“Bir körün, İngilizce öğretmeni olmaması için hiçbir neden yok ama olamadım”

    Bingöl Haber – Görme engelli Berra Yami, Yükseköğretim Kurulu Sınavı kapsamındaki Yabancı Dil Testi’nde okuyucu olarak İngilizce öğretmeni yerine başka branştan öğretmenler görevlendirilmesi nedeniyle sınavı bitiremedi.

    Bingöl Haber - Görme
    *Görsel betimleme:Fotoğrafta Berra Yami, kameraya bakarak poz veriyor. Önünde bir dizüstü bilgisayar var. Elleri bilgisayarın klavyesinin üstünde duruyor, kulağında bilgisayara takılı beyaz bir kablolu kulaklık var. Yami’nin üzerinde siyah bir kıyafet, başında yeşil bir başörtüsü var.

    Çewlik.net – Türkiye’de görme engelli öğrenciler, ülke genelinde yapılan lise ve üniversiteye geçiş sınavlarına bir okuyucu eşliğinde katılıyor. Sınavı hazırlayan kurum tarafından görevlendirilen öğretmenler, görme engelliye sınav kitapçığını okuyor, öğrenci dinlediği soruları cevaplandırıyor.

    19 yaşındaki görme engelli öğrenci Berra Yami’ye, Yükseköğretim Kurulu Sınavı’nın (YKS) 9 Haziran’da yapılan Yabancı Dil Testi’nde okuyucu olarak İngilizce öğretmeni yerine Biyoloji ve Türkçe öğretmenleri eşlik etti. Okuyucu öğretmenin telaffuzunu anlamayan Yami’nin, branş öğretmeni talebi karşılanmadı, testi sonlandırıp tutanak tutturma talebi de reddedildi.

    Berra Yami, sınav sürecinde yaşadığı zorlukları bianet’ten Ali Dinç’e anlattı.

    “Taleplerim reddedildi”

    Ortaokuldan bu yana kaynaştırma öğrencisi olarak eğitim gören Berra Yami, lisede de kaynaştırma öğrencisi olarak eğitimine devam etti. Lisede dil sınıfını seçen Yami, bu sene ilk kez üniversite sınavlarına girdi.

    Kaynaştırma eğitimi nedir?

    Yeti farklılığı olan öğrencilerin, akranlarıyla birlikte eğitim aldığı, eğitim ve öğretimlerinin bütün kademelerinde destek hizmetlerin sağlandığı eğitim uygulamalarıdır.

    YKS’nin 9 Haziran’daki üçüncü oturumunda yapılan Yabancı Dil Testi’ne okuyucu olarak İngilizce öğretmeni yerine Türkçe ve Biyoloji öğretmenlerinin geldiğini belirten Yami, “Daha sınavın başlamasına vakit varken bina başkanının çağrılmasını istedim. Ancak okuyucu öğretmenler görevin kendilerine verildiğini ve kimseyi çağıramayacaklarını söylediler. Değiştirmek için şansımı bile deneyemedim” dedi.

    “Aslında böyle bir şey olacağını tahmin ediyordum” diyen Yami, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Sınav zaten çok stresli, ben ayrıca öğretmenin okuyamayacağı stresi ile sınava başladım. Biyoloji öğretmeni bana Türkçe öğretmeninin İngilizce bildiğini ve kendisinin okumayacağını söyledi. Fakat sınava başladıktan sonra Türkçe öğretmeni soruları doğru okuyamadı.”

    Berra Yami ayrıca, Türkçe öğretmeninin test öncesinde kendisine “İngilizce biliyorum. Ama sistemde benim İngilizce bildiğime dair bir bilgi de yok, ÖSYM beni nereden bulmuş” dediğini aktardı.

    “Dilekçe yazabilirsin ama işe yaramaz”

    Yami, onuncu soruya kadar Türkçe öğretmeninin telaffuzunu anlamaya çalıştığını, ancak sonrasında daha fazla devam edemediğini belirterek, “Sınavı bitirmek istedim ve tutanak tutulması için bina başkanını çağırdım” dedi.

    Bina başkanının tutanak tutmadığını ve sadece sınavı bitirebileceğini söylediğini aktaran Yami, “Ayrıca dilekçe yazabileceğimi söyledi ama bunun da bir işe yaramayacağını belirtti” diye konuştu.

