Çewlik.net – Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in yerine kayyım atanarak tutuklanmasına dair soruşturmada ‘itirafçı gizli tanık’ kullanıldığı şüphesi doğru çıktı.
Halk TV’de, Özer’in tahliye talebinin reddedilmesine dair konuşan gazeteci İsmail Saymaz, gerekçenin gizli tanığa dayandırıldığını söyledi.
Aynı yöntem Mızraklı’da da kullanıldı
Özer gözaltına alındıktan sonra dosyanın doldurulması için PKK itirafçısının ifadelerinin kullanıldığını, aynı yöntemin Selçuk Mızraklı’da da kullanıldığını anlatan İsmail Saymaz, şu bilgileri aktardı:
‘Bu aşamada tartışmalı olmakla birlikte…’
“Ahmet Özer tutuklandı ve avukatları önceki gün tahliye için dilekçe verdi. İstanbul 11. Asliye Ceza Mahkemesi hakimi, tahliye talebini reddetti.
Gerekçe de şu şekilde… Diyor ki hakim, ret gerekçesinde ‘Her ne kadar şüphelinin üzerine atılı, Abdullah Öcalan’ın bazı akademisyenlerin demokratik özerklik projesine katkı sunabilecek kişiler olarak şüphelinin ismini vermesi, dava dışı bir takım insanlarla insani mülahaza niyetiyle yapılan görüşmeler, başka bir tarihte şüphelinin bu hususta iştiraki veya azmettiren konumu bulunmaksızın, eylem tarihinde başkanlığını yürüttüğü Esenyurt Belediyesi tarafından düzenlenen festival kapsamında birden fazla şahsın örgüt elebaşı lehine slogan atması, içeriği ve amacı tespit edilemeyin bir takım para transferi gibi eylemlerin örgütsel faaliyet olarak değerlendirilmesi bu aşamada tartışmalı olmakla birlikte… ‘
‘Gizli tanık çıktı’
Yani diyor ki aslında bunlar örgütsel faaliyet olarak düşünülemeye de bilir diyor. O zaman niye tutukladınız bu adamı. Hakim, devamında bir ifade kullanıyor, diyor ki, ‘Her ne kadar böyle değerlendirilemeyeceği düşünülse de, gizli tanık beyanının tek başına hükme esas alınamayacağı göz önüne alınsa dahi, gizli tanığın ifadesine geçen eylemlerin az önce açıklandığı üzere örgütle organik bağı veya temsil ilişkisi bulunmaksızın gerçekleşmesinin mümkün olmaması, başka bir deyişle eylemin sübutu halinde….’ diye devam ediyor.
Diyor ki elimizde bir gizli tanık var. Ve gizli tanık ifadesi gösteriyor ki bu eylemler ancak örgütlü biçimde yapılabilir, o nedenle tutuklu kalmasının devam etmesine….
Şimdi burada birden çok hukuk skandalı var. Ahmet Özer’in tutuklanmasına gerekçe sayılan eylemler hakim tarafından örgütsel eylem olarak nitelendirilmeyebilir diye değerlendiriliyor. İkincisi meğer bir gizli tanık varmış.
Nasıl ortaya çıktı?
Peki bu gizli tanık ne zaman ortaya çıktı? Ahmet Özer tutuklandığında, kendisine bir gizli tanıktan söz edilmedi. Demek ki bu gizli tanık Ahmet Özer tutuklandığı ana kadar ortada yoktu. Ve Ahmet Özer’e de bu gizli tanığın beyanları hiç sorulmamış. Şimdi dosyanın Ahmet Özer’i içeride tutmaya yetmeyeceği anlaşıldığından sonradan delil toplamaya girişilmiş ve bunun üzerine gizli tanık bulunmuş. Hakim ‘Ben seni normalde bu suçlardan tutamam ama bir gizli tanık var, belki ondan tutabilirim’ diyor.
‘2012’de intihar eden kişiyi tanık göstermişler’
Peki bu gizli tanığın ne söylediğini biliyor muyuz? Biliyoruz, CNN’den biliyoruz. Çünkü CNN’nin haber koordinatörü iki gün önce çıktı, bu gizli tanığın anlatımlarını detaylıca söyledi.
Gizli tanık ifadelerinden, Özer’in neyle suçlandığını şimdi anlatacağım. Bir PKK itirafçısı varmış, bu itirafçıya göre, Özer’in örgütle ilişkisi 2004’e kadar gidiyormuş. Ahmet Özer’in örgütle ilişkisini kim kurmuş, Cemal Kavak kurmuş.
