Mürsel BEK
2025/2026 Eğitim Öğretim Yılı, bolca dağıtılan iyi dileklerle başladı. Yeni yılın/dönemin mutlu, ahlaklı, karakterli ve başarılı insanların yetiştirileceği bir yıl olması temennisiyle tüm bileşenlere hayırlı olmasını diliyorum. (Ben de bu kervana katılmış oldum.)
İyi dileklerde bulunmak, start verme olarak kabul edilebilir ama eğitim gibi önemli hizmetin başlangıcı için daha fazlasına ihtiyaç vardır. Doğru başlangıç, geçmiş dönemlerden ders alınarak yeni yıla atılan adımla yapılan başlangıçtır. Yılın/dönemin nasıl geçeceği kapatılan yıl/dönem sonu değerlendirme sonuçlarına bağlılıkla paraleldir. Yani başlangıç bitişe göre olur.
Geçmiş yılın sorunları sebepleriyle masaya yatırılıp değerlendirilmişse eğitim/eğitimci adına iyi bir başlangıç yapılmış demektir. Sonraki yıl(lar) için önleyici, gerçekçi program hazırlanmışsa yıl/dönem amaca uygun geçecektir. Geçen zaman değerlendirmesi yapılmadan sene başı açılışlar, masa başı sohbetler, güzellemeler, tutulan notlar, yapılan çalışmalar zaman, emek ve ekonomik israfın ötesinde anlam ifade etmez. Dolayısıyla boş ve zaman öldüren iş/işlemler yerine yaşanılanları irdeleyip meydana gelen sorunların, tutturulmayan hedeflerin sebepleri üzerinden sonraki çalışmalara ruh kazandırmak lazım. Biten yılın verileri ışığında pratiğe göre süreç programlamak doğru sonuca ulaşmada belirleyici olandır. Şunu belirtmek yararlı olacaktır: Bu değerlendirmeler tüm bileşenler tarafından yapılmalıdır. Bunun için de bileşenler arası iletişimin aksatılmadan devam etmesi gerekir.
Doğru başlangıç için oldukça önemli ve gerekli bir başka adım iletişim sürekliliğidir. Öğretime ara verilen süreçte yani”tatil”de idari kadro ile öğretmen, öğretmen ile veli, öğretmen ile öğrencinin temasının sürmesi büyük öneme sahiptir çünkü iletişim insan yetiştirme misyonu olan eğitimin temel ihtiyacıdır. Eğer bileşenler tatillerde birbirinden kopup yeni yıla başlarken yeniden iletişime geçerse birbirini tamamlamalarını ve işbirliğini sekteye uğratmış olur. Aynı zamanda ilişkinin sıradan/yapay rol gereği olduğunu da göstermiş olurlar. Olması gereken insan yetiştirme sanatı olan eğitimin ruhuna uygun ihtiyaçla iletişimi daim kılmaktır. Çocuk merkezli eğitim ve öğretim hizmetinde bu noktaya dikkat etmek ve üst perdeden bilinçli olmak gerekir.
Bileşenler bu gerçeği fark edecek donanıma sahip olursa iletişim kanalını canlı tutar. Özellikle öğretmenin ön açıcı sorumlulukla farkındalık yaratarak hareket etmesi lazım. Amaca uygun davranarak insan yetiştirmeyi sınır ve mêkan tanımadan yapması gerektiğini bilmesi lazım. İletişim noktasında rehber eğitimci olarak yıla nasıl başlayacağı, öğrencilerle yüz yüze görüşmediği tatil zamanlarda kurduğu iletişim derecesine bağlı olduğu gerçeğini gözardı etmemesi lazım.
Eğitimcinin hazır olunuşluğu elbette sadece bu değil ama öğrenci eksenli anlayışta bu öncelikli olandır.
Doğru iletişim, suçlayıcı dilden uzak anlayış, amaca uygun ve gerçekleşebilecek program, birbirini tamamlayan kadro ve bilinçli velilerle yol alındığında eğitim için gereken yapılmış demektir. Bu profildeki kurumun başarılı olacağı kesindir ve ülkenin böyle sistemli kurumlara ihtiyacı vardır.