Çewlik.net – Cumartesi Anneleri/İnsanları, kayıplarının akıbetini sormak ve faillerin açığa çıkarılıp yargılanması talebiyle her hafta İstanbul’daki Galatasaray Meydanında eylem düzenliyor. Bu hafta eylemlerinin 1031’incisini gerçekleştirdiler.
Bu haftaki eylemde 23 Aralık 1980 tarihinde Maraş Katliamı’nın yıl dönümünde pankart astığı için gözaltına alınarak kaybedilen Mahmut Kaya’nın akıbetini sordular.
‘Gözaltında Kaybedilen Sevdiklerimizin Akıbetini Öğrenme Çabamızın Boşa Çıkarıldığı Bir Yıl’
Polis ablukası altındaki Galatasaray Meydanı’nda, barikatların önünde yapılan açıklamayı Sebla Arcan yaptı.
Yılbaşı öncesi insanların sevdikleriyle birlikte yeni yıla girme planları yaptığını anlatarak sözlerine başlayan Arcan, “Ancak biz, gözaltında kaybedilen sevdiklerimizin akıbetini öğrenme çabamızın boşa çıkarıldığı bir yılı daha geride bırakmanın derin kederi içindeyiz” dedi.
‘Pankart Astığı İçin Öldürüldü’
21 yaşındaki Mahmut Kaya’nın 23 Aralık 1980 tarihinde Kars ilinde Maraş Katliamı’nın ikinci yıl dönümü kapsamında “Maraş Katliamı’nın hesabı sorulacaktır” yazılı pankart astığı için gözaltına alındığına dikkat çeken Arcan, şunları söyledi:
“Gözaltına alındıktan sonra, Sıkıyönetim Komutanlığı tarafından siyasi şube müdürlüğüne götürüldü. Birçok tanık beyanına göre, Mahmut Kaya, on gün süren ağır işkencenin ardından, 3 Ocak 1981 tarihinde öldürüldü. Bedeni kaybedilen Mahmut Kaya’dan bir daha haber alınamadı.
Kaya Ailesi’nin Erzurum’daki evini telefonla arayan bir kişi, Mahmut’un emniyette olduğu bilgisini verdi. Bunun üzerine Kars’a gelen Sebahattin Kaya, ilgili kurumlara başvurdu.
Kars Valisi ile görüştü. Ancak Mahmut’un gözaltına alındığı inkâr edildi. Mahmut ile birlikte gözaltında tutulan diğer kişiler mahkemeye çıkartıldıklarında, Mahmut Kaya’nın işkence sonucunda öldürüldüğünü detaylı bir biçimde anlatarak suç duyurusunda bulundu.”
‘TBMM’nin Hazırladığı Raporda Mahmut Kaya’nın Gözaltında Öldürülmesine Karışan Yetkililerin İsimleri Yer Aldı’
Israrla başvurularını sürdüren Selahattin Kaya’ya 9 Ekim 1982 tarihinde Sıkıyönetim Komutanlığı’ndan “Mahmut Kaya adlı şahsın gözaltına alınmadığı, tutuklanmadığı ve ildeki cezaevinde bu isimde bir hükümlü ve tutuklu bulunmadığı” cevabının verildiğini kaybeden Arcan, ardından dosyanın kapatıldığını anlattı.
2011 yılında TBMM İnsan Hakları İnceleme Alt Komisyonu’nun Cemil Kırbayır ile ilgili yaptığı araştırma sonucu hazırladığı 350 sayfalık raporda Mahmut Kaya’nın gözaltında öldürülmesine ilişkin detaylara da yer verildiğine söyleyen Arcan, şöyle konuştu:
“Dönemin yetkilileri ve tanıkları ile yapılan görüşmeler sonucunda hazırlanan kapsamlı raporda, Mahmut Kaya’nın gözaltında öldürülmesine karışan görevlilerin ve bu olaya göz yuman yetkililerin isimleri yer aldı.
“Bitlis’te beş minare’ Diye Bir Türküyü Okudu”
TBMM Komisyonu’na da konuşan tanıklardan Davut Aksu şunları söyledi:
“Mahmut Kaya diye bir insanı getirdiler. Yılbaşı da olabilirdi, yılbaşını bir gün geçmiş de olabilirdi, o süre zarfında yoğun bir işkence yapıldı.
Yan yana bağlandık, belden aşağısı simsiyah olmuştu. Sanıyorum saat üç sıralarıydı, ‘Bitlis’te beş minare’ diye bir türküyü okudu, ağzından su geldi ve yanımda bu insan öldü.
Bizi yandaki odaya aldılar. Mahmut Kaya’nın nabzını kontrol ettim, öldüğünü anladım.”
Bu ve benzeri çok sayıda tanık beyanlarına rağmen, Mahmut’un akıbeti hala karanlıkta bırakılmaya, failleri cezasızlıkla korunmaya devam etti.
Adalet Talebi
Mahmut Kaya’nın gözaltında kaybedilişinin 44.yılında, inkara son verilerek adaletin sağlanması talebimizi tekrarlıyoruz.
Kaç yıl geçerse geçsin; Mahmut Kaya için, tüm kayıplarımız için adalet istemekten, devletin evrensel hukuk normları içinde hareket etmek zorunda olduğunu hatırlatmaktan vazgeçmeyeceğiz.”