Çewlik.net/ÖZEL
BİNGÖL – Ağrı’nın Diyadin ilçesinde doğan ve 772 kilometre uzunluğunda olan Fırat’ın en büyük kolu Murat, geçtiği yerlerde hem yerleşim birimlerini hem de geçim kaynaklarını belirledi. Soğuk suyu ve temizliğiyle öne çıkan nehirde, kıyı köyleri nesillerdir balıkçılık yaparak geçimini sağlıyor. Bununla beraber, nehrin üzerine yapılan barajlar, çevredeki fabrikaların atıkları nehre dökmesi balık ölümlerine sebep olurken balıkçıları da zor durumda bırakıyor.
Bingöl’ün Genç ilçesinde nehre kıyısı bulunan Suvaran, Bahçeli, Yumaklı, Kiran, Çamlıyurt, Tarlabaşı ve Yoldaşan köylerinden 36 balıkçı, yaşadığı sorunlara daha hızlı çözüm bulabilmek için bir araya gelerek Bingöl’de ilk balıkçı kooperatifini kurdu. Balıkçılar, yaşadığı zorlukları, barajların kendilerini nasıl etkilediğini, yetkililerden taleplerini ve çözüm önerilerini Çewlik.net’e anlattı.
Gün Doğmadan Başlayan Yolculuk
Balıkçıların zorlu mesaisi gün doğmadan saat 05.00’da başlıyor. Kendi aralarında yaptıkları iş bölümüyle kolektif bir çalışma planıyla hareket eden balıkçılar, gün ağarana kadar ateş yakıp ısınarak hazırlıklarını tamamlamaya çalışıyor. Teknelerini ve kendilerini hazırlayan balıkçılar günün ilk ışıklarıyla Murat’ın serin sularına doğru ilerliyor.
Kendi ifadeleriyle ‘ya nasip’ diyerek çalışmaya başlıyorlar. Kimi günlerde 100 kiloya kadar balık yakaladıklarını söyleyen balıkçılar, kimi günlerde ise 10 kiloyla yetindiklerini anlatıyor. Bununla beraber, bu sene artan maliyetlerden dolayı kazançlarının düştüğünü, barajlar ve kirlilikten dolayı da işlerinin zorlaştığını belirtiyorlar.
Sekiz Köy Birleşerek Kooperatif Kurdu
Yaşadıkları sorunlara daha hızlı ve etkili çözüm yolu bulmak için sekiz köyden 36 balıkçı birleşerek kooperatif kuruyor. Sekiz köyün adıyla kurulan kooperatif, balıkçıların yaşadığı sorunları gündeme getirerek yetkililerden çözüm istiyor.
Kooperatif Başkan Yardımcısı Sadullah Ersöz, balıkçıların en çok artan maliyetlere rağmen balık fiyatlarının aynı kalmasından, barajlardan haber verilmeden su bırakılmasından ve çevredeki fabrikaların atıklarını nehre atmasından şikayetçi olduğunu dile getirdi.
Fabrika Atıkları, Barajlar
Fabrikaların atıklarını suya atmasından dolayı tonlarca balığın öldüğünü belirten Ersöz, “Bizim kendi hesabımızla yaklaşık 10-15 ton balık telef oldu. Bunun önlenmesini istiyoruz. Selahattin başkanımız bunu daha önce dile getirdi ancak resmi bir açıklama yapılmadı” dedi.
Barajların habersiz açılıp kapanmasının kendilerine zarar verdiğini dile getiren Ersöz, “Mesela saat olarak bize bilgi verseler en azından biz kendi önlemimizi alabiliriz. Suyu açtıklarında bizim ağlarımız da barajda. Ağlarımızı çektiğimiz zaman ne kadar pislik varsa ağlarla beraber geliyor. Bu da ağları kullanılamaz hale getiriyor” diye konuştu.
Maliyetler Arttı, Balık Fiyatları Yerinde Saydı
Artan maliyetlere de dikkat çeken Ersöz, buna karşı balık fiyatlarının yükselmediğini söyledi. Ersöz, “Balığı 35 TL’den veriyoruz. Piyasada 70-75’e satılıyor. Bu bizi kurtarmıyor. Karadeniz’den gelen hamsinin kilosu olmuş 400-500 T, bizim buradaki balık daha 70-75’lerde. Bunun en az 150 lira olması lazım kİ bizi kurtarsı” diye kaydetti.
Nehirde birkaç çeşit balık olduğunu anlatan Ersöz, “Bizim kendi balık türlerimiz var. Zazaca söyleyelim daha şık olsun; zerde, bırık, tiyek, sazan, mueğ… Bu balıkların da fiyatı türlerine göre değişiyor. Mesela turnayı 75’ten satıyoruz. Onun fiyatının 200-250 olması lazım ama maalesef biz daha 70’lerdeyiz” dedi.
‘Bingöl Balık Festivali’ Önerisi
Ersöz, kooperatif olarak tasarladıkları projeleri de anlattı. Bingöl’de bir balık festivali yapmak istediklerini belirten Ersöz, altyapıların tamamlanması halinde kentte farklı bir etkinlik olacağını, bunun da hem bölgeyi kalkındıracağını hem de etkileşimi artıracağını anlattı. Ersöz, “Festivale gelenler bu balıkların nasıl barajdan çıktığını, nasıl bu hale geldiğini, nasıl pişirildiğini tüm süreçleri kendi gözleriyle görsün” dedi.
İş Güvenliği İçin Acil Tekne Talebi
Öte yandan kooperatif üyesi Zeki Tezer de iş güvenliğine dikkat çekerek nehirde bir tekne olması gerektiğini söyledi. Tezer, “Burada bazen dalgada balık avlarken sıkıntılar yaşıyoruz. Bunu birebir gördük. Mutalip abinin oğlu bizim yanımızda suya düştü, Mehmet çıkardı. Acil bir durum olduğu zaman müdahale etmesi gerekir” dedi.
Konuyla ilgili Ersöz de şunları ekledi: “Şu an derme çatma teknelerimiz var, onun sıkıntısını yaşıyoruz. Profesyonel ekipmanlarımız olsa güzel olur. En azından kooperatife bir kısmı hibe olacak şekilde tekne alabilirsek can kurtaran olarak, o an o kişiye yetişme şansımız daha çok olur. Kooperatifin bütçesi olmadığı için, bir teknenin fiyatı 1 milyon civarında, bu bizi aşıyor. Ama yüzde 70 hibe verseler iyi olur en azından tehlike durumlarında kendimizi kurtarabiliriz.”