Yaz okumaları: Altı feminist kitap önerisi

    Bingöl Haber – Kadın hakları üzerine hem zihni beslemek hem de toplumsal cinsiyet eşitliği hakkında derinlemesine bilgi edinmek için bir seçki…

    Bingöl Haber - Kadın

    Çewlik.net – Yaz aylarının sıcak, ülke gündemlerinin daha da “sıcak” olduğu bu günlerde, bir köşede oturup kendinizi ilham verici kitaplara kaptırmak ister misiniz?

    Peki, özellikle feminist düşünce ve kadın hakları üzerine odaklanan eserler ile zihninizi ve ruhunuzu beslemek ister misiniz?

    bianet’ten Evrim Kepenek sizi, altı  kitaptan oluşan feminist okumalar seçkisine davet ediyor.

    Evrim’in dinleme önerisi: Zülfü Livaneli – Yangın yeri

    Eşitlik Tutkusu

    Florent Guénard’ın eşitlik ile kurulan ruhsal ilişkinin karmaşıklığını, kılık değiştiren eşitlik tutkusunu ele aldığı kitabı “Eşitlik Tutkusu” Metin Yayınları’ndna çıktı. Kitabın çevirisi, Zehra Cunillera’a ait.

    Yayıma hazırlayanlar ise Savaş Kılıç ve M.Taha Tunç. Kitabın kapak tasarımı ise Emine Bora yaptı.

    Guénard’a göre eşitlikçi toplumlarda eşitlik, hem bireyler arasındaki ilişkiyi yapılandırdığı hem de her bireyin kendini değerlendirmesi için bir kıstas oluşturduğu için başlı başına bir değer olarak benimseniyor.

    Eşitlik Tutkusu – Florent Guénard- Metis Yayınevi- Domingo Yayınevi – 272 Sayfa

    Mrs. Dalloway’in Partisi

    Can Yayınları, Virgina Wolf’un önemli eserleri arasında gösterilen

    “Mrs. Dalloway’in Partisi” isimli kitabı yeniden okurla buluşturdu.

    endi türünü seven bu iki kişi birbirlerinden nefret ederek, onlara bu acı dolu, bu yanılsamaları yıkan geceyi yaşatan bütün bir ev dolusu insandan nefret ederek ayağa kalktı ve tek kelime etmeden sonsuza dek ayrıldı.

    Virgina Woolf’un, modern romanın dönüm noktası sayılabilecek ünlü Mrs. Dalloway’inin altyapısını oluşturan bu yedi öyküsü zamanında farklı mecralarda yayımlandıktan sonra 1973’te bir araya getirildi.

    Parti öncesinde alışveriş yaparken, parti sırasında konukları birbiriyle tanıştırırken rastladığımız Clarissa Dalloway’in yanı sıra başka anlatıcılara, yani partinin konuklarına da kulak verdiğimiz bu öyküler birbirinden bağımsız okunabildiği gibi, bir arada bütünlüklü bir eser de oluşturuyor.

    Mrs. Dalloway’in Partisi – Wirgina Wolf- Can Yayınları – 73 Sayfa

    Ruhumun Kadınları

    Isabel Allende’nin “Ruhlar Evi” kitabı okuduğum ve benim için “klasik” olan kitaplardan biri.

    Can Yayınları bu kez “Ruhumun Kadınları” isimli kitabı okurla buluşturdu.

    Kitabın tanıtımında şu bilgiler yer alıyor:

    Isabel Allende anılarının derinliklerine indiği Ruhumun Kadınları’nda bize feminizmle ve kadınlıkla ilişkisini anlatmakla kalmıyor; aynı zamanda yetişkin yaşamının tüm yoğunluğuyla yaşanması, hissedilmesi ve keyif alınması gerektiği gerçeğini de hatırlatıyor.

    Allende’nin hayatında önemli yer tutan, gerek özlem duyduğu gerekse ona ilham kaynağı olan, tüm zorluklara karşın onur ve cesaretle ayağa kalkıp ilerlemeye devam eden kadınlar, yani “ruhunun kadınları”nı anlattığı bu kitabı yazarın yaşama karşı tutkusunu ve aşk için her zaman umut olduğuna inancını bir an bile kaybetmediğini de gösteriyor.

    Ruhumun Kadınları- Isabel Allende- Can Yayınları – 189 Sayfa

    Erkeklik Krizi

    “Erkeklik Krizi” tanımını daha önce akademisyen Deniz Kandioti’den duyduk. Onun “Erkeklik Krizi” tanımlaması daha çok toplumsal cinsiyet krizle bağlantılı.