Cemal Kavak kim biliyor musunuz? Eski HADEP il başkanı. Şimdi nerede biliyor musunuz? 2012’de Avusturya’da intihar etti. Yani adamın Türkiye’den ne zaman kaçtığı belli değil, öldüğü belli. 2012’de intihar eden birini tanık göstererek, gizli tanık beyanı almışlar.
Diyor ki işte, ‘Cemal Kavak, Ahmet Özer’den PKK’ya katılacak gençler için yardım istemiş, o da bazı işadamlarından para toplayıp Kavak’a vermiş. Cemal Kavak, Özer’i Zübeyir Aydar ile görüştürmüş.’ Bunların hepsi şu an hayatta olmayan bir kişiyle ilişkili yani… Ahmet Özer bilmiyor, Cemal Kavak’a zaten soramazsın.
‘Selçuk Mızraklı’yı da böyle tutukladılar’
Sonra ifade birden bire 2024 yılına geliyor. Özer’in Esenyurt Belediye Başkanı olması, PKK’li Duran Kalkan’ın verdiği talimatla olmuş. ‘Kent uzlaşısı’ yapılmasını Duran Kalkan emretmiş ve kent uzlaşısına hangi adayların katılacağını belirlemek üzere Diyarbakır’da örgütün gizli evinde toplantı yapılmış, bu toplantıya Ahmet Özer de katılmış. PKK adına da birisi katılmış. Özer’den PKK’ya sadakat yemini yaptırmışlar ve Özer’in belediye başkan adayı olmasına karar vermişler.
Tanık var mı? Tanık yok? Yer belli mi? O da belli değil? Kimler katılmış? Cevap verilmemiş… Ahmet Özer’in mesela bu tarihler arasında Diyarbakır’a gidip gitmediğine bakılmış mı? O da bakılmamış… Ama bir PKK itirafçısı bulunmuş ve PKK itirafçısıyla gözaltına alındığında boş olan dosya doldurulmak istenmiş.
Selçuk Mızraklı’yı da böyle tutukladılar. Hiçbir delil bulamayınca bir tane eski PKK itirafçısının Mızraklı’nın Diyarbakır’ın orta yerindeki muayenehanesinde tedavi edip dağa gönderdiğini iddia eden bir ifade yazdırdılar… İpe sapa gelmez bu ifade ile Selçuk Mızraklı’yı yıllardır cezaevinde tutuyorlar.
Ahmet Özer için de anlaşılıyor ki kurt kuzuyu yiyecek, dosya kervan yolda düzülür misali dosya dolduruluyor…”
Ne olmuştu?
Ahmet Özer’in tutuklanmasının ardından soruşturmaya dair soru işaretleri artarken, Anadolu Ajansı’nın geçtiği bir haberde, soruşturmanın başlangıcı olarak, yerel seçimlerin de yapıldığı 2023 yılına işaret edildiği görülmüştü.
Tam tarih verilmeyen haberde, “”PKK/KCK silahlı terör örgütü üyesi olmak” suçundan başlatılan soruşturma kapsamında gözaltına alınan Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer hakkında, Temmuz 2023’te Diyarbakır Cezaevi’nde yatan PKK’lı hükümlüden ele geçirilen örgütsel dokümanlarda adının geçmesinin ardından soruşturma başlatıldığı öğrenildi” denilmişti.
Bu ifade, “Soruşturmada bir ‘itirafçı gizli tanık’ ifadesi ile mi başladı?” sorusunu da yaratmıştı.
Haberde, Diyarbakır’daki soruşturmanın Mersin’e gönderildiği, oradan da ‘yetkisizlik’ kararıyla İstanbul’a sevk edildiği anlatıldı. Özer’in 10 yıl boyunca takip edilmesine yönelik tepkiler yükselirken servis edilen bu haberde, HTS kayıtlarının geçmişe yönelik alındığına dair bilgiler yer alması da dikkat çekmişti.
Haberde şöyle denilmişti:
“Özer hakkında, Diyarbakır Cezaevi’nde cezası kesinleşmiş PKK’lı hükümlüden ele geçirilen dokümanlarda adının geçmesi üzerine Temmuz 2023’te Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca soruşturma başlatıldığı belirtildi.
Başsavcılığın, yetkisizlikle Mersin Cumhuriyet Başsavcılığına gönderdiği soruşturma dosyası, Özer’in ikamet adresinin İstanbul olması nedeniyle de temmuzda İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildi.
Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında da şüpheliye ilişkin geriye dönük 10 yıllık dönemi kapsayan iletişimin tespiti dahil HTS raporları dosyaya eklendi.
Soruşturmada kapsamında ayrıca emniyet tarafından hazırlanan tüm raporlar da 28 Ekim’de dosyaya ulaştı.” (HABER MERKEZ)