DEM Parti Grup Başkanvekili Sezai Temelli, İlke TV’de yayınlanan ve Dilek Odabaş’ın sunduğu Konuşma Zamanı programında gündeme dair çarpıcı değerlendirmelerde bulundu. Kürt kimliği, ademi merkeziyetçilik, Meclis’teki süreç komisyonu ve CHP’ye yönelik baskılar gibi kritik konuları ele alan Temelli, Türkiye ve Suriye’deki siyasi gelişmelere dair önemli mesajlar verdi.
Kürtler Kendi Kimlikleriyle Siyaset Yapacak
Sezai Temelli, programda Kürt meselesine dair net mesajlar verdi. “Artık herkes şunu bilmeli ki Kürtler emanet kimliklerle siyaset yapmayacak” diyen Temelli, Kürtlerin kendi kimlikleriyle siyaset yapma kararlılığını vurguladı. Bu açıklama, Türkiye’deki siyasi atmosferde Kürtlerin temsiline yönelik tartışmalara yeni bir boyut kazandırdı.
Temelli’nin bu çıkışı, Kürt meselesinin demokratik çözümü için güçlü bir irade beyanı olarak değerlendiriliyor. Kürt kimliğinin siyasette daha görünür ve etkili bir şekilde yer alması gerektiğini savunan Temelli, bu konuda geri adım atılmayacağının altını çizdi.
Ademi Merkeziyetçilik: Suriye ve Türkiye İçin Fırsat
Suriye’deki gelişmelere de değinen Temelli, Kuzey-Doğu Suriye ile Şam yönetimi arasındaki ilişkilere dikkat çekti. Son dönemde sıkça tartışılan ademi merkeziyetçilik konusuna vurgu yaparak, bu yaklaşımın hem Suriye hem de Türkiye için demokratikleşme yolunda önemli bir katkı sağlayabileceğini belirtti.
“Ademi merkeziyetçi bir yaklaşımla bir çözüm üretilebilirse, Suriye’nin demokratikleşmesi sağlanabilirse inanın bu Suriye için de Türkiye için de çok önemli katkı sağlayacaktır,” diyen Temelli, merkeziyetçi yönetim anlayışının yarattığı sorunlara alternatif bir çözüm önerisi sundu. Bu yaklaşımın, bölgesel istikrar ve demokratikleşme süreçlerine olumlu etkileri olabileceği ifade edildi.
Meclis’teki Süreç Komisyonu: Doğru Ama Yöntem Yanlış
Temelli, Barış ve Demokratik Toplum Süreci kapsamında Meclis’te kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nun çalışmalarını da değerlendirdi. Komisyonun toplumun farklı kesimlerini dinlemesini olumlu bulduğunu ancak yönteminin yanlış olduğunu belirtti.
“Bu dinlemeler ne kadar doğruysa yöntemi de o kadar yanlış,” diyen Temelli, komisyonun zaman planlamasını doğru yapması gerektiğini vurguladı. “1 Ekim’de Meclis açıldığında bu komisyon hazırlayacağı raporlarla, kanun teklifi taslaklarıyla diyecekti ki ‘buyurun bu sürecin acil ihtiyaç duyduğu yasalar budur’,” şeklinde konuşan Temelli, komisyonun daha hızlı ve etkili bir şekilde çalışması gerektiğini ifade etti.
Ayrıca, komisyonda çözüme dair ortak bir ajanda üretilmesi gerektiğini savunan Temelli, “Kürt meselesinin demokratik çözümü için ilk ivmeyi verecek olan bu komisyon” diyerek, komisyonun sorumluluğuna dikkat çekti.
İnfaz Düzenlemesi ve Yargı Paketleri Gündemde
Meclis’in yeni yasama yılına dair değerlendirmelerde bulunan Temelli, iktidarın “süreç bağlamında” özel bir yasa üzerinde çalıştığını belirtti. “İnfazda eşitlik bekliyoruz,” diyen Temelli, önümüzdeki dönemde Meclis’e sunulacak yargı paketlerinde infaz düzenlemelerinin yer alacağını ifade etti. Bu düzenlemelerin, adalet sisteminde eşitlik ve hakkaniyet açısından önemli bir adım olabileceği vurgulandı.
CHP’ye Yönelik Baskılar ve Polis Ablukası
Programda CHP’ye yönelik baskılar da gündeme geldi. CHP İstanbul İl Başkanlığı önündeki polis ablukasını değerlendiren Temelli, bu durumu 2015 sonrası çatışmalı süreçte DEM Parti’ye yönelik ablukalarla özdeşleştirdi. “O polis ablukası bizim 2016’da yaşadığımız bir sahneyi hatırlattı,” diyen Temelli, otoriter rejimlerin Olağanüstü Hal (OHAL) düzenine işaret etti.
“10 yılı aşkın süredir Türkiye krizler içinde boğuşuyorsa tek nedeni kayyımcı akıl ve otoriter rejim,” diyerek mevcut siyasi atmosferi eleştiren Temelli, CHP’ye yönelik baskılara karşı tepkilerini ilk dakikadan itibaren gösterdiklerini belirtti.



