ANTEP – JINNEWS muhabiri Derya Ren, 7 Ocak’ta Antep’in Nizip ilçesinde haber takibi sırasında “makul şüphe” iddiasıyla alıkonulmasının ardından polisler tarafından açılan “hakaret” davasıyla gündemde. Nizip 5’inci Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen ilk duruşmada, polislerin çelişkili beyanları ve Ren’in Kürt ve kadın kimliğinin hedef alındığı iddiaları dikkat çekti. Bir sonraki duruşma 24 Haziran’a ertelendi. İşte dava sürecine dair tüm detaylar.
Derya Ren’in Alıkonulma Süreci ve Hakaret Davası
7 Ocak 2025’te, JINNEWS muhabiri Derya Ren, Antep’in Belqis (Nizip) ilçesinde bir kadın cinayeti haberini takip etmek için bulunuyordu. Araç beklediği sırada polisler tarafından “makul şüphe” gerekçesiyle alıkonuldu.
Ren, alıkonulma sırasında polislerin kendisine ve ailesine yönelik sinkaflı küfürler ettiğini, bu duruma itiraz ettiği için önce “polise mukavemet” suçlamasıyla gözaltına alındığını belirtti. Emniyette ise “polise hakaret” suçlamasıyla işlem yapıldı. İfade işlemlerinin ardından serbest bırakılan Ren hakkında, polisler Ferhat Aygün, Mehmet Uzunaslan, Mevlüt Sarıkaya ve Mustafa Pala’nın şikayeti üzerine Nizip Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma başlattı.
Başsavcılık, delil yetersizliği nedeniyle “kovuşturmaya yer yok” kararı verdi. Ancak polislerin itirazı üzerine Nizip Sulh Ceza Hakimliği, bu kararı kaldırdı. Bunun üzerine savcılık, Ren hakkında “hakaret” suçlamasıyla iddianame hazırladı. İddianamede, polislerin Ren ve ailesine yönelik hakaret ve cinsiyetçi sözleri görmezden gelinirken, Ren’in kendini savunması “hakaret” olarak nitelendirildi. İddianame, Nizip 5’inci Asliye Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi.
İlk Duruşma: Çelişkili Beyanlar ve Kürtçe Konuşma İddiası
Nizip 5’inci Asliye Ceza Mahkemesi’nde 6 Mayıs 2025’te görülen ilk duruşmaya Derya Ren, avukatları Ahmet Taş ve Dicle Aksu, Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) ve Mezopotamya Kadın Gazeteciler Derneği (MKG) üyesi gazeteciler ile şikayetçi polisler ve avukatları katıldı. Duruşmada kimlik tespiti sonrası Ren, savunmasında şunları söyledi:
“Kadın cinayeti haberi için Nizip’teydim. Saatlerce GBT bahanesiyle bekletildim. Ailem üzerinden sorular soruldu, bu soruların savcılık tarafından sorulabileceğini söyledim. Polisler ağza alınmayacak sinkaflı küfürler etti. Ben bu küfürleri kabul etmediğimi belirttim. Emniyet tutanağında söylemediğim sözler yazıldığı için ifadeyi imzalamadım.”
Şikayetçi polislerden Ferhat Aygün, emniyet ifadesinin aksine GBT yapıldığını iddia etti. Avukat Ahmet Taş’ın, “Derya Ren neden ihbar edildi, neden uzun süre bekletildi, yeterli şüphe neydi?” sorularına Aygün, ihbarın “Siyah giyimli, elinde laptop olan, sürekli Kürtçe konuşan bir kadın” şeklinde geldiğini ve TEM Şube olarak olay yerine gittiklerini belirtti. Bu ifade, Ren’in Kürt kimliğinin hedef alındığı iddialarını güçlendirdi.
Avukatların Savunması: “Kürt ve Kadın Kimliği Hedef Alındı”
Avukat Ahmet Taş, savunmasında polis beyanlarındaki çelişkileri vurguladı ve Ren’in 1 saat 40 dakika boyunca hukuksuz bir şekilde alıkonulduğunu belirtti. Taş, şu ifadeleri kullandı:
“Müvekkilim kadın, Kürt kimliği ve JINNEWS’te çalışması nedeniyle hedef alınmıştır. Polislerin beyanlarındaki çelişkiler ortada. Somut delil olmadan ceza talep ediliyor. Müvekkilimizin beraatini istiyoruz.”
Avukat Dicle Aksu ise savcılığın mütalaasına katılmadıklarını ifade ederek, “Müvekkilimize ağza alınmayacak küfürler edildiği bize söylendi. Daha önceki soruşturmada kovuşturmaya yer yok kararı verilmişken bu mütalaa kabul edilemez” dedi.
Savcının Mütalaası ve Mahkeme Kararı
Savcı, mütalaasında Derya Ren’in “kamu görevlisine alenen hakaret” suçlamasıyla cezalandırılmasını talep etti. Avukat Taş, mütalaaya karşı çıkarak iddianamede somut delil bulunmadığını, Ren’in alıkonulmasının hukuksuz olduğunu ve savcılığın polislerin hakaretlerini görmezden geldiğini vurguladı. Mahkeme heyeti, dosyayı incelemek üzere duruşmayı 24 Haziran 2025’e erteledi.
Derya Ren Davası Neden Önemli?
Derya Ren’in davası, Türkiye’de basın özgürlüğü ve kadın gazetecilerin karşılaştığı baskılar açısından dikkat çekiyor. Ren’in Kürt ve kadın kimliğinin hedef alındığı iddiaları, dava sürecinde öne çıkan en kritik noktalardan biri. Ayrıca, polislerin çelişkili beyanları ve savcılığın somut delil sunmadan ceza talep etmesi, adil yargılama tartışmalarını gündeme getiriyor.