, yol kenarları, Çapakçur Viyadüğü… Gözümüzün gördüğü her yerin ışıklarla donatıldığı şehir merkezindeyiz. Ama tam merkezinde, Dörtyolda, ‘yıkılmasaydı saat kulesinin orada’ derdik. Sağımız solumuz şantiye. İlerliyoruz. Otobüs durakları. Biraz daha ilerliyoruz eski belediye iş hanı. Hani o yok pahasına satılan iş hanı, o aradan giriyoruz. Yer Altı Çarşısı, halk arasında ‘Tavıjlar Çarşısı’ olarak bilinir. Oradan yukarıyla çıkan merdivenler. Rota yeniden oluşturuluyor….
Çünkü merdivenlerden çıkmak için mücadele vermek gerekiyor. Yıkık dökük basamaklar, orantısız aralıklar. Her yeri ışıklarla donatanların aklına orayı düzeltmek gelmemiş. Biz de gittik, orada o merdivenleri kullananlarla konuştuk: “Bingöl’ün merkezine böyle bir görüntü yakışıyor mu, belediye her yeri ışıl ışıl yapıyor ama Bingöl’ün merkezindeki iki tane kırık merdiveni onaramıyor.”
Çıkamadığın merdivenin haberini okuyacaksın. Haberi de burada:
Bizi sosyal medya hesaplarımızdan takip etmeyi unutmayın.
Instagram: https://www.instagram.com/cewliknet/
YouTube: https://www.youtube.com/@cewliknet