ÇEWLİK.NET – Bingöllü ressam Mahmut Celayir, Hrant Dink’in katledilişinin 17 yılında bir mesaj paylaştı. Celayir paylaşımında Hrant Dink’in kendisi için ne anlama geldiğini anlatarak “Hrant Dink benim için çocukların bir sesi, bir çığlığıydı” dedi.
MURAT NEHRİNDE YÜZEN İNSAN CESETLERİ
Dink suikastinin arka planındaki suçluların cezalandırılmasını isteyen Celayir paylaşımında şu ifadelere yer verdi:
Çocukluğumun önemli bir kısmı büyükannemin yanında geçti. Büyükannem, yüzyıl başında sürgünler, göçler, isyanlar içinde büyümüş bir kadındı. Bana hep komşu, dost, arkadaş oldukları Ermenilerle bir gün nasıl boğaz boğaza geldiklerini anlatır, Elazığ köylerinde öldürülen Ermeni çocuklardan, Murat Nehri üzerinde yüzen insan cesetlerinden söz ederdi. Bütün bu resimler çocuklar hafızamda çok önemli bir yer aldı. Hrant Dink benim için çocukların bir sesi, bir çığlığıydı. Bu coğrafyanın hafızasını sorgulayan, acılarını zarif bir şekilde dile getiren biriydi. Bu katillerin cezalarını bulması ve daha güzel günlerin gelmesi umuduyla.
HRANT DİNK KİMDİR?
Agos gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink 15 Eylül 1954’te Malatya’da doğdu. Bazı cemaat gazetelerinde kitap eleştirileriyle başlayan yazı hayatı, basında çıkan haberlere gönderdiği düzeltmelerle duyulmaya başladı.
Dink bu yıllarda Patrikhane’ye “Ermeni toplumu çok kapalı yaşıyor, kendimizi iyi anlatırsak önyargılar kırılır” diyerek, bu amaçla Türkçe bir gazete çıkarmayı önerdi. 5 Nisan 1996 tarihinde ilk sayısı yayınlanan Agos gazetesi’nin kuruculuğunu, yayın yönetmenliğini ve başyazarlığını üstlendi.
5 Nisan 1996 tarihinde ilk sayısı yayımlanan haftalık Agos gazetesi, İstanbul’da Türkçe-Ermenice yayımlanan ilk gazete olarak tarihe geçti. Amacı Türkiye Ermeni toplumunun anadilini bilmeyen kesimi ile dayanışmak, Türkiyeli Ermenilerin devlet nezdindeki sorunlarını kendi sesinden dile getirerek, geniş kamuoyunun desteğini almak ve Ermeni kültür ve tarihini ana kaynağından Türkiye toplumu ile paylaşmaktı.
Hrant Dink için yargı sürecinin başlangıç noktasını, kendisi doğrudan dava konusu olmasa da, Atatürk’ün manevi kızı Sabiha Gökçe’nin Ermeni kökenli olduğuna ve Ermenistan’da akrabalarının bulunduğuna yönelik 6 Şubat 2004’te, kendi imzasıyla Agos‘ta yayımlanan Sabiha Gökçen haberi oluşturdu. “Sabiha Hatun’un sırrı” başlığıyla verilen haberde, Antep asıllı Ermenistan vatandaşı Hripsime Sebilciyan Gazalyan, kendisinin Gökçen’in yeğeni olduğunu ve Atatürk’ün manevi kızı Sabiha Gökçe’nin aslında yetimhaneden alınmış bir Ermeni yetim olduğunu iddia ediyordu.
Haberin ana akım gazetelerde yayımlanmasının ardından Genelkurmay Başkanlığı Genel Sekreterliği, Sabiha Gökçen’in Türkler için bir sembol olduğunu, bu konuyu gündeme getirmenin toplumsal barışı bozacağına dair sert bir açıklama yayımladı.