    Damla Topbaş’ın yazdığı İletişim Yayınları’nın okurla buluşturduğu “Erkeklik Krizi” kitapta ise kriz bu kez kadın ve erkeklerin aldatma eğilimleri üzerinden tanımlanıyor

    Kitap tanıtımında şu bilgiler yer alıyor: Erkeklik Krizi – Aldatılan Erkekler, Aldatan Kadınlar erkeklerin aldatıldıkları durumlarda nasıl tepkiler verdiklerini inceliyor.

    Aldatılma sonucu yaşanan ya da yaşanması beklenen üzüntü, hayal kırıklığının yerine veya bu duyguların yanı sıra, erkeklerin bunu bir “gurur”, hatta “namus” meselesi haline getirdiklerini gösteriyor. Özellikle cinsel yetersizlik gibi “erkekliklerini” yaralayabilecek aldatma nedenlerinin nasıl bir öfke yarattığını, yine aynı nedenden, aldatıldıklarını arkadaşlarıyla dahi paylaşamamalarını anlatıyor. Bir erkeğin başka bir kadınla cinsel ilişki yaşaması “önemsizken”, kadın bunu yaptığında namus ve ahlâkın nasıl hemen devreye girdiğini birinci ağızdan örneklerle belgeliyor. Ayrıca bunun üzerinden aslında erkeklerin kaybetmekten korktukları ayrıcalıklarına sıkı sıkı sarılmalarını ve ifade etmekten çekinmedikleri çifte standardı sürdürme çabalarını, aldatılma sonucunda aldıkları yarayı sarmak için başvurdukları ve başvurmaktan kaçındıkları yolları, yöntemleri gözler önüne seriyor.

    Erkeklik Krizi – Damla topbaş- İletişim Yayınları – 240 Sayfa

    Bir Özgürleşme Kılavuzu

    Güldünya Yayınları’nın okurla buluşturduğu bu eşsiz kitap adının hakkını veriyor. Her kadın ve erkek için farklı olan feministleşme yolculuğuna ortak olabilecek kitap, gerçek anlamda hem yol arkadaşı hem de bir pusula.

    Gazeteci ve yazar Katrin Rönicke’nın yazdığı kitabı Türkçeye Ayşe Özgün Altıparmak çevirdi.

    Kitap şöyle tanıtılıyor:

    Alman gazeteci ve yazar Katrin Rönicke bu kitabında bütün bunlar üzerine düşünüyor, her zaman katılmasak da hepimizin ilgisini çekebilecek yanıtlar veriyor. Rönicke, Demokratik Alman Cumhuriyeti’nde dünyaya gelmiş, iki farklı Almanya ile ilgili kıyaslamaları, Alman toplumuyla ilgili gözlemleri de anlattıklarını ayrıca ilginç kılıyor. Rönicke’nin bu kişisel anlatısında, feminist olduğu için mutlu olan ve feminist olmanın zorluklarıyla baş etmeye çalışan her kadın için yararlı olabilecek şeyler var.

    Bir Özgürleşme Kılavuzu- Katrin Rönicke- Güldünya Yayınları- 266 Sayfa

    Fosforlu Cevriye

    Gazeteci – Yazar Suat Derviş’in “Fosforlu Cevriye” isimli kitabını da bu yazın olmazsa olmazları arasında.

    İthaki Yayınları’nca okurla buluşturulan kitapta, Suat Derviş, ilk kez 1968’de yayımlanan Fosforlu Cevriye adlı kitabında, toplumun dışına itilmiş, “öteki” olarak konumlandırılan bir fahişenin hayatını anlatıyor.

    Kitabın tanıtımı şöyle:

    Güzelliği dillere destan, yeri geldiğinde mangalda kül bırakmayan, gökyüzündeki yıldızlardan düştüğüne inanacak kadar saf bir fahişe Fosforlu. İstanbul’un her sokağını, karakollarını bilen Cevriye’nin karşısına hiç tanımadığı bir adam çıkar. Hayatında kimse Cevriye’ye, hastalığında kendisine bakan, itina eden, ilk kez bir kadın olduğunu hissettiren bu adam gibi davranmamıştır. Bu yabancıyı tanımasıyla birlikte Cevriye daha önce hiç hissetmediği, hiç bilmediği duyguları tadacak ve sevmeyi, tutsaklığı öğrenecektir.

    Fosforlu Cevriye- Suat Derviş- İthaki Yayınları- 280 Sayfa

    Hazırlayan: bianet / Evrim Kepenek