Kadınlar Evin Demirtaş için bir araya geldi: Öldürülen bütün kadınların sesiyiz

    Bingöl Haber – Diyarbakır’da kadınlar, Evin Demirtaş’ın ölümüne ve kadın cinayetlerine tepki göstermek için bir araya geldi.

    Bingöl Haber - Diyarbakır'da
    Çewlik.net – Türkiye’de kadına yönelik şiddet, cezasızlık politikalarıyla beslenerek artmaya devam ediyor. Son olarak 22 Ekim’de Diyarbakır’da Evin Demirtaş bir erkek tarafından öldürüldü. Evin Demirtaş’ın ölümüne ve artan kadın cinayetlerine tepki gösteren kadınlar bugün Diyarbakır Adliyesi önünde bir araya geldi.
    Şiddetle Mücadele Ağı ve Dicle Amed Kadın Platformu çağrısıyla bir araya gelen kadınlar; kadın cinayetlerinin önlenmesi için caydırıcı cezalar uygulanmasının, koruyucu ve önleyici tedbirleri eksiksiz bir biçimde yerine getirmesinin zorunlu olduğunu söyledi.
    Açıklamanın tamamıysa şöyle:

    47 yaşındaki Evin Demirtaş, Abdullah Şeyhmusoğlu tarafından sokak ortasında kurşunlanarak öldürüldü. Güvenlik kamerası kayıtlarına göre, fail uzun süre Demirtaş’ın yolunu gözlemiş, ardından onu kovalamış ve kaçmaya çalışırken kurşun yağdırarak canına kıymıştı.

    Kadın cinayetleri ve cezasızlık

    Evin Demirtaş’ın planlı bir saldırıyla, devletin kadınları korumakla yükümlü olduğu sokaklarda can vermesi, Türkiye’de kadına yönelik şiddetin sistematik bir sorun olarak süregeldiğini göstermektedir.

    Kadınların yaşam hakkının korunamamasının nedeni cezasızlık politikaları ve devletin temel sorumluluklarını yerine getirmemesidir.

    ‘Fail daha önce de kadın cinayeti işledi’

    Bu somut gerçekliği basına yansıdığı kadarıyla failin geçmişine baktığımızda da net olarak görebiliriz. İlk eşini 1970’lerde “namus cinayeti” adı altında öldüren fail, yalnızca 8 ay hapis yatmıştı.

    O dönemde yasalar, kadına yönelik şiddeti “namus” gerekçesiyle hafifletiyor ve failin cezasız kalmasına sebep oluyordu. Ancak bu durum, kadınların örgütlü mücadelesi sayesinde değişti.

    Kadın hareketlerinin baskısıyla yasalar dönüştü; kadın cinayetlerine verilen cezaların hafifletilmesi önlendi, 6284 sayılı Kanun ve İstanbul Sözleşmesi gibi düzenlemelerle kadınların yaşam hakkı güvence altına alınmıştır.

    ‘Mücadeleden vazgeçmeyeceğiz’

    Bugün, kadın mücadelesiyle elde edilen bu kazanımların korunması gerektiğini ve bu uğurda mücadele etmekten asla vazgeçmeyeceğimizi hatırlatıyoruz.

    Kadın cinayetlerinin önlenmesi için devletin, şiddet faillerine karşı caydırıcı cezalar uygulaması, koruyucu ve önleyici tedbirleri eksiksiz bir biçimde yerine getirmesi zorunludur.

    Kadınlar olarak biliyoruz ki, kadınların yaşam hakkını güvence altına almak devletin anayasal sorumluluğudur ve bu sorumluluğun ihmal edilmesi her gün yeni hayatlara mal olmaktadır.

    ‘Kadın sığınakları yetersiz’

    Bugün Diyarbakır’da cinsel şiddet destek birimi ve cinsel saldırı kriz merkezleri bulunmamaktadır. Ayrıca nüfusu yüz bini geçen ilçelerde dahi kadın sığınakları yetersizdir.

    Mevcut sığınakların koşulları mağdur kadınların barınabileceği ve korunabileceği durumda değildir. Bütün bu giderilmeyen eksiklikler ve göz ardı edilen taleplerimiz kadın cinayetlerinin ve kadına yönelik şiddetin artmasının en gözle görülür nedenlerindendir.

    Çünkü son bir yılda, onlarca kadın, koruyucu tedbirlerden yoksun bırakılarak erkekler tarafından öldürüldü. Şiddet failine karşı alınacak en basit önlemler dahi uygulanmadı, 6284 sayılı kanunun etkin işleyişi ve İstanbul Sözleşmesi’nin bağlayıcı ilkeleri göz ardı edildi.

    Yetkililere çağrı

    Bu ihmaller zinciri, devletin cezasızlık politikası ve ataerkil zihniyetin her tarafına sirayet ettiği toplumsal yapı ile birleşince, kadına yönelik şiddet durdurulamaz bir hale geldi.

    Yetkililere bir kez daha çağrımızdır: Kadınların can güvenliğini sağlamak için acilen somut adımlar atılmalı; faillerin cezalandırılması ve mağdurların korunması için 6284 sayılı yasa etkin şekilde uygulanmalıdır.

    ‘Yaşam hakkı, toplumsal barışın ve eşitliğin teminatıdır’

    Bu cinayetlerin sona ermesi için yetkili ve sorumlu herkesin tek tek üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmesi ve kadınların yaşam hakkını güvence altına alacak politikalar üretmesi elzemdir.

    Unutmamalıyız ki kadınların yaşam hakkı, toplumsal barışın ve eşitliğin teminatıdır.

    Bizler, Evin Demirtaş’ın ve öldürülen bütün kadınların sesi olarak adalet talebimizi ve cezasızlık politikalarına karşı mücadelemizi her kanaldan kadın olmanın direnci ve inadıyla jin jiyan azadi felsefesinin ışığında sürdüreceğiz.

    Ne olmuştu?

    Diyarbakır’ın Kayapınar ilçesine bağlı Huzurevleri Mahallesi’nde 22 Ekim’de Evin Demirtaş (47), ayrıldığı Abdullah Şehnmusoğlu (80) tarafından sokak ortasında öldürüldü.

    Cinayetin ardından fail Abdullah Şehmusoğlu’nun daha önce de evli olduğu kadını öldürdüğü (1980) ve çıkarılan aflarla cezaevinden tahliye edildiği tespit edildi.

    Evin Demirtaş’ın ve çocuklarının Şehmusoğlu tarafından sistematik bir şekilde şiddet gördüğü öğrenildi. Bunun üzerine Demirtaş, 2013’te şiddet faili erkekten ayrıldı.

    Demirtaş’ın ölümünün ardından Şeymuşoğlu’nın yıllarca Demirtaş’ı taciz ve tehdit ettiği; Demirtaş’ın emniyete gidip suç duyurusunda bulunduğu ancak Şeymusoğlu suçlamaları kabul etmediği için dosyanın sonuçlanmadığı ortaya çıktı.