BİNGÖL – Bingöl’ün Karlıova ilçesine bağlı Kaynarpınar köyü ve çevresindeki Peri Vadisi, Ignıs Enerji tarafından jeotermal enerji santrali (JES) kurulması amacıyla rezerv alanı olarak ruhsatlandırıldı. Ancak bu proje, bölgedeki köylülerin ve çevre aktivistlerinin tepkisine yol açtı.
Köylüler, doğanın ve yaşam alanlarının tehdit altında olduğunu savunarak projeye karşı çıkarken seslerini duyurmak için çeşitli platformlarda mücadelesine devam ediyor.
Kaynarpınar köyüne yapılmak istenen jeotermal santrali için her bir çevre dostunu dayanışmaya çağırıyoruz.
Peri suyu vadisinde jeotermal enerji santraline: Hayır! pic.twitter.com/jufIzCy4sL
— Peri Vadisi Çevre Koruma Platformu (@Perivadisicevre) July 28, 2025
Projenin Detayları
Ignıs Enerji, Kaynarpınar köyü ve çevresinde jeotermal enerji santrali kurmak için Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’ndan ruhsat aldı. Proje, yer altı sıcak su kaynaklarından enerji üretmeyi hedefliyor.
Santralin kurulması için 180-200 derece sıcaklıktaki suya ulaşmak amacıyla yaklaşık 2000 metre derinlikte sondaj yapılması planlanıyor.
Kaynarpınar köyünün deniz seviyesinden yüksekliği 1850 metre olduğu için bu sondaj, deniz seviyesinin altına inilmesi anlamına geliyor.
Jeotermal enerji santralleri, yenilenebilir enerji kaynakları arasında yer alsa da, sondaj ve işletme süreçlerinde kullanılan kimyasallar, su kaynaklarına ve çevreye zarar verebilme potansiyeli nedeniyle tepki çekiyor.
Türkiye’de Aydın, Denizli ve Manisa gibi bölgelerde faaliyet gösteren jeotermal santraller, geçmişte çevresel etkileri nedeniyle sıkça eleştirilmişti.
Köylülerin Tepkisi
Kaynarpınar köyü sakinleri, jeotermal santralin çevresel ve sosyal etkilerinden endişe duyuyor. Bölge halkı, Peri Vadisi’ni “cennet” olarak tanımlıyor ve bu doğal alanın santral projesiyle tehdit altında olduğunu belirtiyor.
Köylüler, projenin tarım arazilerine, su kaynaklarına ve ekosisteme zarar verebileceğinden korkuyor. Ayrıca, sondaj işlemlerinin bölgenin jeolojik yapısını etkileyebileceği ve deprem riskini artırabileceği yönünde endişeler mevcut.
Köylüler, tepkilerini duyurmak için sosyal medya platformlarını aktif bir şekilde kullanıyor. Kaynarpınar köylüleri, çevre aktivistlerinden ve kamuoyundan destek bekliyor.
TBMM’de Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, konuyu Meclis gündemine taşıyarak projenin iptal edilmesi gerektiğini vurguladı. Gergerlioğlu, çok uluslu şirketlerin kâr hırsı uğruna doğanın katledildiğini ifade ederek Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile Bingöl Valiliği’ni projeyi durdurmaya çağırdı.
🌋 Bingöl Karlıova Kaynarpınar’da doğa tehlike altında!
Jeotermal enerji santrali projesiyle köylüler büyük bir çevre felaketiyle karşı karşıya. @csbgovtr @bingolvaliligi pic.twitter.com/7KC4JN7iuF— Ömer Faruk Gergerlioğlu (@gergerliogluof) July 23, 2025
Çevresel ve Sosyal Endişeler
Jeotermal enerji santralleri, yenilenebilir enerji üretimine katkı sağlasa da, çevresel etkileri nedeniyle sıkça eleştiriliyor. Türkiye’deki diğer JES projelerinde gözlemlenen bazı sorunlar:
- Su Kaynaklarına Etki: Jeotermal akışkanların içerdiği kimyasallar, yer altı ve yüzey sularını kirletebilir. Aydın’daki Kuyucular köyünde benzer bir JES projesine karşı köylüler, su kaynaklarının zarar gördüğünü belirterek direnişe geçmişti.
- Toprak ve Tarım Alanları: Sondaj ve santral faaliyetleri, tarım arazilerini olumsuz etkileyebilir. Çanakkale’de köylülere tarlalarını JES projeleri için satmaları veya kiralamaları yönünde teklifler yapıldığı biliniyor.
- Ekolojik Denge: Peri Vadisi gibi biyolojik çeşitliliğin yüksek olduğu bölgelerde, santral faaliyetleri flora ve fauna üzerinde geri dönülmez etkiler yaratabilir.
- Deprem Riski: Derin sondaj işlemleri, bölgenin jeolojik yapısını etkileyerek deprem riskini artırabilir. Bu, özellikle Kaynarpınar gibi yüksek rakımlı bir bölgede ciddi bir endişe kaynağıdır.
Benzer Örnekler ve Karşılaştırmalar
Türkiye’de jeotermal enerji santrallerine karşı halkın tepkisi yeni bir olgu değil. Aydın’ın Kuyucular köyünde 2020 yılında Karadeniz Elektrik Üretim A.Ş. (KARKEY) tarafından başlatılan JES projesi, köylülerin direnişi ve Efeler Belediyesi’nin müdahalesiyle durdurulmuştu.
Benzer şekilde, Çanakkale’nin Ayvacık ve Ezine bölgelerinde JES ve rüzgar enerjisi projelerine karşı köylüler, tarım alanlarının ve su kaynaklarının korunması için mücadele ediyor.
Zorlu Enerji gibi büyük enerji şirketleri, Türkiye’nin jeotermal enerji üretiminde önemli bir paya sahip. Örneğin, Denizli’deki Kızıldere ve Manisa’daki Alaşehir JES’leri, toplamda 305 MW kurulu güce sahip. Ancak bu projeler, yerel halkın tepkilerine rağmen devam ediyor. Kaynarpınar’daki proje de benzer bir direnişle karşılaşabilir.
Yetkili Kurumların ve Şirketin Tutumu
Ignıs Enerji, proje hakkında henüz kamuoyuna detaylı bir açıklama yapmadı. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, ruhsatlandırma sürecinde projenin çevresel etkilerini değerlendiren Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) raporunu incelemekle yükümlü.
Ancak köylüler, ÇED sürecinin şeffaf bir şekilde yürütülmediğinden ve halkın görüşlerinin yeterince dikkate alınmadığından şikayetçi.
Bingöl Valiliği ve ilgili kurumlar, köylülerin tepkilerine yanıt olarak henüz resmi bir açıklama yapmadı.