Çewlik.net – Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Halklar ve İnançlar Komisyonu Eşsözcüleri Yüksel Mutlu ile Mahfuz Güleryüz, 42 yıl önce Sabra ve Şatilla’da katledilenlere ilişkin parti genel merkezinde basın toplantısı düzenledi. Mutlu, Sabra ve Şatilla mülteci kampına yönelik saldırıda çoğunluğu Filistinli ve Lübnanlıların olduğu 3 bin kişinin katledildiğini hatırlattı.
‘ADALET SAĞLANMADI’
Katliamın Hristiyan falanjistler tarafından yapıldığına dikkati çeken Yüksel, “Uluslararası Ceza Mahkemesi, o dönemin savunma bakanı olan Ariel Şaron’u savaş suçlusu ilan etmesine rağmen bir yüzleşme, bir mahkeme süreci sürdürülemedi. Aksine İsrail devleti bundan sonra başbakan olarak ilan etti. Dolayısıyla bunun bir savaş suçu olarak kabul edilip, failler cezalandırılması gerekirdi. Ancak bugüne kadar bu gerçeklememiş durumda. Bir adalet sağlanmamış durumda” dedi.
Halen Filistin’de sivillerin katledildiğini belirten Yüksel, yaşanan katliamların karşısında olduklarını dile getirdi. Yüksel, Filistin halkının yanında olduklarına işaret ederek, “Bölgede adil bir barış talebimizdir. Mazlumlarla dayanışmaya devam edeceğiz. Bugün yürütülen savaşın bir an önce son bulup bölgede barışın tesis edilmesi için partimiz bundan sonra bundan önce olduğu gibi bu katliamı kınayıp, ulusların kaderini tayin hakkını kabul ettiğimizi belirtiyoruz” diye kaydetti.
BARIŞ METNİ
Eşsözcü Mahfuz Güleryüz ise partinin hazırladığı “Barış Metni”ni okudu. Güleryüz’ün paylaştığı metin şöyle:
“42 yıl önce, 16-18 Eylül 1982 tarihlerinde Sabra ve Şatilla mülteci kamplarında gerçekleştirilen katliam, işgalci güçlerin ve işbirlikçilerinin insanlığa karşı işlediği en vahşi suçlardan biri olarak hafızalarımızdaki yerini koruyor. Bu katliamda yüzlerce Filistinli sivil katledilirken, emperyalizmin ve yerel işbirlikçilerin halklar üzerindeki baskısı bir kez daha tüm çıplaklığıyla ortaya çıkmıştır.
Bugün, Filistin’de İsrail işgaline karşı süren direniş ve Filistin halkının maruz kaldığı zulüm, halklar arasında adalet ve eşitlik mücadelesinin ne denli önemli olduğunu bir kez daha gözler önüne sermektedir. Filistin halkı, işgalci güçlerin saldırıları altında on yıllardır süren bu eşitsiz savaşa karşı varoluş mücadelesi vermektedir. Siyonizm, bütün özgür güçlerine karşıdır. Siyonizm ve destekçileri emperyalist güçler, Filistin halkına karşı oldukları kadar bölge halklarına ve özgürlükçü güçlere de karşıdır. Sabra ve Şatilla Katliamı, Filistin halkının yalnızca işgalci güçlere değil, aynı zamanda kapitalist sömürgeci düzenin tüm halkları baskı altında tutma politikalarına karşı verdiği onurlu mücadelenin sembollerinden biridir. Filistin’deki savaş, bugün de aynı sömürü politikalarının devamı niteliğinde sürmektedir.
‘HALKIN DİRENİŞİNİ DESTEKLİYORUZ’
DEM Parti olarak, halkların eşitliğini savunuyor, Filistin halkının direnişini destekliyoruz. Sabra ve Şatilla’da yaşamını yitirenleri saygıyla anıyoruz. Bu mücadele, sadece Filistin halkının değil, dünyanın dört bir yanındaki ezilenlerin, mültecilerin ve sömürülenlerin ortak mücadelesidir. Sabra ve Şatilla’da açılan yaralar, dünya halklarının dayanışmasıyla sarılacak, adaletin yerini bulması için mücadelemiz sürecektir. Bu vesilesiyle emperyalizme ve sömürgeciliğe karşı direnen bütün halkların ve ezilenlerin mücadelelerine bir kez daha selam olsun. Şatilla ve Sabra katliamını bir kez daha lanetliyoruz.” (MA)