‘Yanıltıcı bilgi’ denilerek Bingöllü gazeteciye dava açılan haber gerçek çıktı

    Bingöl Haber – Dava dosyasına giren ‘Araştırma Tutanağı’ gazeteci Fırat Bulut’un paylaştığı haberin “yanıltıcı bilgi” olmadığını, Elbistan Cezaevi’nde hem isyan hem de yangın çıktığını gözler önüne serdi.

    Bingöl Haber - Dava

    ÇEWLİK.NET – Bingöllü gazeteci Fırat Bulut’un 2 gün boyunca gözaltında kalmasına, 3 yıla kadar hapis istemiyle dava açılmasına gerekçe gösterilen haberin gerçek olduğu ispatlandı. Elbistan Cezaevi’nde isyan çıktığını kamuoyundan gizlendiği, Bulut hakkında iddianame hazırlayan savcılığın aynı zamanda cezaevinde çıkan isyan ve yangınla ilgili soruşturmaya da baktığı ortaya çıkarıldı.

    Medya ve Hukuk Araştırmaları Derneği’nden (MLSA Türkiye) Deniz Tekin’in haberine göre, gazeteci Fırat Bulut, 6 Şubat 2023’te yaşanan depremlerinin ikinci merkez üssü olan Elbistan ilçesindeki E Tipi Ceza İnfaz Kurumu’nda çıkan yangını görüntüsüyle birlikte 8 Şubat’ta sosyal medya hesabında paylaştı. Bingöl Cumhuriyet Başsavcılığı, bu paylaşımdan dolayı Bulut hakkında TCK’nin 217. maddesinde düzenlenen “Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” iddiasıyla soruşturma başlatarak, ifadesinin alınması için hakkında yakalama kararı çıkarttı.

    Bulut, haber takibi için gittiği deprem bölgesindeki Malatya’dan döndüğü Ankara Esenboğa Havalimanı’nda 10 Mart 2023’te gözaltına alındı. İki gün gözaltında kalan Bulut, ifadesinin alınmasının ardından serbest bırakıldı. Savcılık, dosya için görevsizlik kararı vererek, dosyayı suçun işlendiği yer olduğunu iddia ettiği Elbistan’a gönderdi.

    SAVCILIK, YANILTICI BİLGİ OLDUĞUNU SÖYLEDİĞİ CEZAEVİ YANGINIYLA İLGİLİ SORUŞTURMA AÇTI

    Elbistan Cumhuriyet Başsavcılığı Bulut hakkında “Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” iddiasıyla 1 yıldan 3 yıla kadar hapis istemiyle iddianame hazırladı. Bulut’un 8 Şubat tarihinde yaptığı ve görüntüsünü eklediği, “Elbistan Cezaevi avlularından dumanlar yükseldiği ve koğuşların ateşe verildiğine” dair paylaşımı, iddianamede suç delili olarak yer aldı. Paylaşımın “Depremin akabinde arama ve kurtarma çalışmalarının yapıldığı, toplumun tansiyonunun en yüksek olduğu dönemde” yapıldığı savunulan iddianamede şu değerlendirme yapılmıştı: “Paylaşımın halkta panik yaratacak ve deprem sebebi ile düzeltilmeye çalışılan kamu düzeninin aleyhine olacak ve kamu düzenini bertaraf edecek şekilde ve gerçeği, hakikati yansıtmayacak şekilde sunulduğu.” Davanın iddianamesinde cezaevindeki yangın haberinin asılsız olduğunu ileri süren Elbistan Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, aynı zamanda cezaevinde çıkan yangın ve isyan ile ilgili soruşturmayı yürüten savcılık olması dikkat çekti.

    BULUT’UN AVUKATLARI TALEP ETTİ, MAHKEME CEZAEVİNE SORDU

    Elbistan 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde geçtiğimiz Ekim ayında görülen davanın ilk duruşmasında, Bulut’un avukatları Elbistan cezaevinde yangın çıkıp çıkmadığının cezaevine sorulmasını talep etti. Mahkeme, Elbistan E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’na yazı yazarak 6 Şubat-10 Şubat 2023 tarihleri arasında cezaevinde yangın çıkıp çıkmadığı konusunda bilgi verilmesini istedi.

