Tuncer Bakırhan’dan ‘anayasa’ açıklaması: Önce Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağları bıraksınlar

    DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, demokratik bir anayasa değişikliği halinde hayır demeyeceklerini belirterek, “Yeni anayasada eğer samimilerse önce AİHM ve AYM kararlarına uysunlar, önce Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağları bıraksınlar. Önce tecridi kaldırsınlar” dedi.

    DEM Parti Eş Genel

    Çewlik.net – Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, ‘Ekmek ve Adalet’ kampanyası kapsamında Bursa’da etkinliklere katıldı. Bakırhan, Bursa’da katıldığı etkinliklerde yeni Anayasa tartışmalarına değindi.

    Yıldırım ilçesinde gerçekleştirilen buluşmada konuşan Bakırhan, yeni Anayasa tartışmalarına işaret ederek şöyle konuştu:

    ‘MÜZAKEREYE VARIZ AMA OLMUYORSA MÜCADELEYE DE VARIZ’

    “Yaptırımı olmayan her şeyin burada bir karşılığı, potansiyeli var. Yani New York Belediyesi’ne rüşvet vermeye yeltenirsen buradaki de yapar. İstanbul Sözleşmesi’ni kaldırırsan halk ölür. Kürt, Alevi yurttaşlarımızı bir tehdit olarak görürsen linç eder, evini, işyerini basarlar. Yani yukarıdaki akıl, meseleye hangi pratik zeminde yaklaşıyorsa halk öyle davranıyor.

    Dolayısıyla memleketi mahvettiler. Bitirdiler. Şimdi ‘yeni Anayasa yapalım’ diyorlar. Tamam sivil anayasa yapalım. Peki bu yeni Anayasa’da Kürdün dili özgürce kullanılacak mı, Kürt anadilini öğrenip eğitimi görecek mi yoksa hepimiz Türk ve tek inanca mensup bireyler olarak mı görüleceğiz. Buyurun değiştirelim.

    Samimi iseniz gelin. Ama yeni Anayasa’da ‘iktidarımı 5 yıl daha devam ettireyim’ dersen kusura bakma başkalarını bilmem ama biz hiç gelmeyiz. Müzakereye varız ama olmuyorsa mücadeleye de varız. Bedeli ne olursa bu konuda geçmişi en temiz gelenekten geliyoruz.”

    ‘ANAYASA’DA SAMİMİYSENİZ TECRİDİ KALDIRIN’

    Bakırhan daha sonra Osmangazi”deki halk buluşmasında konuştu. Burada da gündemi yeni Anayasa tartışmalarıydı. Bakırhan konuyla ilgili şunları söyledi:

    Şimdi yeni Anayasa diyorlar muhtemelen yetkilerini genişletecek Cumhurbaşkanı. Hepimizin sesini soluğunu kesecek ebedi saltanatını ortaya koyacak bir anayasa getirecekler.

    Yeni anayasa burada demokratik bir sivil anayasa olmasın diyen var mı, yok. Yeni anayasayı kimle yapacaksın meclisteki çoğunluğuna güvenerek yapacağın bir anayasa 22 yıllık iktidarın gibi olur. Yeni ve sivil anayasaya hayır demiyoruz demokratik bir anayasa olsun ama kadın arkadaşımızın dile getirdiği talepleri içersin.

    Kürdün dilini içersin, emeklinin, emekçinin insanca yaşayabileceği ekonomik şartları sağlasın. Türkiye’nin bütün renklerini kapsayan alevinin inanç özgürlüğünü kapsayan bir anayasaya kim hayır diyebilir, hiçbirimiz demeyiz. Yerel yönetimlerin yetkilerinin geliştiği yerel demokrasinin geliştiği bir anayasaya yok demeyiz.

    O zaman yeni anayasada eğer samimilerse önce AİHM ve AYM kararlarına uysunlar, önce Selahattin Demirtaş Figen Yüksekdağları bıraksınlar. Önce tecridi kaldırsınlar.