Bu bildirinin hemen ertesinde İstanbul Valiliği’ne çağrılarak, Vali Yardımcısı Erol Güngör’ün makamında, kendilerini Vali Yardımcısı’nın yakınları olarak tanıtan ve bugün halen kimliği belirsiz iki kişi tarafından “uyarılan” Hrant Dink hakkında, bu görüşmenin hemen ertesinde radikal sağ basında hedef gösterme kampanyası başladı. Hedef göstermelerle birlikte Dink hakkında arka arkaya davalar açıldı.
Davalarla paralel süreçte 26 Şubat 2004’te İstanbul Ülkü Ocakları İl Başkanı Levent Temiz’in başını çektiği bir grup Agos‘un kapısına gelerek “Ya sev ya terk et”, “Kahrolsun ASALA”, “Bir gece ansızın gelebiliriz” sloganları attılar. Agos‘un önünde benzer bir gösteri de birkaç gün sonra kendilerini “Asılsız Ermeni İddialarıyla Mücadele Federasyonu” olarak adlandıran grup tarafından yapıldı. Hrant Dink, BirGün gazetesinde yayımlanan “Hoş Gidişler Ola” başlıklı yazısı sonrasında ise Yeniçağ gazetesinin 9 Ekim 2004 tarihli nüshasında “Ermeniye Bak” başlıklı manşetle hedef gösterildi.
Hrant Dink, 19 Ocak 2007’de saat 15:00 sıralarında Şişli’deki Halaskârgazi Caddesi üzerinde, Agos ofisinin yer aldığı Sebat Apartmanı önünde uğradığı silahlı saldırı sonucunda olay yerinde öldü. Cinayet 17 yaşındaki Ogün Samast işledi.
SAMAST’IN TAHLİYESİ
Dink cinayetinin faili Samast, Kasım 2023’te Bolu F Tipi Cezaevi’nden tahliye edildi. 24 Ocak 2007’de tutuklanan Ogün Samast, suç işlediği sırada 18 yaşının altında olduğu için çocuk mahkemesinde yargılandı ve cezası düşürüldü. Temmuz 2011’de çıkan kararda Samast, ‘tasarlayarak adam öldürmek’ ve ‘ruhsatsız silah bulundurmak’ suçlarından 22 yıl 10 hapis cezası aldı.
2019 yılında ‘terör örgütü üyeliği’ suçlamasıyla açılan dosyası, 2020 yılında diğer kamu görevlilerinin de yargılandığı ana dava ile birleşti.2020 yılında aralarında Samast’ın da bulunduğu 9 kişi hakkında örgüt üyeliğinden ceza verildi ancak Yargıtay, zaman aşımı sebebiyle örgüt üyeliği cezasının düşmesine karar verdi. Böylece Ogün Samast örgüt üyeliğinden değil, sadece Hrant Dink cinayetinden ceza aldı.
Samast, “FETÖ’nün üyesi olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek” suçlamasıyla Aralık ayında tekrar hakim karşısına çıktı.
Aralarında Yasin Hayal ve Erhan Tuncel’in de bulunduğu 11 sanıkla birlikte yargılanan Samast’ın avukatının savunma için ek süre talebi mahkeme tarafından kabul edildi. Cinayetten 16 yıl 10 ay sonra 15 Kasım’da tahliye edilen Samast hakkında yeni bir iddianame düzenlenmişti.
Bu iddianamenin ardından “silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek” suçundan 5 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası istemiyle İstanbul 2. Çocuk Ağır Ceza Mahkemesinde dava açılmıştı. Bu dosya, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesindeki 11 sanıklı davayla birleştirilmişti.
Duruşmada kimlik tespiti yapılan Samast, ikamet adresi olarak Düzköy’deki bir adresi söyledi. İşsiz olduğunu belirten Samast, herhangi bir gelirinin olmadığını ifade etti. Mahkeme de Samast’ın süre talebini kabul ederek “Duruşmadan ayrılabilirsin” dedi.
Adliyeden eşi ile birlikte çıkan Ogün Samast, gazetecilerin sorularına yanıt vermedi. Samast, adliye çıkışındaki siyah camlı otomobile binerek binadan ayrıldı. (HABER MERKEZİ)