    CEZAEVİ İDARESİ HABERİN DOĞRULUĞUNU TEYİT ETTİ

    Dava dosyasına giren ‘Araştırma Tutanağı’ Bulut’un paylaştığı haberin ‘yanıltıcı bilgi’ olmadığını, cezaevinde hem isyan hem de yangın çıktığını gözler önüne serdi. Cezaevinde görevli 3 jandarma görevlisi tarafından 21 Aralık 2023’te hazırlanan tutanakta şu bilgiler yer alıyor:

    “Konu ile ilgili olarak tarafımızca yapılan araştırma ve soruşturmalarda, Elbistan E Tipi Kapalı Ceza infaz kurumunda hükümlü veya tutuklu olan mahkumların yaşanan deprem nedeni ile isyan çıkardığı, mahkumlar tarafından çıkarılan isyan sonucunda Cezaevi Müdürlüğü sınırlarında bulunan A ve B blok kısımlarında yangın olaylarının meydana geldiği, olaydan sonra Elbistan Cumhuriyet Başsavcılığınca adli tahkikata başlanıldığı ve akabinde Adalet Bakanlığınca görevlendirilen müfettişler tarafından gerekli incelemelerin yapılarak rapor tanzim edildiğinin öğrenildiği, söz konusu olaya ilişkin düzenlenen belge ve bilgilere olayla ilgili soruşturma başlatan Cumhuriyet Başsavcılığından temin edilebileceğinin anlaşıldığı ve istenilen araştırmanın bu şekilde sonlandırıldığına dair; İş bu tutanak tarafımızca tanzim edilerek hazırda bulunanlarca müştereken imza altına alınmıştır.”

    ‘KAMU GÜCÜNÜ ELİNDE BULUNDURANLAR GERÇEK BİLGİLERİ SAKLAYARAK DEZENFORMASYON YAPIYOR’

    Gazeteci Fırat Bulut hakkında açılan dava, mahkemeye gönderilen yazı ile ilgili MLSA’ya konuştu. Bulut, gazetecilerin gerçek bilgiye erişme hakkını koruması gereken kamu kurumları ve yöneticilerinin “dezenformasyonla mücadele’’ adı altında gazetecileri baskı altına aldığını, bu bilgileri kamuoyundan saklayarak dezenformasyon yaptıklarına söyledi. Bulut, üzerinden bir yıl geçmesine rağmen halen depremlerde hayatını kaybedenlerin gerçek sayısını bilmediklerine dikkat çekti. Depremlerden doğrudan etkilenen tutuklu/hükümlü sayısının 18 bin civarında olmasına rağmen, bununla ilgili yapılan haberlerin yok denecek kadar az olduğuna aktaran Bulut, “Bu durum aslında kamu gücünü elinde bulunduranların bilgiye erişimi engelleme konusunda ‘başarısına’ da işaret ediyor” ifadesini kullandı.

    ‘EN AĞIRI VE AYIBI HABERİMİ YAYINLATACAK MECRA BULAMAMAM’

    Enkaz altında kalmak istemeyen tutuklu ve hükümlülerin taleplerinin bastırılması nedeniyle cezaevinde isyan çıktığını en başından bildiğini hatırlatan Bulut, “Bunu teyit ettiremediğim için sadece yangın haberini bir video ile birlikte kamuoyuna duyurdum. Sonrasında gözaltına alındım. Gazetecilik meslek örgütleri, gazetecilik meslektaşlarım ile hak savunucularının gösterdiği dayanışma üzerine serbest bırakıldım. Hakkımda dava açıldı. Ancak mahkemeye gönderilen ‘Araştırma Tutanağı’ ile şunlar açığa çıktı: Birincisi, yaptığım haberle ilgili etkili bir soruşturma yapılmadı ve bunun sonucunda bana iftira atıldı. İkincisi, Adalet Bakanlığı ve diğer yetkililer, yangınla ilgili açıklama yapmayarak, kamuoyunu bilgilendirmeyerek dezenformasyona kaynaklık ettiler. Üçüncüsü aslında en ağır ve ayıp olanı ise, serbest çalışan bir gazeteci olarak elimde bu olayın videosu olmasına rağmen bu haberi hiçbir mecrada yayınlatamayıp sosyal medya hesabımdan paylaşmaya mecbur bırakılmam oldu. Mahkemeye gönderilen yazı, kamu gücünü elinde bulunduranların bizzat dezenformasyona kaynaklık ettiği hem de hakkımda hukuksuz bir şekilde dava açıldığını gözler önüne serdi” dedi.

    ‘YURDIŞINA ÇIKMAK ZORUNDA KALDIM’

    Bulut “Hakkımda açılan dava ve gazetecilik mesleğini özgürce sürdürme şartlarımın ortadan kalkması nedeniyle yurtdışına çıkmak zorunda kaldım. Türkiye’de çok sayıda gazeteci arkadaşımız halen cezaevlerinde. Hemen her gün gözaltına alınan tehdit edilen, engellenen gazeteci haberleri okuyoruz. Bu nedenle basın özgürlüğüne, gazetecilere, bilgiye erişme hakkına herkesin sahip çıkması gerekiyor” diye belirtti. (HABER MERKEZİ)