    “Başkaları aynı şeyleri yaşamasın”

    Berra Yami, sınavda yaşananların ardından Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi’ne (ÖSYM) dilekçe yazdığını söyledi.

    “Dilekçeden cevap bekliyorum ama cevap gelecek mi bilmiyorum. Açıkçası artık dil sınavından pek umudum yok” diyen Yami, geçen yıl arkadaşının da aynı durumu yaşadığını, başka görme engellilerin de benzer sorunlar yaşamaması için bir çözüm bulunması gerektiğini belirtti.

    Braille alfabeli kitapçık

    Etrafının kendisine sıklıkla çözüm yolu olarak “Braille alfabesiyle kitapçık basılsa nasıl olur?” diye sorduğunu ancak bu konuda da endişeleri olduğunu aktaran Yami şu sözleri kaydetti:

    “Bu konuda da bize bir destek sağlanmıyor. Yine biz bir anda sudan çıkmış balığa döneriz. Sınava hazırlık materyalleri Braille alfabe ile değil. Burada farklı bir erişilebilirlik sorunu var. Bunun tek mantıklı çözümü e-YDS sınavı gibi bir sınav olması. Bilgisayar ortamında sınava girebiliyorlar. Biz de öyle girebiliriz yine bir gözetmen eşliğinde olur ve bilgisayardan soruları dileriz.”

    Berra Yami’nin bu konudaki endişelerine rağmen görme engelli Kübra Ev’in 2019 yılında change.org sitesi üzerinden başlattığı “Üniversite sınavında görme engelliler için Braille kitapçık da verilsin!” imza kampanyasına bugüne kadar 174 bin 435 kişi destek verdi.

    Kübra Ev’in imza kampanyasındaki önerileri şöyleydi:

    Braille okur yazarlığı iyi olan ve tercih eden öğrencilere soru kitapçığı, braille formatında dağıtılması.
    Braille yazıyı okuyamayan öğrenciler açısından ise okuyucu yönteminin devam etmesi.
    Sınava bilgisayarla, online olarak girilmesi.
    Refreshable braille adı verilen, elektronik ortamdaki yazıları Braille alfabesine çeviren cihazların kullanılması.
    Tüm önerilerin ortaokul ve lise döneminden itibaren başlaması.
    “Duygusal değil mantıklı adımlar atılmalı”

    Toplumun, engellilik konusunda duygusal davrandığını ardından ‘bir anda her şeyi unuttuğunu’ söyleyen Berra Yami, bu durumun kalıcı ve çözüm odaklı çalışmaların yapılmamasına neden olduğunu vurguladı.

    “Dolayısıyla duygusal değil de biraz daha mantıklı adımlar atsak insanlar daha iyi yerlere gelebilir. Birçok mesleği yapmak için bu kadar zorlanmayız. Baktığınızda bir körün İngilizce öğretmeni olmaması için hiçbir neden yok ama olamadım.”

    Eğitimde erişilebilirlik sorunları

    Eğitim hayatı boyunca benzer sorunlar ve ayrımcılıklara maruz kaldığını belirten Berra Yami, üniversite sınavına hazırlık sürecinde de çeşitli erişilebilirlik sorunları yaşadığını anlattı.

    “Dil sınavı, gören arkadaşlarım için bile çok zor, dil için bir müfredat yok. Başta öğretmenlerimiz bana düzenli deneme testleri okuyacaklarını söylediler. Birkaç gönüllüyle de konuştum ama tabii ki de öyle olmadı.

    Öğretmenlerim sadece birkaç kez okudu. Daha çok arkadaşlarım ve ailem yardımcı oldu. Kitapları tek tek, sayfa sayfa taratıp, onları bilgisayara aktardılar. O şekilde deneme çözüyordum ama işte bilgisayar sesine alışan bir insanın sonrasında insan sesini anlaması bile çok zor oluyor.

    Bir de Türkçe öğretmenini anlaması daha zor oluyor. İşte farklılık da burada ortaya çıkıyor. Ben iki yıl boyunca bu sınava bilgisayar ortamında hazırlanıyorum sonra bana diyorsunuz ki ‘hadi gel, insan sesiyle bunu çözmen gerekiyor.’” (bianet)