-1.1 C
Bingöl
Cumartesi, Mart 22, 2025

İstanbul Barosu Başkanı Kaboğlu’ndan İlk Açıklama: Adaletin Çöküşüne Tanık Oluyoruz

Çewlik.net – Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Başkanı Erinç Sağkan ve İstanbul Barosu Başkanı İbrahim Kaboğlu İstanbul Barosu yönetiminin görevine son verilmesinin ardından açıklamalarda bulunuyor.

İstanbul Barosu yöneticileri hakkındaki görevden el çektirme davasında karar çıktı. İstanbul Barosu yönetiminin görevine son verilirken, baronun kararı UYAP’tan öğrendiği ve kararı istinafa taşıyacağı öğrenildi.

“Utanç Verici Bir Karar”

TBB Başkanı Sağkan, karar hakkında açıklamalarda bulundu:

“Hukuk adına utanç verici bir kararla karşı karşıyayız. Bugün burada bir yargılama yapılmadı. Bugün burada, siyasetin yargı üzerindeki etkisinin en ağır ihlallerinden birini yaşadık.

“Biat Etmedik, Etmeyeceğiz”

Bugün 85 milyonun savunma hakkı katledilmiştir. Utanç verici bir karardır! Hiç kimsenin gücü, baroları susturmaya, savunmayı susturmaya ve herhangi bir baromuzu dizayn etmeye yetmez.

Gücümüzü dönemin erkinden almıyoruz, yurttaşlarımızdan alıyoruz. 65 bin kişilik İstanbul Barosu, Türkiye’nin 85 milyonunun temel hak ve özgürlüklerini savunmaya devam edecektir! Savunma susmadı, susmayacak. Bugüne kadar biat etmedik, etmeyeceğiz!”

“Yasa ve Hukuk Dışı İşlemler Bizi Bugüne Getirdi”

Sağkan’ın ardından İstanbul Barosu Başkanı Kaboğlu da şunları söyledi:

Herkes için, her zaman, her yerde hukuk dedik. 5 aydır bu yolda emek harcadık, çalıştık ve ikinci ayın sonunda bir gece İstanbul Başsavcılığı’nın İstanbul Barosu yönetimi hakkında bildiri yayınladığını öğrendik.

O bildiriden sonra bütün usulsüzlükler, yasa ve hukuk dışı işlemler bizi bugüne getirdi. Biz İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın bize yönelik olarak başlattığı bu operasyon karşısında hukuka saygımız gereği hep bu süreci hukuk zeminine çekmeye çalıştık.

“Hukukumuzda Olmayan Yolla Bize Dava Açtılar”

Biz yargıyı protesto etmedik. 7 Ocak’ta beyanda bulunduk ama biz hukuka sarıldıkça onlar hukuka saldırmakta hızını alamadılar ve davaname adı altında hukukumuzda olmayan yolla bize dava açtılar. Biz yine yılmadık. Bizi bu yolla yıldırmak istiyorsanız buyurun, Genel Kurulumuzu yapıyoruz dedik.

Seçimle gelen, seçimle gider dediler, İstanbul Barosu yönetimini desteklediler. Ama buna karşı hukuka karşı işlemler devam etti. Biz 4 Mart günü geldik, duruşmanın hukuk kuralları içinde cereyan etmesi için büyük çaba sarf ettik. Bugün de aynı şekilde. Türkiye Barolarının çok büyük çoğunluğu aramızda, Avrupa barolarının temsilcileri burada, bizimle dayanışmada.

“Önceden Alınmış Bir Karar…”

Savunmanın gücünü, önemini ortaya koymaya geldiler. Biz sonuna kadar bekledik, yargılamanın, Anayasa’nın ön gördüğü asgari kurallar çerçevesinde cereyan etmesi için her türlü çabayı gösterdik. Ama gördük ki önceden alınmış bir karar…

Genç bir savcıya sorduğum hiçbir sorunun cevabını alamadım. Sonrasında yargıç bütün haklı talebimizi reddetti. Adil yargılanma hakkının sağlanmadığı ortamda bizim duruşma salonunda kalmamızın anlamı kalmadı ve salonu terk ettik.

“Zannediyorlar ki Türkiye’deki 200 Bin Avukatı Susturacaklar”

Bugün aslında kara bir gün… Türkiye’de 200 bin avukatla, Türkiye Cumhuriyeti’nin, savunma mesleğinin en güçlü olduğu gün. Bugün çok daha güçlüyüz.

Zannediyorlar ki Türkiye’deki 200 bin avukatı susturacaklar. Bugün burada adalet sarayında adaletin çöküşüne tanık oluyoruz ama adalet sarayları Çağlayan’la sınırlı değildir. Bugün bu büyük haksızlık yeni bir güç vermiştir.”

İlginizi Çekebilir

- Reklam -

Son Haberler