Çewlik.net – Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), dün Ankara’da Öğretmenlik Meslek Kanunu’nu (ÖMK) protesto eden sendika üyelerinin polis şiddetine maruz kalarak gözaltına alınmasına yönelik açıklama yaptı. Açılamada bununla birlikte ÖMK’ye neden karşı çıkıldığı gündem edildi. Bununla beraber “Saldırılar, yasaklamalar, işkence ederek gözaltına almalar fiili ve meşru mücadelemizden bir adım olsun geri adım attırmayacaktır” denildi.
‘Çetelere kurulmayan barikatlar öğretmenlere kuruldu’
“Dün Ankara’nın göbeğinde, TBMM’in yakınında öğretmenlere, sendika ve konfederasyonumuzun yöneticilerine çetelere, mafyalara, rantçılara, depremde on binlerin ölümüne neden olan müteahhitlere kurulmayan barikatlar kuruldu, yasaklamalar getirildi” denilen açıklamada eylemlerin demokratik ve barışçıl olduğu ifade edilmesine rağmen anayasal eylem hakkının gasp edilerek, polis şiddetiyle bastırıldığı belirtildi.
‘Sendikal ayrımcılık yapıldı’
Açıklamada kolluğun başka bir sendikanın yürüyüşüne izin verdiği ancak Eğitim Sen’in yürüyüşüne izin vermediği söylenerek ‘sendikal ayrımcılık yapıldı’ denildi. Bununla birlikte 11 Eğitim Sen’liye polisin şiddet uyguladığı, hedef alınarak gaz sıkıldığı; üyelerin yerlerde sürüklendiği ve gözaltına alındığı ifade edildi.
‘Saldırıyı kınıyoruz’
“Ülkemizi sendikal hakların kullanımında dünyada en kötü 10 ülke listesine sokanlar bu yasaklama ve saldırıyla eleştirilerin ne kadar haklı olduğunu bir kez daha ispatlamışlardır” denilen açıklamada 9 Temmuz’da Ankara Kızılay’da Eğitim Sen yönetici ve üyelerine yapılan saldırı kınandı. Bu saldırılan, yasaklamaların ve işkencelerin geri adım attırmayacağının altı çizildi.
Açıklamadan öne çıkan başlıklar şöyle:
‘Haklarımıza ve geleceğimize sahip çıkacağız’
“Toplumsal ilişkileri ve geleceğimizi kendi ideolojik referanslarına göre şekillendirmeyi hedefleyen Öğretmenlik Meslek Kanununu sessiz sedasız Meclis’ten geçirmek istiyorlar. Sessiz kalmayacağız, Haklarımıza ve geleceğimize sahip çıkacağız!
“Sendikamız EĞİTİM SEN Öğretmenlik Meslek Kanunu (ÖMK) gündeme getirildiği günden bu yana teklifinin tehlikelerine ve iktidarın teklifle neleri hedeflediğine dikkat çekmektedir. İktidara ve Milli eğitim Bakanlığına uyarılarda bulunmaktadır.
Ancak AKP+MHP iktidar bloğu uyarıları ve eleştirileri dikkate almadığı gibi cemaatlerin, tarikatların isteklerine göre hareket etmektedir.
Yasa teklifinin hazırlanma sürecinde yandaş sendikalar dışında kimsenin düşünce ve önerileri alınmamış, eleştirilere kulaklar tıkanmış, Bakanlık bildiğini okumuştur.
Peki, Eğitim Sen ve bizler bu kanun teklifine neden karşı çıkmaktayız?
Kanun teklifi öğretmenlik mesleğini değersizleştirmekte, öğretmenlerin iş güvencesini ciddi anlamda tehdit etmekte, eğitim fakültelerinden mezun olmayı ayrıntıya indirgeyip kurulacak Eğitim Akademileri üzerinden AKP kadrolarını yetiştirmeyi hedeflemektedir.
Öğretmenlerin ekonomik sorunlarına çözüm üretmemekte, eşit işe eşit ücret ilkesini ortadan kaldırmaktadır. Eğitim emekçilerinin özlük haklarını zayıflatmakta, ayrımcılığı ve eşitsizliği derinleştirmektedir.
Eğitim emekçilerinin kazanılmış haklarını önemli oranda ortadan kaldırmakta, eğitim fakültelerinden mezun olmayı öğretmenliğe atanmada bir ayrıntı haline getirmektedir.
