ÇEWLİK.NET – Kürt siyasetçi Leyla Zana, sekiz yıl önceki Hendek çatışmalarından bu yana ilk kez konuştu. Zana, çözüm sürecinin bitişini, yeni bir süreç ihtimalini ve siyasete dair düşüncelerini anlattı.
Gazete Duvar’dan Vecdi Erbay’a konuşan Zana, bugüne kadar susmayı tercih etmesini, 2015’te Hendek çatışmalarında yaşanan döneme bağladı.
2015 yılında siyasal bir deprem yaşadıklarını belirten Zana, “Özellikle hendekler sürecinde gerçekten siyasal muhataplığın durduğu noktaya vardık. O süreçte kitle ile yüz yüze geldiğimizde verecek hiçbir cevabımızın olmadığını da gördüm. Susmamın nedenlerinden biri budur. Toplum bir cevap bekliyor ve sen cevap olamıyorsun. Bu durum benim yedi yıllık bir yas süreci yaşamama neden oldu. Çok derinden yaralandım. Hayat seçimlerden ibaret değil. Sadece seçimler döneminde kitle siyasetçinin aklına geliyorsa bu sorunludur. Çatışmalardan bu yana Sur’a gitmedim. Kendimi hazır hissetmiyorum” dedi.
‘KÜSKÜN DEĞİLİM’
Küskün olmadığını belirten Zana, “Bu dava bütün kişiliklerden çok daha büyük, çok daha kapsamlı bir dava. Davaya küsülür mü? Davaya küstüğün zaman kendine küsmüş olursun” şeklinde konuştu.
DEM Parti’den bu süreçte kendisine belediye başkanlığı için teklif gelip gelmediği sorusu üzerine Zana, “Milletvekilliği için hiç bir talepte bulunmadım. Halkın kendisine bana bu onuru verdi. Mücadeleden hiçbir zaman vazgeçmedim. Bu bir yas süreci benim için. Ayrıca bizim gibi insanlar eğer görüş, öneri, katkı, deneyim paylaşımı talep edilirse buna uygun bir pozisyon alabilmeli. Biriktirdiklerimizi, tecrübelerimizi aktarabiliriz” şeklinde konuştu
‘SORUNU ÖCALAN VE ERDOĞANSIZ ÇÖZMEK İSTEDİLER’
Leyla Zana, 2013’teki barış sürecinin neden bozulduğu yönündeki soruya, şu yanıtı verdi:
“Bu sorunu Öcalan’sız ve Erdoğan’sız çözmek isteyenler, bu işi kendi aramızda çözeriz diyenler oldu. Dünya kadar risk göğüsleyeceksiniz ve kimileri sizleri bu işin dışında bırakarak yol almak isteyecekler. Kabul eder miydiniz? Zor. Bu kadar net. Bunu ilk defa duyuyorsunuz değil mi? Bunu bazılarının yüzüne vurduğum için bu rahatlıkla söylüyorum. Kişilerin adını vermeyeceğim. AKP’nin içindekiler bana dediler ki, “Biliyor musunuz sizinkiler Öcalan’ı dışlamak için bu süreci bozdular.” Ben de döndüm dedim ki, “Ben başka bir şey daha biliyorum. Siz de Erdoğan’sız bu işi götürmek istediğiniz için süreç bozuldu.” Tek bir cevap alamadım. Karşımdaki sustu.”
‘ERDOĞAN ARTIK SÜRECİ DONDURUCUDAN ÇIKARMALI’
“Çözüm süreci Erdoğan’ın inisiyatifi dışında mı bitti?” sorusuna Zana, “Sayın Cumhurbaşkanı ‘süreci dondurucuya kaldırdım’ diyor. E artık miadı geçmek üzere, bence dondurucudan çıkarıp bu işi esastan ele almak gerekiyor. Zaman kaybetmeden… Ama görülüyor ki böyle bir çabaları yok. Artık zamanı ötelemeye, ertelemeye tahammül kalmadı” sözleriyle yanıt verdi.
‘ZAMAN ZAMAN İNSANLAR GÖRÜŞLERİME BAŞVURUYOR’
Zana, kendisine yeniden siyasete dönmeye yönelik bir telif gelip gelmediği sorusunu ise şöyle yanıtlandırdı:
Onu açmayalım. Zaman zaman insanlar görüşlerime başvurabiliyor. Hiçbir sansür koymadan düşüncelerimi ifade ediyorum bütün kesimlerle. Günlük siyaset ve dava hem ayrı hem de birbirini bütünleyen şeylerdir. Birini diğerinden koparırsanız eksik kalır. O nedenle günlük siyaset mutlaka yapılmalı. Ama bir davanın olduğu bilinciyle hareket edilmeli. Bu dava Leyla’dan da büyüktür, Ali’den de, Ayşe’den, Fatma’dan da büyüktür. Bu dava biz olsak da olmasak da sağlam temeller üzerinde inşa edildi. Kitlemiz sağlam. Halkımıza sonsuz güven duyuyorum. Gençlikten müthiş umutluyum. Bir iğne ucu kadar ilham kaynağı olmuşsak ya da bir katkımız olmuşsa ancak mutluluk duyabilirim.
‘BENİ ANKARAYA SADECE HALKLARIMIZIN ÇIKARI GÖTÜRÜR’
Zana, “Sizi Ankara’ya ne götürür?” sorusuna, “Umarım ihtiyaç olmaz. Bilmiyorum ne götürür beni… Halklarımızın çıkarı beni götürür. Başka hiçbir şey beni götürmez. İhtiyaç duyulursa, duyulmazsa zaten herkes kendi yolunda. Umarım o boşluk olmaz” diye yanıt verdi.