    Önce sermayeye yaptıkları milyonlarca liralık vergi indirimi yerine emeklinin asgari ücretlinin ücretini artırsınlar önce kadın haklarını, önce umudunu yitirmiş gençlere umut yaratsınlar. Böyle bir şey var mı?”

    ‘ÜLKENİN YARISI AÇLIK SINIRININ ALTINDA’

    Ekonomik krize de değinen DEM Parti Eş Genel Başkanı, krizin sorumlusunun iktidar oluğunu belirterek şunları söyledi:

    “Türkiye iyi yönetilmiyor ki zaten siz söylediniz. Ben şimdi ne söyleyeyim? Vicdanı olan, ‘ben milliyetçiyim, vatanseverim’ diyen bir iktidar emeklileri 12 bin 500 liraya mahkum eder mi size soruyorum.

    12 bin 500 lira ile bir emekli gerçekten geçinebilir mi? Türkiye’nin yarısı bu arada açlık sınırının altında yaşıyor, en az 50 milyon insan. ‘17 bin lira ile geçinin’ diyebilir miyiz?

    Ya biraz vicdanı olan, kendisine insanım diyen ki bu siyasal İslamcılar gerçek Müslüman da değiller, gerçek Müslüman faiz yemez, haram yemez, katletmez, suçsuz günahsız insanları işinden etmez, cezaevine atmaz, akşama kadar Kürdün başına top yağdırmaz, bu topraklarda Alevilerin katledilmesini engeller, kadınların katledilmesini engeller.

    Bir AKP’li yetkili diyor ki ‘kadın cinayetlerinin önüne geçeceğiz’. Ya 22 yıldır siz iktidarsınız. 22 yıldır her gün 3 kadın katlediliyor. Niye? Bu soruyu hepimiz çok iyi biliyoruz.

    Katledilen dışarıda dolaşıyorsa, ağır ceza almıyorsa, gerçek bir yaptırım ile karşı karşıya değilse her seferinde kadın katledenler affediliyorsa insanlar katleder. Kürdü dövmek ucuz, kadını katletmeyin bir yaptırımı yok.

    Rüşvet almak vermek zaten bir kanun halinde geldi. Siz daha iyi bilirsiniz. Bir şey vermeden bir şey almak, bir şey olmanın artık olmadığı bir ülkede yaşıyoruz.”

    ‘BU ÜLKEDE ADALET YOK’

    Bakırhan, konuşmasının devamında şunları söyledi:

    “Bu ülkede adalet yok. Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ Leyla Güven Ayşe Gökkanlardan biliyoruz. Nereden biliyoruz bu ülkede adaletin olmadığını? Seçilmiş milletvekili olan Can Atalay AYM kararı olmasına rağmen cezaevinde adalet yok.

    Kavala ve arkadaşlarını AİHM kararına rağmen içeride tutuluyorlar. Adalet yok özgürlük yok, Kürt halay çekti diye tutuklanıyor. Yahu sanatçılar Kürtçe türkü söyledikleri için gözaltına alınan bir ülkede özgürlük var diyebilir misiniz? Onlar cezaevleri yaparak Türkiye’yi özgürleştirdiklerini düşünüyorlar.

    Geçen Adalet Bakanı ne diyor? Müjde diyor biz de diyoruz ki herhalde insafa geldiler içerideki siyasi tutsaklarla ilgili bir düzenleme yapacaklar. Neymiş müjde dünyanın en büyük adalet sarayını Ankara’da yapıyorlarmış. Yahu içerisinde adalet olmayan saray altından olsa ne yazar. Utanmazlar. Bize dünyanın en büyük adalet sarayı gerekli değil bizim adalete ihtiyacımız var.

    Özgürlüğümüze ihtiyacımız var, kendi dilimizle okumaya yazmaya halay çekmeye ihtiyacımız var. Şimdi düğünleri izne bağlamışlar. Yahu kaçıncı yüzyılda yaşıyoruz. 21’inci yüzyılda çocuğunuz evlenirken gidip validen kaymakamdan izin alacaksınız. Böyle bir ülkede özgürlük var diyebilir misiniz.” (HABER MERKEZİ)