Adalet Bakanlığı’nın Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) Selahattin Demirtaş hakkındaki son ihlal kararına itiraz süresi dolmadan saniyeler önce başvurması, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi’ni (DEM Parti) ayağa kaldırdı. “Hukuksuzlukta ısrar” diye niteledikleri hamleye, Eş Genel Başkanlar Tuncer Bakırhan ve Tülay Hatimoğulları öncülüğünde sert tepki gösteren parti, “Üç AİHM kararına rağmen itiraz demokrasiyedir” diyerek barış sürecine darbe vurulduğunu savundu. CHP’li Sezgin Tanrıkulu da “siyasi rehine” vurgusu yaptı.
Sürecin Hatırlatması: Demirtaş’ın Davası ve AİHM’in Üç İhlal Kararı
Selahattin Demirtaş, 4 Kasım 2016’dan beri Kobani olayları (2014) bağlantılı suçlamalarla (terör örgütü üyeliği, devletin birliğini bozma) Edirne Cezaevi’nde. Mayıs 2024’te 42 yıl hapis cezası aldı; istinaf bekliyor. AİHM, üç kez ihlal tespit etti:
- 2018: Tutuklamanın amacı dışı kullanımı (seçimleri etkileme).
- 2020 (Büyük Daire): “Derhal tahliye” emri; muhalif sesi susturma.
- 2023: İfade özgürlüğü ihlali (tweet’ler şiddet teşviki değil).
- 2025 (Temmuz, 2. Daire): Kobani tutukluluğunun “makul şüphe”yi karşılamadığı, 9 yıllık sürenin adil yargılamayı zedelediği.
Anayasa’nın 90. maddesi gereği AİHM kararları üstün; itirazsız kesinleşse tahliye zorunlu. Avukat Mahsuni Karaman, 8 Ekim 2025’i “kritik tarih” diye işaretlemişti – sürenin dolmasıyla istinaf başvurusu yapılmıştı.
Son Dakika İtirazı: Bakanlık Büyük Daire’ye Başvurdu
Adalet Bakanlığı, üç aylık sürenin dolduğu 8 Ekim’de itirazı AİHM’e sundu – kararın Büyük Daire’de yeniden incelenmesini talep etti. Bakanlık kaynakları, “Karar hukuki temelden yoksun; suçlamalar somut” diye savundu. Bu, tahliyeyi aylarca erteleyebilir; yeni ihlal halinde tazminat artar, ama Demirtaş içeride kalır.
DEM Parti’den Tepki: “Hukuksuzlukta Israr, Barışa Darbe”
DEM Parti, itirazı “siyasi intikam” diye damgaladı. Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, X’te (eski adıyla Twitter): “Uluslararası hukuk kararlarını tanımamakta ısrar etmek, hukuksuzluğu itiraf etmekten başka bir anlam taşımıyor. Parti olarak yıllardır süren adalet mücadelemiz dün olduğu gibi bugün de sürecek; bu haksız ve hukuksuz durumun peşini bırakmayacağız. Bu ülkenin hep birlikte nefes almaya, barışa, adalete ve vicdana ihtiyacı var. Yüksekdağ, Demirtaş ve Kobani kumpas davasında yargılanan tüm arkadaşlarımızın özgürlüklerine kavuşması için sonuna kadar mücadele edeceğiz, birlikte barışa yürüyeceğiz.”
Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları da X’te: “AİHM kararına itiraz hukuksuzlukta ısrar etmek, toplumsal barışa ve adalete zarar vermektir! Barışa katkı vermeleri gerekenleri demir parmaklıklar ardında tutarak adaletsizlikte ısrar etmeyi ne biz ne de yüreği barış için atan milyonlar kabul eder. Kardeşliğe olan inancın artmasının yegâne yolu yoldaşlarımızın özgürlüğüdür!”
Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, İlke TV’de: “Hem süreç hem de hukuken bunun temyiz yolunun tercih edilmemesi yönünde bir beklenti vardı. Bu hükümetin geçmişin hatalarından ders çıkarmak, geçmişle yüzleşmek ve geçmişi onarmak açısından da önemli bir adım olacaktı. Toplumda güveni nasıl sağlarız konusunda oldukça kritik bir adımdı. Hukuksuzluktan geri adım atılması sürece ciddi bir katkı sağlayacaktı. Ne yazık ki Türkiye itiraz ederek hukuksuzlukta ısrar eden bir manevra yaptı. Siyasi rehine dayatması devam ediyor.”
Diyarbakır Milletvekili Cengiz Çandar, X’te: “Selahattin Demirtaş hakkındaki AİHM kararının süresinin dolmasına bir gün kala itiraz ile: 1. Kötü niyet ortaya konmuş; 2. Kürt vatandaşların ve Türk kamuoyunun duyguları umursanmamış ve 3. En önemlisi, iç barış konusunda büyük umutlara yol açmış ‘süreç’ ciddi olarak yaralanmıştır.”
Erzurum Milletvekili Meral Danış Beştaş, X’te: “AİHM’in kararına itiraz hukuksuzlukta ısrardır. Demirtaş kararı itirazla değil, uygulamayla karşılanmalıydı. Üç AİHM kararına rağmen yapılan itiraz demokrasiyedir.”
CHP’den Destek: Tanrıkulu’nun “Siyasi Rehine” Çıkışı
CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Meclis’te: “Selahattin Demirtaş, Türkiye’deki Kürt meselesinin siyasi rehinesidir. Tahliyesi için, AKP verdiği tutuklama siyasi kararını geri almalıdır. Yargının önünü açmalıdır.”