ŞIRNAK – Şırnak’ın Cudi, Gabar, Cehennemderesi dağları ile Besta, Feraşin, Komatê ve Kaşuran bölgelerinde 5 yıldır devam eden ekolojik talan, yeni petrol arama ve maden faaliyetleriyle hız kesmeden devam ediyor. Güçlükonak ilçesinde Derkim Poliüretan’ın başlattığı yeni sondaj projesi, bölgenin ekosistemini ve yerel halkın geçim kaynaklarını tehdit ediyor.
Şırnak’ta Ekolojik Yıkım: 5 Yıllık Talan Süreci
Şırnak’ın doğal güzellikleriyle ünlü Cudi, Gabar, Cehennemderesi dağları ile Besta, Feraşin, Komatê ve Kaşuran bölgeleri, son beş yıldır ağaç kesimleri, maden aramaları ve petrol sondajlarıyla ekolojik bir yıkıma maruz kalıyor.
Bölgenin zengin biyoçeşitliliği, endemik bitki örtüsü ve yaban hayatı, bu faaliyetler nedeniyle geri dönülmez bir şekilde zarar görüyor. Yeni açılan sondaj sahaları ve maden arama projeleri, bu tahribatı daha da derinleştiriyor.
Güçlükonak’ta Yeni Sondaj: Derkim Poliüretan Devrede
Güçlükonak ilçesine bağlı Yağızoymak Köyü’nde, Lineer Group’a bağlı Derkim Poliüretan Sanayi ve Ticaret AŞ, 7 bin 961 metrekarelik bir alanda petrol arama, çıkarma ve depolama faaliyetleri için yeni bir sondaj kuyusu açmayı planlıyor.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na sunulan proje dosyasına göre, bu faaliyet yalnızca sondajla sınırlı kalmayacak; petrolün çıkarılması, depolanması ve taşınması için gerekli altyapı da kurulacak.
Proje için “ÇED gerekli değildir” kararı bekleniyor, bu da çevresel etkilerin yeterince değerlendirilmeden projenin hayata geçirilebileceği anlamına geliyor. Bu durum, bölge halkı ve çevre aktivistleri tarafından büyük bir endişeyle karşılanıyor.
Doğa ve Yaşam Alanları Tehdit Altında
Derkim Poliüretan’ın yeni sondaj projesi, Gabar Dağı’nın eteklerinde bulunan Güçlükonak ilçesindeki ekosistemi doğrudan etkileyecek. Proje sahası, bölgedeki mera alanlarına ve halkın geçim kaynaklarına yakın bir konumda yer alıyor. Bu durum, hem yerel halkın tarım ve hayvancılık faaliyetlerini hem de bölgedeki yaban hayatını ciddi şekilde tehdit ediyor.
Bölgede yaşayan birçok canlı türü, habitat kaybı nedeniyle yok olma riskiyle karşı karşıya. Ayrıca, 90’lı yıllardan beri “güvenlik” gerekçesiyle sivillerin girişine yasak olan köyler, bu tür projelerle daha da erişilmez hale geliyor. Bu durum, yerel halkın kendi topraklarına yabancılaşmasına neden oluyor.
Yerli Sondaj Kuleleri: Seyit Onbaşı ve Naim Süleymanoğlu
Şırnak’taki ekolojik tahribatın bir diğer boyutu, Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) ve Turkish Petroleum International AŞ (TPIC) tarafından işletilen “yerli sondaj kuleleri” ile sürüyor. Gabar Dağı’nda iki yeni sondaj kulesi, Seyit Onbaşı ve Naim Süleymanoğlu, petrol arama çalışmalarına başladı.
- Seyit Onbaşı Sondaj Kulesi: Silopi ilçesindeki “Atak-3” kuyusunda faaliyet gösteriyor.
- Naim Süleymanoğlu Sondaj Kulesi: Gabar Dağı’nda “Şehit Aybüke Yalçın-71” kuyusunda sondaj çalışmalarına başladı.
Her iki kule de 5 bin metre sondaj kapasitesine sahip ve TPAO ile TPIC arasında imzalanan protokol kapsamında kuruldu. Ancak, bu kulelerin faaliyetleri, bölgedeki doğal yaşam alanlarını ve ekosistemi daha da fazla tehdit ediyor.
Çevresel Etkiler ve Halkın Mağduriyeti
Yeni sondaj sahalarının ve maden arama faaliyetlerinin çevre üzerindeki etkileri, bölge halkı için ciddi bir tehdit oluşturuyor. Sondaj faaliyetleri sırasında kullanılan kimyasallar, toprağın ve su kaynaklarının kirlenmesine yol açabilir. Ayrıca, bu projeler yerel halkın tarım ve hayvancılık gibi geleneksel geçim kaynaklarını baltalıyor. Mera alanlarının tahrip edilmesi, köylülerin hayvancılık faaliyetlerini sürdürmesini zorlaştırıyor.
Bölgedeki ekolojik tahribat, sadece doğayı değil, aynı zamanda kültürel ve sosyal dokuyu da olumsuz etkiliyor. Yerel halk, kendi topraklarında yaşama ve geçimlerini sürdürme haklarının ellerinden alındığını ifade ediyor.
Çözüm Önerileri: Ekolojik Dengenin Korunması İçin Ne Yapılmalı?
Şırnak’taki ekolojik talanın durdurulması için acil adımlar atılması gerekiyor. Çevre örgütleri ve yerel halk, aşağıdaki önerileri vurguluyor:
- ÇED Raporlarının Zorunlu Hale Getirilmesi: Petrol ve maden arama projeleri için kapsamlı Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) raporları hazırlanmalı ve bu süreç şeffaf bir şekilde yürütülmelidir.
- Yerel Halkın Görüşlerinin Alınması: Bölge halkının projeler hakkında bilgilendirilmesi ve karar süreçlerine dahil edilmesi şarttır.
- Doğal Alanların Korunması: Cudi, Gabar ve diğer bölgelerdeki doğal alanlar, koruma statüsüne alınarak maden ve sondaj faaliyetlerinden muaf tutulmalıdır.
- Alternatif Enerji Kaynakları: Fosil yakıt aramaları yerine yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırım yapılmalıdır.
MA-Zeynep Durgut