Bu yazıyı hem biraz dertleşmek hem de seçimlerde AKP’den aday adayı olan sayın Alican Bayram’ın hakkını teslim etmek için yazıyorum.
Simani Mahallesi benim doğduğum mahalle. Doğduktan sonra artık hayvancılık yapmayı bırakan ailem o zamanın şartlarıyla köy gibi olan Simani’den şimdiki adıyla Şehit Mustafa Gündoğdu Mahallesi, o zamanki adıyla Uzunsavat mahallesine, Rekabet Lisesi’nin oradaki iki katlı köy konutlarına taşındı. Çocukluğumda Simani’yi bazı zamanlarda akrabalarımı, bayramlarda da babaannemin mezarını ziyarete gittiğimi hatırlıyorum. Simani’nin o zamanların fotoğrafı zihnimde tek katlı evler, büyükbaş ve küçükbaş hayvanlar olarak canlanıyor.
Ortaokul ve lise zamanlarımda Simani benim için sadece düğünlere gittiğim bir mahalleydi. Tabi bilenler bilir o zamanlar düğünlere gidiş ve dönüş saatleri arabası olmayanlar için bir işkenceydi. Merkezden uzak bir yer olduğu için yürümek ve tabi yürünecek bir yol olmadığı için yaya gitmek pek mümkün değildi. Taksiler de o saatlerde neredeyse hiç bulunmuyordu. Otobüsler ise bu zamandan daha beterdi.
Simani’ye ulaşmak orada yaşayan insanlar için bile bir problemdi. Ancak bu problem, üniversite öğrencileri için açılan yurtla iyice görünür oldu. Pir Ali Kız Yurdu’nun hikayesi benim için biraz Simani’nin hikayesidir aynı zamanda, bunları bu yüzden anlatıyorum.
Konumuza gelelim. Van’dan Bingöl’e okumak için gelen Evin, her yere 15 dakika yürüme mesafesi olan şehirde okuluna iki otobüs değiştirerek gidebileceği bir yurtta kalmak zorunda kalan yüzlerce öğrenciden biriydi. Evin’e dün akşam saatlerinde yurdun önünde karşıdan karşıya geçerken araba çarptı. Daha önce defalarca kaza olmasına rağmen hiçbir önlemin alınmadığı yolda, defalarca alt geçit yapılsın çağrısı yapılan yolda, karşıdan karşıya geçerken…
Evin aramızdan ayrıldı. Misafirperverliğiyle övünen Bingöl’de, Evin, misafir olduğu şehirde öldü. Arkadaşları ‘kazadan’ sonra yurdun önünde eylem yaptı. Birçok kişi ihmalleri hatırlattı, sorumlulardan hesap sordu. Ama hesap vermesi gerekenler sustu. Hesap soranlar da bir iki güne susmaya devam edecek. Çünkü Gülistan Doku’yu sormayan, Narin’i, Ceylan’ı ve daha nicelerini sormayanlardı onlar.
Evet, Evin öldü. Bingöl Valisi Ahmet Hamdi Usta, Bingöl Belediye Başkanı Erdal Arıkan, Bingöl Üniversitesi, Bingöl Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erdal Çelik… Hiç kimse hiçbir şey söylemedi. Üstelik, Evin, daha iki gün önce Ulaştırma Bakanı’nın ziyaret ettiği ve ulaşımda ‘çağ atladık’ naralarının atıldığı Bingöl’de, üniversitesinden uzak olan yurdunda, karşıdan karşıya geçerken öldü.
Peki kim sorumlu?
Geceden beri birçok kişi tepki gösteriyor. Tepki gösteren herkes ihmallerden dem vuruyor, yetkilileri sorumlu tutuyor. Yetkili olanlar kim? Kimse isim vermiyor. Neyse.
AKP Milletvekili Zeki Korkutata henüz bir şey demedi. Korkutata, son olarak Bakan Uraloğlu’nun ” Şehrimizin ulaşım ağını güçlendirecek projeleri hız kesmeden el birliğiyle hayata geçirmeye devam edeceğiz. Bingöl için “Durmak Yok, Yola Devam. Bingöl gelişiyor” paylaşımını, “Bingöl için durmak yok, yola devam” notunu düşerek paylaşmış.
Feyzi Berdibek ise, “Elim bir trafik kazası sonucu hayatını kaybeden Bingöl Pir Ali Bey Kız Öğrenci Yurdunda kalan Bingöl Üniversitesi öğrencisi kızımıza Allah’tan rahmet diliyorum. Rabbim mekânını cennet eylesin. Acılı ailesine, yakınlarına ve arkadaşlarına sabır ve metanet diliyorum.” paylaşımı yapmış.
Birinin sokak ortasında dört kişiyi bıçaklayarak öldürdüğü olay gibi, her olay gibi aynı cümlelerle. Elim bir olay, Allah’tan rahmet, sevenlerine başsağlığı…
Evin’le ilgili en isabetli paylaşımı ise AKP’den aday adayı olan Alican Bayram yaptı. Bu beni şaşırtmadı. Her ne kadar seçimden önce yazdığım ‘yapay zeka’ yazısı başka yerlere çekilse de aslında Alican Hoca’ya büyük destek vermiş, sadece durduğu yeri eleştirmiştim. Bayram’ın, diğerleri gibi kuru bir ‘elim bir kaza’, ‘Allah’tan rahmet diliyorum’ mesajlarına karşı yaptığı önlem çağrısı bu noktada kayda değerdir. Bayram, şöyle diyor:
“Üniversitemizin henüz 1. sınıf öğrencisi olan Evin elim bir trafik kazasında hayatını kaybetti. Hayalleri ile şehrimize gelen gencecik bir öğrencimizin kaybı acı verici. Öğrencimize Allah’tan rahmet, kederli ailesine ve bu acıyı yaşayan arkadaşlarına başsağlığı ve sabır diliyorum. Yetkilileri de önlem almaya davet ediyorum. Üniversitemize 2 araçla gelmek zorunda kalıp ekonomik zorluk çekmenin yanısıra şehrin en uç noktasında yaşayıp sosyalleşme olanaklarını minimize eden bu gençlerin bari hayatları için ÖNLEM ALALIM.”
Önlem alalım kısmını büyük harflerle yazıyor, vurguluyor. Üniversite öğrencilerinin sosyalleşme ihtiyacını bile unutmuyor. Şimdiye kadar durduğu cepheden en kayda değer mesajı veriyor.
Ama geldiğimiz noktada Evin artık aramızda yok. Geride o yurtta kalan yüzlerce kız öğrenci ve halen tüm bu ihmalkarlığa karşı çıkmak isteyen küçük bir grup kaldı. Sanırım bundan sonra herkes kendine insani olarak bir yer vermek zorunda kalacak Bingöl’de.
Evin’in hakkını savunanlar ya da Evin’in ardından susup yeni Evinlere, Narinlere, Gülistanlara sebep olanlar.
YORUMLAR