Özgür Özel’den AKP’ye “Suriye” Uyarısı

    Özgür Özel’den AKP’ye “Suriye” uyarısı: “Türkiye, Suriye’ye fetih heveslerinden uzak bir pencereden bakmalıdır.”

    Özgür Özel'den AKP'ye "Suriye"

    (ANKARA)- Meclis’te konuşan CHP lideri Özgür Özel’in gündeminde Suriye vardı. Özel, “Yanı başımızda, bir ülke paramparça hale geldi. Her parça bir başka küresel gücün elinde oyuncak olma riskiyle karşı karşıya. Şimdi artık Suriyelileri temsil eden bir geçiş hükümeti kurmanın zamanı” dedi.

    Özgür Özel’den Çağrı

    CHP Genel Başkanı Özgür Özel,  TBMM’de 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi görüşmelerinde konuştu. Özel, “Biz Suriye halkı için iyi olanın yanındayız. Suriye’nin komşularını ve bölgedeki uluslararası aktörleri, iç savaşın bitirilmesine katkı vermeye, insan haklarına ve hukukun üstünlüğüne dayalı, tüm Suriye’yi temsil edecek demokratik bir rejimin kurulmasına yardımcı olmaya çağırıyoruz” dedi.

    AKP’ye “Suriye Uyarısı

    CHP Lideri Özel, Esad yönetiminin düşmesine ilişkin şunları söyledi:

    “Dış politika üzerinde ciddiyetle durmamız gereken Türkiye’nin ana meselelerden biridir. Ülkemizin ve partimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün, tüm dünyada bilinen sözü ‘yurtta barış, dünyada barış’ sözünü hatırlamanın tamda zamanıdır. Atatürk’ün dış politikada bize nasıl bir miras bıraktığını biliyoruz. ‘Yurtta barış, cihanda barış’ vizyonu bıraktı. Komşularla iyi ilişkiler bıraktı. Ancak AK Parti iktidarları bunun tam tersini yaptı. Dış politikada, kurumlar dışlandı, bu Parlamento dışlandı, en önemlisi Dışişleri Bakanlığı kadrolarıyla, birikimiyle ve geleneğiyle dışlandı.

    “Maceracı Dış Politika Yaklaşımından Uzaklaşmalıyız”

    Kıbrıs Barış Harekatı sırasında dönemin Başbakan Yardımcısı Necmettin Erbakan 18 Temmuz günü, dönemin Başbakanı Bülent Ecevit 20 Temmuz günü harekat hakkında ilk bilgilendirmeyi kapalı oturumda bu salonda yaptılar. Bugün Suriye’de olan bu kadar olay karşısında Parlamento tamamen görmezden gelindi. Suriye’deki maceracı yaklaşım, 2011 yılından itibaren vatandaşlarımızın canına kast eden büyük bir güvenlik tehdidi yarattı ve bizi büyük bir göç sorunu ile karşı karşıya bıraktı. Türkiye’nin ödediği maliyeti görmezden gelemeyiz. 13 yılda hiçbir şey olmamış gibi, tüm hataların bedelini halkımız ödememiş gibi, Aylan bebekler ölmemiş gibi hareket edemeyiz. Öncelikle geçmişteki hatalardan ders almalıyız, maceracı dış politika yaklaşımından uzaklaşmalıyız.

    “Yaraları Sarma Zamanıdır”

    Komşumuz Suriye’yi senelerdir otoriterlikle yöneten Esad dün devrildi. Tıpkı Irak’ta, Libya’da olduğu gibi. Yanı başımızda, bir ülke paramparça hale geldi. Her parça bir başka küresel gücün elinde oyuncak olma riskiyle karşı karşıya. Şimdi artık Suriye’de daha fazla kan dökmeden iç savaşı kesin bir şekilde sonlandırmanın, tüm Suriyelileri temsil eden bir geçiş hükümeti kurmanın zamanı.

    Suriye’de şimdi yaraları sarmanın, demokrasiyi inşa etmenin, insanca bir rejim kurmanın zamanıdır. Biz Türkiye’de ana muhalefet partisiyiz ama yurt dışına çıktığımızda Türkiye’nin partisiyiz. Temsil edildiğimiz tüm uluslararası kurumlarda Türkiye’nin, KKTC’nin, Azerbaycan’ın haklarını savunduk, savunuyoruz. Biz doğruya doğru, yanlışa yanlış diyen bir noktadayız. Örneğin Rusya-Ukrayna ilişkilerinde taraf olunmayıp denge politikası izlenmesini doğru bulduğumuzu her platformda ifade ettik. Suriye ile ilgili dünden beri yapılan açıklamalarda, Suriye’nin toprak bütünlüğüne yapılan vurguyu, demokratik ve özgür seçimler noktasında bazı sağduyulu açıklamaları dikkatle takip ediyoruz.

    “Türkiye Barışçıl Bir Pencereden Bakmalıdır”

    Bizim de iktidara çağrımızdır. Türkiye, Suriye’ye, maceracılıktan ve fetih heveslerinden uzak bir pozisyondan, barışçıl bir pencereden bakmalıdır.

    Türkiye’nin Suriye politikası, siyasi propagandaların malzemesi olamayacak kadar önemlidir. Trollerin akıl dışı heyecanları olabilir. Sözde yorumcular, sözde uzmanlar, sırtında yumurta küfesi taşımayanlar macera peşinde koşabilir. Ancak devlet, ciddi olmak zorundadır. Soğukkanlı olmak zorundadır. Suriye’de demokratik, kapsayıcı, hukukun üstünlüğüne dayalı bir rejim inşasından yana olmayan kesimlerden uzak durulmalıdır. Terörün ve şiddetin son bulması için çözümler üretilmelidir.

    Ülkemizdeki Suriyelilerin evlerine dönmelerine yardımcı olacak kapsamlı bir geri dönüş programı hazırlanmalıdır. Bugün ülkemizdeki sığınmacılar, meydanlarda sevinç gösterilerinde bulunmaktadır. Bu sevinç, ülkelerine dönüş sevinciyse buna iştirak ederiz. Ancak iktidarın bir an önce yanıtlaması gereken, meydanlarımızda gösteriler yapan bu kadar sığınmacının nasıl gönderileceği sorusudur? Bizim Suriye’ye dair önceliğimiz, oradaki askerlerimizin güvenliği, yurttaşlarımızın güvenliği, Türkiye’nin çıkarları ve huzurudur. Ne kimsenin maşası olmayı kabul ederiz ne de başka memleketlerdeki yangına maşalarla müdahaleyi doğru buluruz.