ÇEWLİK.NET – Milli Eğitim Bakanlığı’nın 5,6,7 ve 8’inci sınıflar için 2012 yılından beri başlattığı Kürtçe seçmeli derste tercih dönemi başladı. AKP’nin Diyarbakır vekilleri, HÜDA PAR’lı vekiller, öğrenci ve velilere Kürtçe dersi tercih etmeleri için çağrıda bulunurken, bölgenin önemli aktörlerinden DEM Parti sürece mesafeli durmayı tercih etti.
DEM Parti Dil Komisyonu Eşsözcüsü Cemil Turhallı AmidaHaber’den Gönül Morkoç’un sorularını yanıtladı. DEM Parti’nin mücadelesinin Kürtçe’nin seçmeli dersten ziyade resmi dil olması yönünde olduğuna dikkat çeken Turhallı şunları söyledi:
“Siyasi parti tarihi boyunca bizim talebimiz Kürtçenin zorunlu bir eğitim dili olması yönündeydi. Şu an DEM Parti de aynı noktada. Bunu genel olarak anadilde eğitim olarak ifade ettik. Yani biz seçimlik ders değil. Kürtçe ana dilde eğitim ve aynı zamanda Kürtçenin kamusal bir dil olarak kabul edilip resmi dil olarak kabul edilmesi yönünde talebimizi her yerde dile getirdik, getiriyoruz. Mücadelemizi de o doğrultuda zaten veriyoruz. Seçimlik dersteki arka planın ne olduğunu iyi bilmek gerekiyor.
Yönetmelikte dahi Kürtçe ile ilgili bir ibare yok
Ben hukukçuyum, seçimlik ders düzenlemesi esas olarak 6287 Sayılı Kanuna atıf yapılan idari bir işlem olan yönetmelikle düzenlenmiştir. Her iktidar değişikliğinde bu idari yönetmelik değiştirilebilir. Burada gerçek anlamda kanuni düzenleme değil bir idari işlem esas alınıyor. Yönetmelikte dahi Kürtçe ile ilgili bir ibare yok. Yaşayan Diller ya da lehçeler ibaresi geçiyor. Şimdi bu noktada bunun somut samimi bir yasa olduğunu söyleyebilmemiz mümkün değil.”
Haftalık iki saatlik dersin asimilasyona çözüm olmadığını belirten Turhallı, “İlkokul -ortaokul, Lise öğrencileri haftada 4 saat zorunlu olarak İngilizce dersi alıyorlar ve İngilizce öğrenemiyorlar. Kimse ortaokul ve lisede İngilizce öğrendik diyebilir mi” dedi.
Parti politikalarının seçmeli Kürtçe dersine mesafeli değil ‘temkinli’ olduklarını belirten Turhallı, “Kürtçenin ismi dahi geçmiyor bu yönetmelikte. Biz bu belirsizlik karşısında niye kitlemizin enerjisini harcayalım. Bu da haklı olarak halkımız tarafından ciddi bir eleştirinin konusu olacaktır. Somut, samimi bir adım olsa bizim mücadelemiz sonucunda bunu bir aşamaya taşımak isteriz. Ama bir belirsizlik var. Muhatap alma hali dahi yok.” dedi.
Hükümet kanadından da şöyle açıklamalar yapıldı. Seçmeli ders hakkı tanıdık, ama kimse istemiyor…
Turhallı, hükümetin “Seçmeli ders hakkı tanıdık, ama kimse istemiyor” açıklamalarına yönelik soruları ise şöyle yanıtladı:
“Evet, bunu hükümet her yerde söylüyor. Hükümete adım attırmak için biz siyasi parti olarak ciddi tutumlar almak zorundayız. Yani aldığımız bütün kararların arka planını ve olacakları düşünerek hareket etmek zorundayız. Biz bir siyasi parti olmakla beraber aynı zamanda bir halk hareketiyiz. Halk hareketleri şunu denedik olmadı hadi bir de şunu da deneyelim diyemezler. Yani her bir karar, her bir adım ciddi tartışmaların ve öngörülerin olup olmayacağı ile ilgili olarak somut birtakım değerlendirmelerin ve sonuçların olabileceğinden hareketle kararlaşabilir.” (Kaynak)