Türkiye’de milyonlarca Kürt öğrencinin ana dilinde eğitim hakkı tartışılmaya devam ediyor. DEM Parti Van Milletvekili Gülcan Kaçmaz Sayyiğit, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’e yönelttiği soru önergesine verilen yanıtı eleştirerek, Kürtçe’ye yönelik negatif yaklaşımın değişmesi gerektiğini vurguladı.
Resmi verilere göre, 2012’den bu yana sadece 200 Kürtçe öğretmeni atanırken, İngilizce öğretmen sayısı 100 bini aşıyor. Bu durum, Kürtçe seçmeli derslerin fiili ambargo altında olduğunu gösteriyor.
Kürtçe Seçmeli Dersler ve Atama İstatistikleri
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) verilerine göre, Türkiye’de yaklaşık 19 milyon ilk ve orta öğretim öğrencisi bulunuyor. Ancak Kürtçe eğitim talebi karşılanmıyor. 2012’de getirilen Kürtçe seçmeli dersler, “palyatif çözüm” olarak nitelendiriliyor ve sorunları çözmekten uzak kalıyor.
- Atama Rakamları: 2014-2025 yılları arasında toplam 153 Kurmancî ve 47 Kirmanckî öğretmen atandı. Bahar döneminde ise sadece 5 Kurmancî ve 1 Kirmanckî öğretmen görevlendirildi.
- Karşılaştırma: Ülkede 100 binden fazla İngilizce öğretmeni görev yaparken, Kürtçe öğretmen sayısı yalnızca 200’de kalıyor. Bu fark, Kürtçe’ye uygulanan fiili ambargoyu gözler önüne seriyor.
Numedya’dan Nedim Türfent’in haberine göre, Sayyiğit, “Kürtçe seçmeli derslerin tartışmalı tercih yöntemi ve çelişkili veriler nedeniyle işlevsiz hale getirildiğini” belirtiyor. MEB’in her yıl 1-2 atama ile günü kurtardığını söyleyen milletvekili, Fransızca gibi diğer dillerdeki atamaların bile Kürtçe’nin çok üzerinde olduğunu ifade ediyor.
Ana Dil Eğitimi: Pedagojik Yaklaşım ve Statüko Sorunu
Pedagojik açıdan ana dilde eğitimi esas alan yaklaşım, Türkiye’de görmezden geliniyor. Sayyiğit’e göre, asıl mesele öğrenci sayısı değil, Kürtçe’ye yönelik negatif mantalite. “Kürtler kendi öz yurdunda yabancı muamelesi dahi görmüyor, doğrudan yok sayılıyor” diyen milletvekili, statükonun değişmemesi halinde rakamların anlamı olmadığını vurguluyor.
- Ana Dil Hakkı: Ana dili yok saymak, Anayasal yurttaşlığı da yok saymak anlamına geliyor. Kürtçe’nin Anayasal güvenceye kavuşturulması gerektiği belirtiliyor.
- Uluslararası Standartlar: Ana dilde eğitim, uluslararası sözleşmelerde temel insan hakkı olarak kabul ediliyor. Türkiye’nin bu hakka mukavemet göstermesi, tartışmaları artırıyor.
Sayyiğit, seçmeli dersleri “geçiş formülü” olarak görüyor ve ana dilde eğitimi daha yüksek sesle konuşma çağrısı yapıyor. “Kurmancî ve Zazakî bu ülkenin parçası” diyen milletvekili, Kürtçe’nin kamusal alanda yer alması halinde dil kaybının önlenebileceğini söylüyor.
Kürt Halkına Çağrı: Her Ev Bir Okula Dönüşmeli
Saha çalışmaları, Kürtlerin yüzde 97’sinin ana dilde eğitim istediğini gösteriyor. Sayyiğit, “Hiçbir halk ana dilinden feragat etmez” diyerek devletin Kürtçe ile inatlaşmayı bırakması gerektiğini belirtiyor. Anayasal ve yasal tedbirler alınmasını isteyen milletvekili, Kürt halkına da çağrıda bulunuyor:
- Çocuklarla Kürtçe konuşun.
- Her evi bir okula çevirin.
- Dil kaybını önleyin.
Kürtçe’nin ulusal varlığın temel taşı olduğunu vurgulayan Sayyiğit, olumlu süreçlerde bu talebin görülmesi halinde Kürt sorununa çözüm yolunun açılabileceğini ifade ediyor. “Ana dili, bir halka ulaşmanın en somut aracıdır” sözleriyle, geniş konsensüs çağrısı yapıyor.