Özel okul ve kurslarda öğretmenlik yapanların başta taban ücret düzenlemesi olmak üzere temel ekonomik ve sosyal haklarına, ücret ve çalışma koşullarına ilişkin bir düzenleme içermemektedir.
Kanun taslağında öğretmenlerin sorumlulukları detaylı bir şekilde belirtilirken, hakları konusunda daha genel ifadelerin kullanılmış olması dikkat çekmektedir.
Öğretmen adaylarına ve öğretmenlere yönelik disiplin cezalarının ve bu cezaları gerektiren fiil ve davranışların detaylı olarak düzenlenmesi bir gözdağı, öğretmen ve öğretmen adaylarının iş güvencesine yönelik açık bir tehdittir.
Kanun taslağı birçok noktada keyfiliğe yol açabilecek açık noktalar barındırmaktadır.
Bunlardan biri de kanun taslağının 34. Maddesidir. Maddeye göre, mesleki yetersizliği iki müfettiş raporuyla görülen öğretmenlerin akademiye alınması ve akademi eğitimi sonrasında da müfettişlerce başarısız görülmeleri halinde genel idari hizmetler sınıfında uygun yerlere memur olarak atanmaları düzenlenmektedir.
Bu madde, öğretmenlerin iş güvencesini iktidarın keyfiliğine bırakacak diğer önemli bir tehdittir ve kabul edilemezdir.
Buradan iktidara sesleniyoruz: ÖMK’Yi DERHAL GERİ ÇEKİN!
Gerçek bir meslek kanunu hazırlamak istiyorsanız, ILO ve UNESCO ortak belgesi olan; “Öğretmenlerin Statüsü Tavsiyesi” metnini esas alın.
5 Ekim 1966 yılında kabul edilen ve Türkiye tarafından da onaylanan bu tavsiye kararı, öğretmenlerin toplumsal statüsüne yönelik olarak bugüne kadar atılmış en önemli ve kapsamlı adımdır. Bu metin dikkate alınmadan hazırlanan bir Meslek Kanununu kabul etmemiz mümkün değildir.
Gelin tüm eğitim emekçilerinin ekonomik, demokratik, özlük haklarını iyileştirmeyi amaçlayan öğretmenlerin haklarını koruyacak, eşit işe eşit ücret ilkesine dayanan, adil ve kapsayıcı bir meslek kanununu hep beraber hazırlayalım.
Gelin nitelikli eğitim için, öğretmenler kadar emeği olan idari ve teknik personel, yardımcı hizmetliler sınıfı ve 4-B statüsünde çalışan eğitim emekçilerinin hakları ve taleplerini içerikte bir kanun hazırlayalım.
Anayasal hakkımızı kullanmamızı engellemekten, sendikal ayrımcılığı derinleştiren uygulamalardan, sendikal hak ihlallerine her gün bir yenisini eklemekten vazgeçin.
9 Temmuz’da tüm bu suçları işleyen güvenlik güçleri ve yetkilileri hakkında derhal soruşturma açılmasını sağlayın.
Bir kez daha sendikal haklarımızın, anayasal güvence altında olan temel hak ve özgürlüklerimizi kullanmamızın engellenmesini, arkadaşlarımıza şiddet uygulanmasını, darp edilerek gözaltına alınmalarını kınıyor, protesto ediyoruz.
Emek ve demokrasi güçlerini yasa tasarısı görüşmeleri boyunca devam edecek eylem ve etkinliklerimize güç vermeye ve dayanışmaya davet ediyoruz.
NOT: Gözaltına alınan arkadaşlarımız
İzzet İLDEŞ (EĞİTİM SEN MYK üyesi),
Bülent TÜRKMEN (TÜM BEL-SEN MYK üyesi),
Emre BAŞER (ESM MYK üyesi),
Hasan KARAKAYA (KESK Disiplin Kurulu Üyesi),
Gülhan ŞİMŞEK (EĞİTİM SEN Ankara 3 Nolu Şube Başkanı),
Okan BALCI (EĞİTİM SEN Kırklareli Şube Başkanı),
Doğuş AYBER (EĞİTİM SEN İstanbul 4 Nolu Şube Başkanı),
Mehmet Mustafa ÖZKILIÇ, Muzaffer Can ERDOĞAN, Yusuf ŞANLI ve Aziz IŞIK
(HABER MERKEZİ)