Çewlik.net – Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, TBMM’de düzenlenen partisinin grup toplantısında gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu. 15 Mayıs Kürt Dil Bayramı’nı kutlayarak konuşmasına Kürtçe başlayan Bakırhan, barış ve çözüm sürecine dair umut verici mesajlar verdi. Ayrıca Soma Katliamı’nın yıl dönümünde hayatını kaybedenleri anarak, katliamın takipçisi olacaklarını vurguladı. İşte Bakırhan’ın konuşmasından öne çıkan başlıklar ve barış sürecine dair detaylar.
Kürt Dil Bayramı ve Anadilde Eğitim Vurgusu
Tuncer Bakırhan, konuşmasına 15 Mayıs Kürt Dil Bayramı’nı kutlayarak başladı. Kürtçe yaptığı açılış konuşmasında, “Kürt Dil Bayramı kutlu olsun. Dilimiz her şeyimizdir. Her halk kendi dilini öğrenmeli. Anadilde eğitim haktır,” dedi. Anadilde eğitimin bir hak olduğunu vurgulayan Bakırhan, dilin kültürel kimliğin temel taşlarından biri olduğunu ifade etti.
Soma Katliamı: Adalet Arayışı Devam Ediyor
Bakırhan, Soma Katliamı’nın yıl dönümünde hayatını kaybeden 301 madenciyi andı. Katliamın unutulmayacağını ve sorumluların hesap vermesi için mücadelelerinin süreceğini belirtti. “Soma’nın acısı hala yüreğimizde. Adalet arayışımız devam edecek,” diyerek konunun takipçisi olacaklarını vurguladı.
Barış ve Çözüm Sürecinde Tarihi Fırsat
Bakırhan, Türkiye’nin yıllardır özlem duyduğu barış ve çözüm süreci için tarihi bir fırsatın kapısının aralandığını ifade etti. “Toplum yıllardır barışın hayalini kuruyordu. Barışın tartışıldığı günlere büyük bir özlem vardı. O günlerin kapısı aralandı. Şimdiden hepimize, Türkiye halklarına hayırlı olsun,” dedi. Bakırhan, 86 milyon vatandaşın barış için yüreğinin attığını ve toplumun bu sürece büyük destek verdiğini belirtti.
PKK Kongresi ve 12 Mayıs Kararları
Bakırhan, 5-7 Mayıs 2025 tarihinde gerçekleşen PKK Kongresi ve 12 Mayıs’ta açıklanan kararların, demokratik çözüm için büyük bir şans olduğunu vurguladı. “12 Mayıs, Türkiye’de artık bir takvim yaprağı değil, geçmişin büyük yüklerini hafifletmenin başlangıç günü olarak tarihe geçecektir,” dedi. Bu kararların, Kürt-Türk ilişkilerinde demokratik bir zemin kurma ve ortak vatan fikrini büyütme çağrısı olduğunu belirtti.
Öcalan’ın Rolü ve Yeni Dönemin Açılışı
Bakırhan, Abdullah Öcalan’ın öncülüğünde yaşanan dönüşümün, hem Kürt siyasal tarihi hem de Türkiye tarihi açısından dönüm noktası olduğunu ifade etti. “27 Şubat’tan 12 Mayıs’a uzanan bu kısa ama tarihi süreç, bir dönemin kapanışını ve yeni bir dönemin açılışını ilan etti,” dedi. Bu sürecin, demokratik bir toplumun inşası için büyük bir fırsat sunduğunu vurguladı.
Siyasetin Sorumluluğu: Yasal ve Hukuki Düzenlemeler
Bakırhan, barış sürecinin kalıcı hale gelmesi için siyasetin üzerine düşen görevleri yerine getirmesi gerektiğini belirtti. “Siyasetin görevi, barış sürecini kalıcı kılmak, hukuki ve siyasi düzenlemeleri yapmaktır,” dedi. Meclis, siyasi partiler, sivil toplum örgütleri, aydınlar ve sanatçıların bu sürecin sahipleri olduğunu ifade ederek, uluslararası kamuoyunun da sürece destek vermesi gerektiğini vurguladı.
Bahçeli ve Özel’den Yapıcı Açıklamalar
Bakırhan, Devlet Bahçeli’nin barış havasının kalıcı olması gerektiğine dair açıklamalarını değerli bulduklarını belirtti. Aynı şekilde, Özgür Özel’in “Kalıcı toplumsal barış, atılacak adımların samimiyetine ve hukukiliğine bağlıdır,” sözlerini kıymetli olarak nitelendirdi. Bakırhan, bayram sonrasına bırakılmadan insani ve güven artırıcı düzenlemelerin yapılması gerektiğini vurguladı.
Türkiye’nin Kaderini Değiştirecek Bir Fırsat
Bakırhan, barış sürecinin Türkiye’nin kaderini değiştireceğini ifade etti. “Bir köydeyiz, hepimizin yaşam bulacağı bir kuyu var. Kavga ettiğimiz için kuyunun suyu kuruyor. Şimdi karar vermemiz lazım; ya kuyu kuruyacak ya da el ele tutuşarak kuyunun suyunu yeniden ortaya çıkaracağız,” diyerek barışın ortak bir sorumluluk olduğunu vurguladı.
Ortadoğu’nun Barış Sigortası: Türkiye
Bakırhan, iç barışını sağlamış bir Türkiye’nin Ortadoğu’da barış ve istikrarın sigortası olacağını belirtti. “Türkiye’nin iç barışı, Ortadoğu’nun barış havzası haline gelmesinin garantisidir,” dedi. Bu sürecin başarısının, 6 milyon yurttaşın barışı sahiplenmesiyle mümkün olacağını vurguladı.
Barış Helaldir
Bakırhan, barışın ertelenmesinin kabul edilemez olduğunu ifade ederek, “Barış helaldir, çünkü bu topraklara barış yakışıyor,” dedi. Kürt atasözünden alıntı yaparak, “Söylemek kolaydır, yapmak zordur. Gelin birlikte barışı sağlayalım,” çağrısında bulundu. Nelson Mandela’nın geçmişin yüklerini bir kenara bırakarak barışa odaklanma örneğini paylaşan Bakırhan, Ahmet Türk’ün de benzer bir duruş sergilediğini belirtti.
Çözümün Adresi: Meclis
Bakırhan, barış ve çözümün adresinin TBMM olduğunu vurguladı. “Sayın Öcalan da Meclis’i işaret etti. PKK de Meclis’i işaret etti. Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir sözü artık gerçeğe dönüşsün,” dedi. Demokratik siyasetin önündeki engellerin kaldırılması gerektiğini ifade ederek, devletin adaleti dağıtan ve özgürlükleri koruyan bir karaktere kavuşması gerektiğini belirtti.
Teşekkür ve Dayanışma Mesajı
Bakırhan, sürece destek veren Abdullah Öcalan, Devlet Bahçeli, Recep Tayyip Erdoğan, Özgür Özel, Ahmet Davutoğlu, Ali Babacan, Murat Arıkan ve tüm muhalefet partilerine teşekkür etti. Ayrıca, DEM Parti bileşenlerine, ittifak güçlerine, meslek örgütlerine ve demokratik kitle örgütlerine de sürece sahip çıktıkları için şükranlarını sundu.