Mazlum BUCUKA

    Çewlik’ten notlar: Buranın ve buradakilerin meali


    Kıştır diyoruz, olmasa hala umut var.

    Sadece gidenlerin ve gitmeyenlerin olduğu bir kentte, kalanların yabancısı olduğu sokaklar, selama değmez lambaları, geçen arabalara yabancı yollar; geçmişsiz binalar, hikayesiz duvarlar.

    Kocaman kalabalıkların arasında sıkışmış caddeler, hızlı bir akış, yorucu bir ışık demeti. Soğuk yüzler, başka isimler. Oğuzhan mı dedi, Mert mi. Pijamalı öğrenciler, esnaflar sofradan yeni kalkmış gibi. Kapı önleri buzlu. İçerde duman, taş sesleri, açık çay. Neredeyse şekeri toz.

    Bir tatsız sanki, tuzsuz havası. Yürüdükçe düşündüklerimde kayboluyorum; kıştır diyorum, olmasa hala umut var.

    Gidenlere, gittiği yeri söylemek lazım. Burası gitmeyenlerin mahallesi. O yeşil örtü yıllardır burada, duvarda. Saat; gitmeyenlerin düşündüğü gitmek. Bazı geceler sana da böyle olurdu, hatırla. Ne canımızı sıkacağız, baharda mantar, ışkın, olabildiğince dağ. Varto. Sınırsız harita, Matan ve tanık oldukları dahil. Adının başka anlamına bir türlü inanmayan bir keçi.  Aşağı köyün hangi uçurumunda düşürdü kimliğini kim bilir. Şimdi şehirli, duyduklarında kayboluyor; kıştır diyor, olmasa hala umut var.

    Rençber’in dezası, dostu. Aynı evde büyümüş gibi, komşu çocuğu. Birkaç kişiden biri zaten. Gitmeyenler az, minder üzerinde oturuyor, sırtı boşta. Dişleri çekilmiş, sakalı kirlenmiş. Sisler içinde geleceğini arıyor, kanadı yeşil. Anılarına inandıkça kayboluyor; kıştır diyor, olmasa hala umut var.

    İşte, her şeye yeniden bakmanın heyecanı, gördükçe sahip oluyor ya gökyüzüne. Adı da öyle. Ama gördüğü kaygan bir gökyüzü. Dipte kalan çayı döküyor, ev sahibi. Xelil’in kolundaki takılı koluna. “Bir gözümüz hep ondaydı” dedim. Konu görmek olunca, söylemek bile yakışmıyordu ona çünkü, ben dedim. Dinlemedi, uzattı gözlerini; net değildi. Gördüklerinde kayboluyor; kıştır diyor, olmasa hala umut var.

    Bir kapıdan başka dünyaya girmenin yorgunluğu. Kendisini sığdıramadığı bir hayatla yaşamak zorunda. Aynı evin çocuğu, evlerin çatısı yok. Yağmur mu var? çözümü ıslanmak. Bir şeylerin adının özlemek olduğunu unutmakla meşhur. Özledikçe kayboluyor; kıştır diyor, olmasa hala umut var.

    Fotoğraf: Fatih Kalabalık

    Fotoğraf: Fatih Kalabalık

     

     

     

     

     

     

     

     

     

    YORUMLAR

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    YAZARLAR
    TÜMÜ

    SON HABERLER