ÇEWLİK.NET – Bingöl’de Cafran bölgesinde geçen yıl başlatılan orman kıyımı, bölge halkının ve çevre örgütlerinin tepkisine neden oldu. Bingöl Sürdürülebilir Kalkınma, Çevre, Gençlik ve Sivil Toplumu Geliştirme Derneği’nin (BİNÇEVDER) Başkanı Cuma Karaaslan, bölgeye giderek katliamı protesto etti.
Karaaslan, şunları söyledi:
Daha iyi sonuçlar elde etsek daha iyi değecek diyeceğiz umut ediyoruz. Cafran bölgesinde geçen yıl başladı orman katliamı. Artık kesim kelimesini de kullanmıyoruz çünkü orman kesimi ilkel bir kavramdır. İnsanlık dışı bir kavramdır. Hepimizin hayatının beslenmesinin kaynağı ormandır.
‘MİLLİ PARK İLAN EDİLMESİ GEREKİR’
Söz konusu ormanın gerek su gerek erozyon gerek böceklerin kışlanması ve gerekse doğal ekolojik denge üzerindeki olumlu üretimlerine bakacak olursak bilimsel olarak 16 bin tane görevi var. O bakımdan böyle doğal korunması gereken alanların Milli Park ilan edilmesi gerekirken kesim gözüyle çıkar ilişkilerine, siyasal ve iktidar yanlılarının birbirlerine peşkeş çekmelerine tahammülünüz kalmadı. Hangi çağda yaşıyoruz?
‘SU SADECE BİNGÖL’ÜN DEĞİL’
Dünyanın hızla küresel iklim değişiminin kaotik bir evreye girdiği söylemlerine ve geri adım atmalarına Kyoto protokolleri de dahil ki bizim de imza attığımız sözleşmelere rağmen buradan bir dal ağaç kesmek arkadaşlar Ankara’da bir sürahi suyun yok olması demektir. Su sadece Karer’in Cafran’ın Bingöl’ün bu bölgenin değildir. Bütün bir coğrafyayı besleyen atmosferik bir yapıdır.
‘BİZE ZEHİR OLARAK GERİ DÖNER’
Her şey bir yana ilkbaharda orman kesmenin kendisi zaten katliamdır. Neden mi? Çünkü kışın, kışlak böcekler tekrar yavrulamak ve döl vermek için ağaç kabukları ve köklerinde yavrular beslenir ve kışa atlarlar. Siz ilkbaharda bunu yaptığınızda o kabuk aralarında olan uçuşan kaçışan çok yıllık o börtü böcek hem yok olur hem göç eder. Yok olması doğaya büyük bir zarardır. Göç etmesiyle de göç ettiği yere hastalık taşır. Bu doğaya uygun olan bir böceğin salgısı bir başka bölgedeki salgıyla karıştığında, örneğin dağda topladığımız mantarla karıştığında, mantar zehirli oluyor. Bu bütün bitkiler için geçerli. Bu tepkime, bu kimyasal birleşim bize zehir olarak geri döner. Onun için ormanın tıraşlanması diye ilkel bir kavram olamaz. Kim Amazon’da tıraşlanma yaptı? Duydunuz mu hiç bugüne kadar Amazon’da gençleştirme? Burası da Doğu Güneydoğu Anadolu’nun başta Bingöl’ün Amazonu’dur. Yaban hayvanı olsun, ağaçlar olsun hepsini böyle korumamız gerekiyor.
‘YOLUN KENDİSİ CİNAYETTİR’
İşte bakın çıkamadık. Yolları gördünüz, bu yol bile cinayettir. Çünkü Kızılderili’nin dediği gibi onlar geldiklerinde elinde bir kitap vardı. Bizi kandırdılar. Yeraltı yer üstü kaynaklarımızı oraya yaptıkları yol sayesinde gelip alıp götürdüler.
KÖYLÜLERE ÇAĞRI
Bu bir katliamdır. Yetkililere sesleniyoruz.
Sağ olsun hukukçu Nurullah arkadaşımız da burada . Daha önce açılan davayı da takip edip bundan sonraki süreci incelemek üzere biz arkadaşlara da söz veriyoruz. Bu konuda köylülerin biraz duyarlı olması lazım. Bugün Karadeniz’de, Manisa’da, Muğla’da görüyorsunuz köylüler, kadınlar, çocuklar, herkes canla başla orada olurken zalimler geri adım atıyor.
Ama bu zalimler biz 5-10 kişiyle görünce işte çevre çığırtkanlığı yaptığımızı söylüyor, ‘olsun söyler geçerler’ diyor. Artık söylem değil eylemdeyiz. Bundan sonra toprağımıza, doğamıza sahip çıkacağız arkadaşlar.” (HABER MERKEZİ)